kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Nisan 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Darbe aynası

Dün "bir bahar komedisi" idi; şimdi aynı Meclis'ten, aynı 16 Nisan'dan bir de "12 Mart ile 12 Eylül yüzleşmesi" aktarayım.
Kısaca "darbe aynası" da diyebilirsiniz.
Siz tabii ki kendi fikirlerinize, kendi duruşunuza sahipsiniz, ben etkilemeyeyim.
Lakin, kimseyi ne toptan yerin dibine ne de toptan arşı alaya sevk etmeden önce, iyi düşünmek üstüne bir ibret hikâyesi bu da.
Yine "demokratlık, cumhuriyetçilik, adalet, hukuk, insanlık, cesaret, ihanet"e dair bir ayna.
Ayna ayna, söyle ona!
Altta kalanı harmanlayan, "şöhretli" gazetecilerin asla dert etmediği, ama hırpalanan gazetecileri tokatlayarak yıpranma hakkını yutan "sosyal güvenlik" görüşmeleri sırasında, 5 CHP milletvekili bir önerge verdi.
Özü, "12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbe döneminde, ordudan, mahkûmiyet kararı olmaksızın üçlü kararnameyle atılan subay ve astsubayların kayıp özlük haklarının iadesi" idi.
Önergeyi verenlerden, "Ben de aynı durumdayım" diyen eski subay, CHP Milletvekili Çakır şu tahlili yaptı:
"12 Mart ve 12 Eylül gibi, parlamentonun, siyasi partilerin kapatıldığı, olağanüstü ara rejimlerde, çocukların yaşı büyütülerek idam edildiği, 'Asmayalım da besleyelim mi' zihniyetinin ülkeyi yönettiği dönemlerde, yargı kararı olmaksızın birtakım subay, astsubay ve askeri personelin, üçlü kararnameyle Silahlı Kuvvetler'den ilişiği kesildi.
Bu insanlar Anayasa'nın geçici 15'inci maddesi dolayısıyla mahkemelere gidip hak da arayamadılar. Sadece onlar değil, eşleri ve çocukları da çok haksız şekilde cezalandırıldı.
Dönemin Konsey Başkanı, 'Bunlar için üzülmeyin. Bunlar vatan hainidir' dedi, toplumun içine öyle atıldılar.
Tabii ki 12 Eylül'ün sarılması gereken çok yarası var. Mağdur olmuş, haksız yere mağdur edilmiş çok yurttaşımız var. Gönül arzu eder ki, tamamının uğradığı haksızlığı telafi etmek, onurlarını, itibarlarını iade etmek...
Bu önerge herkesi kapsamıyor ama hiç olmazsa bir bölümün yaralarını saracak."
(Önerge muhtemelen, başka dönemlerdeki yargısız ve haksız uygulamaları da gündeme getirip kapsayabilecekti).
Ama şu oldu:
Komisyon Başkanı buna katılmadı, Çalışma Bakanı katılmadı... Kabul eden, etmeyen...
"İki askeri darbenin bizzat bazı askerlerde açtığı yara" tamir edilmedi.
Önerge reddedildi.
Memleketin tüm alttakilerinin haklarını çalan, işkence, hapis ve sehpalarla tescilli iki askeri darbenin asker mağdurları dahi Meclis'te savunulamadı.
Tuhaflık şuydu:
1. Önergeyi veren, oturaklı gerekçesini okuduğunuz "darbe mağduru, darbe karşıtı eski subay" CHP'li Çakır, bu demokrat tavrına karşın, kısa süre önce Meclis'te başka milletvekillerini (yargısız) hainlikle suçluyor, "salak" diyen bir heyecan gösteriyordu.
2. "Darbe yarası"na dair önerge veren, alkışlayan CHP milletvekilleri, sadece tarihtekilerin "yara" olabileceğini düşünen ama bugünkü müdahalelere sessiz kalabilecek bir "sosyal demokratlık" tedrisatından mı geçti?
3. Demokratlıkta hepimizi yaya bırakabilen "darbe karşıtı" AKP milletvekilleri, iki darbenin ordu içindeki yaralarının sarılmasını nasıl kolayca reddedebildi?
4. Bugünün sözde "demokrat AKP"si, 12 Mart ve 12 Eylül ile tarihi uzlaşma ve bütünleşmesinden hiç utanmadı mı?
5. Bugünkü darbe ihtimaline lafı olmayan ana muhalefet ile o günkü darbeleri sindirmiş bir iktidar.
"Darbe aynası", sadece bize gösterdiğiniz yüzü değil, tüm yüzsüzlükleri ve iki yüzlülükleri de kabak gibi gösterir!