kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Nisan 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

'1 numara demokrasi' olmak lazım

Türkiye'de demokratik sistemden rahatsız olan, halkı bu sistemden soğutmak isteyen veya halkın tercihlerini etkisiz hale getirmek isteyen etkili bir kesim var.
İttihatçı geleneğin günümüzdeki uzantısı bunlar.
Ülkemizdeki faili meçhullerin, bombaların, suikastların arkasında bu kesimin bulunduğuna ilişkin çok ciddi karine var.
Bugün manşetimizde yer alan haber bunun bir göstergesi.
Çeşitli istihbarat örgütleriyle ilişki içinde olduğu anlaşılan Tuncay Güney isimli şahıs, 2001'de düzenlenen bir operasyonla yakalanıyor. Bürosunda çok ilginç belgeler ele geçiyor.
Ergenekon'a ilişkin düzenleme ve Veli Küçük'ten Sami Hoştan'a kadar uzanan yapılanma ortaya çıkarılıyor.
Güney saatlerce sorgulanıyor, dava dosyası savcılığa sevk ediliyor ve dosya kapanıyor.
Ama iş burada bitmiyor.
Aradan üç yıl geçiyor, İstanbul polisi bir ihbar üzerine Gaziosmanpaşa'daki bir depoya baskın düzenliyor. Depoda, Güney'in bürosundan çıkan belgeler, sahte pasaportlar ele geçiyor.
Deponun, Güney'i sorgulayan dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürü Adil Serdar Saçan'a ait olduğu anlaşılıyor.
Ama yine bir şey olmuyor. Ta ki, Cumhuriyet gazetesine atılan bombalarla Danıştay saldırısı arasındaki ilişki bulunana kadar.
Şimdi 40'tan fazla kişinin tutuklu yargılandığı bir soruşturma konusu Ergenekon.
İçinde emekli ve halen görevde bulunan çok sayıda kamu görevlisi olduğu iddia ediliyor.
Amacı basit:
Halkın oylarıyla gelmiş iktidarları çeşitli yollarla yıpratmak, itibar kaybettirmek, bu amaçla gerekirse suikasta kadar giden yollara başvurmak.
Böyle bir çete Ergenekon.
Demokratik sistemlerde, çetelerin yeri yoktur.
Demokratik, hukuk devleti yurttaşının can ve mal güvenliğini korumakla yükümlüdür.
Yurttaşın güvenliğinden sorumlu kamu görevlileri, soruşturma esnasında ele geçirdikleri bilgi ve belgeleri kiraladıkları depolarda saklamaz, yetkili mercilere teslim eder. Etmezse, hesabı sorulur.
Türkiye 28 Şubat'tan bu yana kesintili bir darbe sürecinden geçtiği için, demokrasi ve hukuk sistemi olması gerektiği gibi işlemiyor.
Kendilerini hukukun üstünde ve dışında gören kişiler türüyor, kimi kamu görevlileri buna göz yumuyor, yardımcı oluyor.
Susurluk'ta olanları hatırlamak yeterli.
Aranan bir zanlı, bir polis müdürü ve bir milletvekili silah yüklü bir arabada kaza sonucu yakalandı ama onları o arabada biraya getiren koşullar hiçbir zaman tam olarak aydınlatılamadı.
O nedenle, bu kez tarihi bir fırsat var Türkiye'nin önünde.
8 numarasından 1 numarasına tüm sorumluları ortaya çıkarma imkanı var.
Yoksa 1 numara demokrasi olmak mümkün değil.