kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Mart 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Hukuk ve yönetim krizi

Ortada iki önemli hukuk olayı (Kapatma davası ve Ergenekon) ile bunların ayrı ayrı "komplo" olduğunu iddia eden cepheler var.
Demek ki kimsenin hukuku sonsuz saygısı filan yok.
Ama hukuk insanlarının da, birikmiş onca deneyimimiz sonucunda, buna kızıp gücenmeye çok hakkı yok.
"Yargı bağımsızlığı" öncelikle yargı ve hukuk insanlarının üstüne titizlenebileceği bir şeydi.
Çok titizlenmediler.
Hoşlanmadıklarına karşı bağımsızlığı öne çıkarıp hoşlandıklarına, yakın olduklarına bağımlı duygu ve düşünceler ifade etmeyi normal saydılar. Emekli olmayı dahi beklemeden. Ve çoğunun sübjektifliğini belirleyen; özgürlükçü, hukukun üstünlüğüne inanan bir hukuk felsefesi değildi.
Bu zaten "hukuk krizi".
Bir de "yönetim krizi" var.
Ülkeyi, tek başına iktidara gelmiş bir parti yönetiyor.
Her krizin siyasi sorumlusu sonuçta odur.
Kendisini sadece bir bilek güreşinin, bir düellonun, örtülü bir (iç) savaşın tarafı göremez.
Ne sorun varsa baş siyasi sorumlu, ne çözülemiyorsa baş sorunlu odur.
Başına gelenin de sorumlusudur, başımıza gelenlerin, getirdiklerinin de.