kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Şubat 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Türkiye’nin doğusuna yaptığı yatırımlarla dikkat çeken ve geçen hafta bir ekonomi dergisinin yılın girişimcisi ödülünü alan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kadın Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, eşi Süreyya Bektaş ile birlikte yarattıkları şirkette yine hep birlikte çalışıyor.

Hiçbir zaman kocamın karısı olmadım

Tuluhan Tekelioğlu
02.02.2008
Kimi zaman tüketmemiz gerekir, olamayacağını bildiğimiz aşkları bile... Beraberliğin bir yanı mutluluksa bir yanı da hep hüzün değil midir? 'Her şeye rağmen ikimiz' olabilmek için sanki ortak bir gaye şart gibi. Bu ortak bir değer de olabilir, ortak hedef için verilen bir hayat mücadelesi de... O zaman edilen kavgalar da bir değer taşıyor, tüketilen aşk da, birlikte devam etmeye karar verdiğiniz hayatınız da! Bir yoldaşla aynı gemide olmayı hissetmek gibi bir şey bu. Sizi bekleyen tehlikelere karşı korkusuzca kenetlenmek... Orta Anadolu'nun kendi halinde, yol kavşağında kurulu bir kasabası olan Çerkeş'ten çıktı yola. Dört kardeşten biriydi. Sanat okulu mezunu babası ona şöyle demişti: "Kızım, bozkırda kaderini değiştirmek için tek yolun var: Okumak." Çerkeş'ten Çankırı'ya, oradan da Ankara'ya gitti. Başarıya mecburdu. Üniversiteyi okurken çoktan bir bankada çalışmaya başlamıştı bile. 27 yaşında banka müdürü oldu. Genç yaşta evlendi ve boşandı. Kendisinden bir alt pozisyonda görevli olan Süreyya Bey'e âşık oldu. Evlendiler. 12 yıl aynı bankada çalıştıktan sonra İstabul'a birlikte geldiler. 38 yaşında emekli oldu, Aynur Bektaş. Başarıya alışmıştı bir kere. Evde oturmak istemedi. Tekstil işine girdi, hevesle... Şirketi karı-koca birlikte kurdular. Büyük oğlu Hakan'ın ilk harfiyle başlasın, ikinci oğulun ikinci harfiyle devam etsin, Süreyya'nın da Y'sini ekleyelim derken şirketin adı bulundu: HEY. Üç kişiyle kurulan HEY'de bugün tam 3 bin 200 kişi çalışıyor. İstanbul ve Anadolu'da toplam yedi fabrikası bulunuyor. Aynur Bektaş 2005 yılında Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği başkanlığına seçildi. Bu yıl TOBB Kadın Kurulu başkanı oldu. Geçtiğimiz hafta ise Ekonomist dergisinin 'Yılın Girişimcisi' ödülünü aldı. "Başarısızlığa tahammül edemem," diye konuşan Aynur Bektaş, aileyi iyi yönetenin işi de iyi yöneteceğini söylüyor: "Ve tabii fiziksel uyum çok önemli. Eğer kokunuz, dokunuşunuz, birbirinizi hissetmeniz, duygusalsa, evliliği tutan asıl şey bu! Yoksa kavgaların sonu gelmiyor. Bir bakıyorsunuz hiç halledilemeyecek sandığınız konular bir dokunuşla çözümleniyor. Biz bunu başarmış bir çiftiz. Ama çok kavga da ederiz! Süreyya'ya âşık olup evlendim. Bu aşk hâlâ devam ediyor... Ama hiçbir zaman kocamın karısı olmadım," diyor..

SÜREYYA BEKTAŞ
Aynur'a müdahaleciyim. Saçını sarıya boyattırdım, frapan olmasını istiyorum. Hayatında içki içmezdi, onu biraz ben bozdum..

Alev Alatlı'nın kitabının etkisinde kaldı Aynur. Bazı şeyleri çok büyütüyor. Alışverişe gitmişim, aramamışım, trafikteyim, geç kalmışım, bunu izah edemiyorsunuz.

Hayatta önce kendime, sonra eşime güvenirim.

Aynur kararları tek başına alır, hiç kimseyi dinlemez. Mesela en riskli bölge olan Batman'da, bana danışmadan fabrika kurma kararı aldı.

AYNUR BEKTAŞ
Aramızdaki yaş farkı yüzünden komplekse girmedim ama Süreyya andropoza girdi gerçekten! Beş sene önce...

