kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Nisan 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Barroso'dan demokrasi dersi

"Eğer Türkiye'nin çoğunluğu Müslüman'sa, bu gerçeği saklayamazsınız."
Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso, dün sabah Türkiye'den ayrılmadan önce birlikte olduğumuz kahvaltıda böyle diyordu.
Barroso, ağırlıklı olarak türbanın gündem maddesini oluşturduğu sohbette, bir çeşit liberal demokrasi dersi verdi.
Temel mesajı, üç gündür verdiği üzere, Türkiye'nin gerilimli bir dönemden geçtiği, bu dönemin aşılacağı konusunda iyimser olduğuydu.
Bu ziyareti sırasındaki asıl amacını, güven vermek ve reformlar konusunda iktidarı cesaretlendirmek olarak özetledi.
Türkiye'nin konumu, nüfusu, büyüklüğü itibariyle Avrupa ve dünya için çok önemli olduğunu vurgulayan Barroso, "Laik ve tam demokratik Türkiye'ye" verdiği önemin altını çizdi.
Türban gündemdeydi elbette.
"Kadının özgür iradesine karşı olmamı beklemeyin. Devletten de, aile baskısından da bağımsız olmalı. Bu pazarlık edilebilecek bir konu değil. Türkiye tam özgür olacaksa, 'özgürlüğü' kabul edecek."
Türban veya başörtüsü konusundaki tutumu böyleydi Barroso'nun.
Ancak bu konuyu çözecek olanın bizler olduğunu hatırlattı.
AB'nin bu konuda taraf olamayacağını fakat AB'nin temel kuralının "Bireyin özgürlük hakkının önde gelmesi olduğu"nu bir kez daha hatırlattı.
Türbanın her yerde serbest olmasını savunmadığını, bireyin özgürlüğünü savunduğunu özellikle vurguladı ve bunun bir ilke ve standart meselesi olduğunu söyledi.
Türkiye'de Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, CHP lideri Baykal ve MHP lideri Bahçeli ile off-the record görüşme fırsatı bulduğunu, bu sayede ülkemiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunu belirtti.
Bir partiyi değil, Türkiye'yi desteklemek amacıyla ülkemizde bulunduğunu vurgulayan Barroso, iktidarla-AB ilişkisine bakışını şöyle özetledi:
"Şüphesiz Türkiye'de şu anda halk tarafından seçilmiş bir iktidar ve Cumhurbaşkanı mevcut. Ancak doğruyu söylemek gerekirse, bu hükümetle çok iyi ilişkilerimiz var."
Türkiye'deki elite açık bir mesaj verdi:
"Eğer Türkiye'de halkın çoğunluğu Müslüman'sa bu gerçeği saklayamazsınız. Bu bir sorun değil. Asıl sorun, çoğunluğu Müslüman olan bir ülke AB üyesi olabilir mi? Bir ülkede zorla bir model oluşturamazsınız. Zorlamayla din empoze edemeyeceğiniz gibi, dinsizlik de empoze edemezsiniz."
Konu AK Parti'ye açılan kapatma davasına da geldi kaçınılmaz olarak.
Yüzde 54 oy alan partilerin kapatılması halinde Türkiye'yi AB'de nasıl destekleyecekleri sorusunu yöneltti Barroso ve parti kapatmanın AB standartlarıyla uyum içinde gözükmediğini vurguladı.
Liberal demokrasinin temel kurallarını sıralayan Barroso, demokrasinin çoğunluk rejimi olduğunu ama sadece çoğunluk oyundan ibaret olmadığını hatırlattı.
Anayasa, hukuk, uzlaşma kavramlarının öneminin altını çizdi. Çoğunluk rejiminin kendi iradesini empoze etmesinin demokratik olmayacağını ancak çoğunluk tarafından seçilmiş bir partinin kapatılmasının da normal olmadığını vurguladı.
Çoğunluk rejimi ile azınlıkların haklarını uzlaştırmanın yolunu bulmamız gerektiğini anlattı.
Bunun tarihi bir dönüm noktası olacağını ve kendisinin bu konuda çok iyimser olduğunu tekrarladı.
Burada, Türkiye'nin elitlerine, aydınlarına ve medyasına seslendi: "Değişik güçler arasında köprü kurmaya çalışın. Temel uzlaşmalar bulun. Temel ilkeler konusunda kapsamlı bir anlaşma yapılması gerektiğini anlatın."
Özetle, çoğunluk yönetimine saygı, azınlık hakkına saygı çağrısı yaptı.
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu sorunları çözmesi halinde çok şey kazanacağını, çözemezse çok şey kaybedeceğini hatırlattı.
Bu kaybın sadece Türkiye açısından değil, AB ve dünya açısından da olacağını vurguladı.
AB'nin ilke ve çıkarları açısından Türkiye'nin büyük önem taşıdığını söyleyen Barroso, Sarkozy'nin açık tavrına rağmen müzakerelerin devam ettiğini, Fransa Cumhurbaşkanı'nın AB'nin yükümlülüklerini kabul ettiğini belirtti.
Türkiye'nin bugünkü tablosuyla AB'ye üye olamayacağını ancak bütün yükümlülüklerini yerine getirmiş bir Türkiye için sonucun olumlu olacağına inandığını belirterek sözlerini noktaladı.