kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Aralık 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Steward Copeland, Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet’i (salda), Arjantin Devlet Başkanı De Kirchner’le karşılaştırırken, "De Kirchner bir biradan sonra götürülür," dedi.

Amerikalılar bunu hep yapıyor

MEHMET TEZ
Müzisyen Copeland Latin Amerika başkanlarının çekiciliğini karşılaştırdı ve yaptığı espri tepki çekti..
Police grubunun davulcusu Steward Copeland'ın yaptığı bira esprisinin münasebetsizliği hafta içinde gazetelere yansıdı. Müzisyen Şili'de konserdeyken Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez De Kirchner ile Şili Devlet Başkanı Veronica Michelle Bachelet arasında kim daha çekici karşılaştırması yapmış. De Kirchner için, "Bir biradan sonra götürülür," derken, Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet için ise "Onun için en az dört bira lazım," demiş. Yakışıksız bir hareket ve elbette tepki çekmesi çok doğal. Copeland aslında Amerika dışında yaşamış, CIA ajanı olan babası dolayısıyla Ortadoğu'da doğup çocukluk yıllarını orada geçirmiş biri. Amerikan kültüründe sıradan sayılan bir esprinin Amerika dışında gayet saygısızca karşılanacağını bilmesi gereken biri. Benim dikkatimi çeken konu ise daha farklı. Amerikalıların bu tip kaba ve bize saygısızca gelen espriler yapmasının ardında başka bir gerçek var. Bunu sadece ahlaki çöküntü ve kendi dışındaki herkesi küçük görmek ya da kibir ile açıklamak yanlış olur. Bu 'tipik' küstahlık, aslında Amerikalıların eleştiri rahatlığını gösteriyor.

KİMSEYE DAVA AÇILMAZ
Amerikalıların bu esprileri yapmalarının ve alaycılığı en üst düzeyde kullanmalarının açıklaması, aslında bunu en fazla kendileri için yapmalarıdır. Yani bir Amerikalı, başkanını da aynı üslupla eleştirebilir. Michael Moore'un filmlerini izleyenler hemen ne demek istediğimi anlayacak. Bush hakkında yapılan esprilerin, bastırılan tişörtlerin, kullanılan jargonun sınırları inanılmaz boyutlarda ve Amerika'da bunun için kimseye dava açılmıyor. Bugün Hollywood'da polis teşkilatındaki yozlaşma, senatoda dönen dolaplar, ordu içindeki gizli gruplaşmalar ve yabancı ülkelerde sahneye konulan oyunlar hakkında onlarca film ve dizi çevriliyor. Amerika kendini ve sistemini belki de tüm dünyanın yaptığından daha fazla eleştiriyor. Eleştirebiliyor.

BU ELEŞTİRİYE HAKKI VAR

O yüzden Steward Copeland'ın bu eleştiriyi yapmaya hakkı var. Daha doğrusu bu espriyi yapması, sadece kabalıkla ve saygısızlıkla açıklanamaz. Lütfen benzer durumu kendi ülkemizde düşünelim. Türkiye'de polis teşkilatı, ordu, hükümet ya da benzeri 'dokunulamayan' kurumlar hakkında bırakın film çekmeyi, karikatür çizmeyi bile suç kapsamında değerlendiriyoruz. Eleştiriye gücümüzü kullanıp konuşanı susturarak yanıt veriyoruz. Yani "Seni dava ettim. Neden mi? Çünkü edebilirim ve kazanabilirim." Hakaret ile eleştiri arasındaki ince çizgi, her toplumda ayrı bir yerde belirleniyor. Bu doğrudur. Ama eleştiriye hoşgörü olmayan yerde çokseslilik de olmuyor. O yüzden kaba esprilere gülüp geçmenin, mahkemeye vermekten çok daha etkili bir savunma yolu olduğunu anlamamız gerekiyor.