kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

9 Mart'tan 21 Mart'a

İlhan Selçuk son 45 yıldır Cumhuriyet gazetesinde yazdığı yazılarla Türk basınının en çok tartışılan figürlerinden biri oldu. Demokrat partinin 27 yıllık CHP iktidarını dize getirdiği 1950 genel seçimlerinin yapıldığı yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Selçuk, 1963'ten itibaren Cumhuriyet gazetesindeki 'Pencere' köşesini yazmaya başladı. Sevenleri tarafından Kemalist, laik, cumhuriyet âşığı olarak övülen Selçuk, bir kesim tarafından ise yüzü kışlaya dönük olmakla suçlandı. Eski Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Hasan Cemal kaleme aldığı "Cumhuriyet'i çok sevmiştim" kitabında onun için "Atatürkçülük, Kemalizm paravanlarını kullanmaktan hiç vazgeçmedi. Çünkü yüzü her zaman kışlaya dönüktü. Askerle iş tutmak! Aklından hiç çıkmadı" eleştirisinde bulundu. Selçuk'un askerleri darbe yapmaya teşvik ettiğini söyleyen Cemal, kitabında şöyle ifadeler kullandı: "Selçuk, 'Bu sol adam olmaz. Daha uzun yıllar Türkiye'yi sağ idare eder' düşüncesiyle seçim sandığına itibar etmediği için 'ilerici subay' darbelerine bel bağlıyordu. Cumhuriyet'i gazete olmaktan çıkarıp, partileştirdi ve demokrasiyi karşı devrim görenlerin yayın organı haline getirdi. Selçuk gerçek bir takiyye ustasıdır. Yüzü kışlaya dönüktür." Gerçekten de Selçuk bütün yazın hayatı boyunca askerlerle sıkı bir ilişki sürdürdü. 27 Mayıs darbesini ve 28 Şubat'ı övdü, 12 Mart'ta işkenceden geçti, 12 Eylül yönetimiyle çatıştı.

DARBECİLERİN ARASINDA
İlhan Selçuk, 9 Mart 1971 tarihinde darbe yapmaya hazırlanan Cemal Madanoğlu liderliğindeki cuntanın da dikkatini çekti. Emekli Deniz Binbaşı Erol Bilbilik'in iddialarına göre ihtilal öncesi özellikle asker ve öğrenciler üzerinde etkili isimler Madanoğlu grubu içine alındı. Bunların arasında İlhan Selçuk, Doğan Avcıoğlu, Cemal Reşit Eyüpoğlu gibi isimler vardı. Ancak işler umdukları gibi gitmedi. Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve 1. Ordu Komutanı Faik Türün 9 Martçıları tasfiye etti ve 12 Mart'ta onlar hükümete muhtırayı verdi. İlhan Selçuk 12 Martçıların İstanbul Ziverbey Köşkü'nde kurduğu işkence tezgâhından geçti. Ancak geçen yıl işkencecilerini yurtseverlik adına affettiğini açıkladı. 27 Mayıs Askeri darbesini ilerci bir askeri müdahale olarak tanımlayan İlhan Selçuk 12 Eylül Askeri Cuntası'na karşı ilk başlarda temkinli davrandı. Ardından darbecileri sert bir dille eleştirdi, 'Atatürkçülük muz mudur?' başlıklı yazısı yüzünden sıkıyönetim Cumhuriyet'i kapattı, Selçuk'u bir süre gözaltında tuttu. 1990'lı yıllara gelindiğinde yükselen liberal ve AB'ci akımlara karşı ulusalcı sağ ve sol akımları Kızıl Elma koalisyonu çatısı altında birleştirme fikri gündeme geldi. Selçuk bu ismi yazılarında açıkça anmasa da fikri seslendiren önemli bir simaydı. 25 Şubat 2005'te yayımlanan bir makalesinde "Kemalistler, Milliyetçiler, Milli Görüşçüler sağın ve solun laik kesimleri muhalefette birleşiyorlar" izlenimiyle Kızıl Elma denilen muhalefetin kompozisyonunu tarif ediyordu. 28 Şubat sürecine destek veren İlhan Selçuk, son yazılarında İslamcı ve liberal medyayı Ergenekon'u yazarken, dinci örgütler hakkında sessiz kalmakla suçladı.