Alev Alatlı'nın Kadere Karşı Koy A.Ş kitabında Füsun Erbulak'ın bahsettiği seks ve para eğrisi vardır. Parayı bulan erkekler, dünyada ne varmış diye dışarı dönüyorlar. O dönemi geçirdim. Ayrılık olur muydu, kesin olurdu, bir kadına âşık olmuş olsaydı...

Bir terapistten destek aldım. "Her şeye rağmen hayatınızın ne kadarı mutlu?" diye sordu... Her şeye rağmen Süreyya ile yüzde 60'ın üzerinde mutluydum. Dedektif tutmadım, takip etmedim, görmedim. Ama hissettim. Allah'tan bu devre kısa sürdü.
-Türk toplumu erkek egemendir. Genelde kadınlarımızın boyunlarını büküp, kendileri için seçilmiş hayata katlandıklarını görürüz. Oysa sizin hikâyeniz tam tersi...
- A.B:
Nasıl boş kalınır bunu bilmem. Başarı takıntım var. Süreyya fikirlerime değer verir ama günlük hayatta sürekli tembih eder.
- S.B: Aynur her şeyini anlatır. Biraz ketum olmasını istiyorum
- A.B: Bana göre gizlilik, bir başkasına ait sırrı taşımaktır. Kendimle ilgili şeyleri çok rahat konuşurum. Hayatımda gizli hiçbir şey yok. Hangi partiye oy veririm, dindar mıyım değil miyim, neleri severim, bunu herkes bilir. O zaman da hakkımda dedikodu olmuyor.

NE ONLA NE DE ONSUZ
- Keşke aynı işi yapmasaydık dediğiniz oldu mu?
- S.B:
Turizm işimiz çok büyüdü, bir ayrılık yapacağız inşallah.
- A.B: Ben Süreyya'sız yapamam. Süreyya da bensiz çok hata yapıyor. O nedenle mümkün değil. Ne ona bunun için müsaade ederim, ne de onsuz yapabilirim. İş hayatında çelişkilerle birbirimizi çok iyi tamamlıyoruz.

- En çok kime güvenirsiniz hayatta?
- A.B: Herkese belli bir ölçüde güveniyorum. Şuna inanıyorum: İlişkiler o kadar enteresan ki bir saniyede kopabilir. Çünkü bir kan bağı yok. Bir akrabalık yok. Gelinime çok güveniyorum. Aile de bir nevi şirket. Anlaşmalar var aramızda sonuçta. Fiziksellik bitebilir, uyum bitebilir, farklılıklar olabilir. Ama gelinimle aramda ne maddi ne manevi, hiçbir duygusal bağ yok. Ona çok güveniyorum. Çocuklarıma da çok güveniyorum, gelinim de benim çocuğum gibi.

- "Aile de bir şirket gibidir," dediniz...
- A.B: Birbirinizi seveceğinize, sayacağınıza söz veriyorsunuz. Bir evlilik akti yapıyorsunuz. Baştan bir anlaşma yapıyorsunuz. Bunun kurallarını herkes ayrı koyuyor. Bu kuralları müşterek hale getirmek çok zor. Aileyi iyi yöneten, şirketi de iyi yönetir. Aile büyürken kurumsallaşıyor da.

- Şirketle aile yönetimini karşılaştırdığınız vakit hangisi daha zor?
- A.B:
Aileyi iyi yöneten, şirketi de iyi yönetir. Burada kadına iş düşüyor. Kadın isterse aile yürür, kadın isterse aile biter! Bizim evliliğimizde aileyi koruyan daha çok eşim oldu. Çocukların okuluyla hep o ilgilendi. Sınıf babası derlerdi, Süreyya'ya... Süreyya bana destek olmasaydı, iş hayatında bu kadar başarılı olamazdım. Hiçbir zaman bir sınıf annesi olamadım.
- S.B: Baba zaten çocuklarını seviyorsa, o aileyi dağıtmaz, her şeye katlanır. Aynur'un ilk eşinden olan oğlunu da çok seviyordum, ikinci oğlumu da. Torunum oldu şimdi, en çok onu seviyorum, oysa arada hiçbir kan bağımız yok.
- A.B: Çocukları hep Süreyya parka götürdü, veli toplantılarına, özel derslere.. Çok öne çıkmayı sevmiyor. Biraz daha fikir adamı olarak, arkada durarak akıl vermeyi seviyor. Ben de biraz başarıyı seviyorum. Ama bunu hırsla yapmam, her konuda iyi öğrenciyim. Hiçbir zaman kocamın karısı olmadım.