kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Mart 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
YAVUZ DONAT

Derin başkent

Deniz bey" dedik:
- Sizin için diyorlar ki... AK Parti'yi kapatma davasını önceden biliyordu.
- Sizin için diyorlar ki... Derin devlet.
Deniz bey "desinler" diyerek güldü ve:
- Bunlar bize söylenecek en son söz.
- 30 yıldır iktidar olmadık ki... En son 1978-1979'da Enerji Bakanı idim.
"Yok yok" diye sözünü kestik:
- Daha sonra Dışişleri Bakanlığı yaptınız.
Yine güldü:
- 70 günlük bir şey... Hatta 70 gün bile sürmedi... 2005'teydi.
Deniz Baykal:
- Bunlar boş laflar.
- Kısa devre ilişkilerim olmadı... Olmaz.
- Benden gizli kapalı tavırlar beklenmesin.
Söz yine "kapatma davasına" geldi.
Baykal dedi ki:
- Başsavcı, davayı açmadan önce uyarı yaptı... İşlerin nereye gittiğini anlamak için öyle özel istihbarata, tüyo almaya gerek yok ki... Bizim muhalefetimiz demokratik, meşru muhalefet.
Deniz beye sorduk:
- İlhan Selçuk'u aradınız mı?
- Hayır.
- Prof. Kemal Alemdaroğlu'nu?
- Hayır.
- Geçmiş olsun demek için?
- İkisini de aramadım... Olay 70 milyonun gözü önünde... Ben de herkes gibi medyadan izliyorum... Düşüncelerimi de 70 milyonun önünde söylüyorum.
Deniz Baykal'la dün sabah konuştuk.
Saat 10.00 sularında.
Sonra "Meclis'e gitti... CHP grup toplantısında konuşmaya."
Biz de düşündük durduk:
- Deniz bey, İlhan Selçuk'u, Alemdaroğlu'nu "neden aramadı?"
- Neden "üzüldüm, geçmiş olsun" demek ihtiyacını duymadı?
- Acaba "telefonlar dinleniyor... Konuşursam medyaya yansır, bana da bir kulp takılır" diye mi çekindi?
Görüyor musunuz "insanın aklına neler geliyor? Akla "böyle şeylerin" gelmesi bile, ortamın "normalleşmekten uzaklaştığının" göstergesi değil mi?