kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Mart 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Tek hedef var tam demokrasi

Türkiye'de çeşit çeşit gazeteler var, her gazetenin kendisine göre bir çizgisi yazarları var.
SABAH'ın kuruluş misyonu ilk günden bellidir.
Biz çizgimizi kurucumuzun bize ders verir gibi ısrarla yaptığı konuşmalarla bir yere oturtma gayretindeyiz.
Bu gazete 4 Nisan kriziyle çizgisinde bir sapma yaşadı, arkasından derinleşen mali bir zorluk içine girdi.
O dönem yardıma 28 Şubat yetişti.
28 Şubat'ın emir eri olma karşılığı gruba sonradan başına büyük bela açacak olan bir banka verildi.
Herkes mutluydu.
Dönüp o gazetelere bakınca kimsenin mutlu olacağını sanmıyorum.
Türkiye bugün yine benzer bir krizle karşı karşıya.
22 Temmuz'da seçilmiş olan parlamento tasfiye edilmek isteniyor.
Bu durum başta Amerika ve Avrupa Birliği olmak üzere yerleşik tüm demokrasilerde bir rahatsızlık yaratmış durumda.
Kırılma noktası gibi bir yerden geçiyoruz.
Tam bu noktada önümüzde bir de Ergenekon gerçeği var, 28 Şubat'da da Susurluk gerçeği vardı, unutmayın.
Kontrgerilla diye yırtınan Ecevit'e Çiğli Havaalanı'nda düzenlenen suikast girişimiyle verilmek istenen mesajı da aklınızın bir köşesinde tutun.
Böyle bir tablo karşısında bizim talebimiz basittir. Çetelerden arınmış, laik, demokratik bir hukuk devletine sahip olmak.
Bu anlaşılmaz bir şey değildir.
Biz gazetecilerin, kamu görevlilerinin göz yumması, desteklemesi, arka çıkmasıyla öldürülmesini istemiyoruz.
Nobel Ödüllü bir yazarın gazete sayfalarında hedef haline getirilip Türkiye'den kaçırtılmasından rahatsızlık duyuyoruz.
Kendilerini daha fazla "vatanperver" gören insanların hukukun dışına çıkma hakkını kendilerinde bulmasını istemiyoruz.
Her yurttaşa can güvenliği, demokratik bir ülke, yansız bir yargı sistemi istiyoruz.
Bu iddia ile yola çıkanların bu yolda attığı adımları destekleriz.
Türkiye bugün gerçekten de kritik bir noktadan geçiyor.
Yukarıda sıraladığımız dileklerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği sadece polis teşkilatı ile bir savcının üzerine yıkılamaz.
Adalet ve İçişleri Bakanları başta olmak üzere iktidarın ne kadar kararlı bir duruş sergileyeceği de önemlidir.
Hep söylüyoruz, iktidar yakınma yeri değildir diye, bir kere daha tekrarlayalım.