kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Ocak 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

11 yıl geçmiş, Demirsiz!...

En unutulmaz dostlarımdan biriydi Demir.. Demir Ural .. 11 yıl geçmiş aradan.. Ne çabuk..
Dünyanın en iyi adamlarından biriydi. Bir gece Ertekin'de oturuyoruz. 10-12 yaşlarında bir çırak elindeki askıyla, civardaki esnafa çay yetiştirmek için koşarken düştü.. Çaylar da gitti, bardaklar da.. Oğlan çöktü ağlıyor, "Ben bunları ustama nasıl öderim" diye.. Demir 100 dolar çıkardı cebinden, bizim garsona verdi. "Al şu çocuğa ver, ağlamasın" dedi.
Ertekin de talimat verdi bizimkine.. "Dükkanda ne kadar porselen varsa, önümüze devir, kırılsınlar!.."
Bir meslekdaş kanser. Ciddi bir ameliyat gerek. Uzman Japonya'da.. 60 bin dolar lazım.. Köşemde kampanya açtım, toplamaya çalışıyorum. Üç gün, beş gün yazdım. Bir sabah telefon..
"Yahu Hıncal yeter, yorma kendini.. Kaç para eksikse söyle, on dakika sonra bankaya yatsın.."
15 bin dolar yattı, anında..
Çok içerdi.. "Ben doldurur, ben içerim, Günah benim kime ne" diyerek..
Bu türküyü de harika okurdu ha.. Hatta "Benden sonraya kalsın" diye 45'lik plak bile yapmıştı.
Bir gün geldim, masada 10-12 dost..
"Yetiş Hıncal" dedi.. "Bunların hepsi üzerime geliyor, içme diye.. Can benim yahu, anlatamıyorum.."
"Tabii can senin" dedim.. "Pat diye öleceksin, işin bitecek senin. Bizim üzüntümüz de tam o an başlayacak. Sen gideceksin, biz üzüntünle yaşamaya devam edeceğiz.. Bir yandan da vicdan azabı çekeceğiz. Biraz daha içmesini sağlasak, biraz daha yaşar mıydı diyerek. Can senin ama, sorun bizim bak.."
Bir an durakladı. Sonra kalktı boynuma sarıldı.. "Bunların hiçbiri böyle izah etmedi, yahu" diyerek.
Son yıllarını Ortaköy'de satın aldığı binayı yenilemeye adamıştı. En altta kafe, üzerinde sanat galerisi, üst katlar da kendisine.. Tepede teras.. "Buraya şezlongları atar, denize bakar, demleniriz" derdi. Başında dururdu inşaatın. Her şeyi ile ilgilenerek. her şeyi olmuştu o bina.. Tam da biterken "Pat" diye gitti Demir, ardında eşek yüküyle miras bırakıp..
Ne eşi vardı, ne çocuğu.. Her şey kız kardeşine ve yeğenlerine kaldı. Canı gibi sevdiği, olmayan oğlunun yerine koyduğu yeğenlerine..
Ama hiçbiri o eve, Demir'in en büyük vasiyetine sahip çıkmadı.. Demir'in 40'ı çıkmadan evin önüne "Satılık/ Kiralık" levhaları asıldı, elden çıkarılmaya çalışıldı. Sonra ne oldu bilmem.. Önünden geçmek istemiyorum çünkü..
Bana Demir'i ve vefasızlığı hatırlatıyor durmadan..