kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Şubat 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

En iyi ilaç aşk oldu

Esra TÜZÜN
02.02.2008
Küçük yaşta tehlikeli bir hastalığa yakalandı. Dertler hep üst üste geldi. Hayatından ümit kesildiği anda ise aşk, kurtarıcısı oldu... Merve Oruç, doktorların bulamadığı kanser ilacını kocasında buldu..
Merve Demirkaya henüz 14 yaşında kanserle tanıştı ve bu hastalığı tam dört kez yendi. 19 yaşına kadar kanserle tek başına savaştı. Doktorların "Artık yapacak bir şey yok," dediği anda âşık oldu. İnternette tanıştığı Enis Oruç ile tedavi arasında evlendi ve sonra tümörü yok oldu. Merve Oruç, Hollanda'da yaşayan gurbetçi bir ailenin kızı. Ve tam bir kanser savaşçısı. Annesi hemşire, babası laborant. 14 yaşına kadar hayatı son derece normal geçmiş. Tek baş ağrısı bilmeden, hiç hastalıkla karşılaşmadan... Ancak yaz okuluna devam ederken bir gün kanser kapısını çalmış. Bacağında küçük bir şişlik fark etmiş. Önce bir yere çarptığını düşünmüş, önemsememiş. Ama şişlik geçmek bilmemiş. Sonra kontrole gitmiş ancak doktorlar da çok ciddiye almamışlar. Şişlik büyüyüp acı vermeye başlayınca MR çekilmiş ve o gün doktor, Merve ve ailesini karşısına alıp "Kansersin, bacağını kesmemiz gerek. Eğer akciğerine sıçrarsa iki ay ömrün var," demiş.

BUGÜNÜ YAŞAMAK
Sonrası bir savaşa hazırlık gibi geçmiş. Kemoterapi görmeye başlamış. Saçları, kaşları dökülmüş. Ancak o giden saçlarına üzülememiş, her günü "Bacağım kesilmesin," diye dua ederek geçmiş. Bu sırada bacağındaki tümör her geçen gün daha da büyümüş. Ve doktorlar "Artık kesmemiz gerek," demişler. Merve "Daha 14 yaşındaydım. Bacağımı kestiklerinde yorganın altına bakamadım. Acısını derinden hissettim. Korku filmi gibiydi. Beynim bacağımın olmadığını bir türlü algılayamadı," diyor. O günden sonra Merve 'ertesi gün' hayali hiç kurmamış. Her şeyi 'bugün' diye yaşamaya başlamış. Geçirdiği her günü kâr bilmiş. "Ölüm insanın nişanlısı gibi. Bir gün mutlaka kavuşacağız," diyor. Bacağı kesildikten sonra kemoterapi seansları devam etmiş. Ve artık iyileşmeye başladığını düşününce okuluna geri dönmüş. İki yılı kontroller eşliğinde geçmiş. Ve 16 yaşında, ikinci kötü haber gelmiş. Kanser akciğerine sıçramış. Doktorlar Hollanda'da yeniden kemoterapiye başlamışlar ama böbrekleri izin vermediği için tedaviye devam edememişler. 16 yaşında akciğerinin bir bölümü alınmış. 18 yaşında kanser akciğerinde yeniden belirmiş. Bu kez akciğerinin üçte ikisi alınmış. Bu sırada internette MSN'ine yanlış bir mesaj gelmiş. Türk genci Enis Oruç'la yazışmaya başlamış. Oruç, Hendek'te yaşıyormuş. Merve, Enis'e Hollanda'yı; Enis de Merve'ye Hendek'i anlatmış. Merve sonra kanserle savaşından bahsetmiş Enis'e. Kemoterapilerin arasında Türkiye'de buluşma kararı almışlar. Flört etmeye başlamışlar. Enis askere gitmiş, Merve Hollanda'ya dönmüş. Yazışmışlar. Kontrolleri sırasında 7 santimlik tümör saptanmış akciğerinde. Hollanda'da doktorlar toplandıktan sonra Merve'ye acı gerçeği açıklamışlar: "Artık senin için yapabileceğimiz bir şey yok. Kanseri tedavi ediyoruz başka bir yerden tekrar ortaya çıkıyor. Tedavi seçeneklerimiz bitti," demişler.