kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Kasım 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Ertürk: Tek planımız 5 Aralık'ın başarılı olması

Yeni Haber
İLİŞKİLİ HABERLER
Ertürk: Tek planımız 5 Aralık'ın başarılı olması
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Sabah-ATV ihalesinde ön yeterlilik alan 3 başvurunun sonucunda teklif gelip gelmeyeceğine emin olmadıklarını belirterek, ''Şu anda B ve C planımız yok. Tek planımız 5 Aralığın (ihale tarihi) başarılı olması...'' dedi. Avrupa Mevduat Sigortacıları Forumunun (EFDI) 2007 yıllık toplantısı ve ''Mevduat Sigorta Sistemlerini Etkileyen Güncel Konular'' konulu konferansın tanıtımı dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuşan Ertürk, ATV-Sabah ihalesi için ön yeterlilik başvuru süresinin dün sona erdiğini hatırlattı.

Ertürk, ön yeterlilik için üç başvuru yapıldığını anımsatarak, ''Tabii ki üç başvurunun sonucunda teklif gelip gelmeyeceğine emin değiliz. Bunlar otomatik olarak teklif alacağımız anlamına gelmiyor. Ama beklentimizin altında bir durum olduğunu itiraf etmek zorundayım'' dedi.Beklentilerinin altında bir durumun olmasının nedenleri arasında 'yüzde 25 yabancı sınırının varlığı, uluslararası kredi piyasalarındaki daralmanın getirdiği şartlar ve finansal kurumların medya sahipliğiyle ilgili getirilen kısıtlamaların' bulunduğunu ifade eden Ertürk, şunları kaydetti:''Bu 3 unsur dolayısıyla maalesef yeterli başvuruyu alamadık. Umudumuz, bu 3 başvurunun 3 teklife dönüşmesi ve bu 3 teklifin sonunda yapılacak açık artırmada beklentilerimizin üzerinde bir fiyatı yakalıyor olmamızdır. Bu bütün toplumu mutlu edecektir. Kamu adına en iyi tahsilatı yapıyor olmaktan ve medya sektöründen kurtulmaktan dolayı mutlu olacağız. Medya sektörü bizden, geçici bir yönetimin varlığından kurtulmuş olacağı için ve güçlü bir sermaye grubuna, sektörde rekabetçi bir yapının oluşmasından dolayı mutlu olacak. Tabii ki kamuoyu da bundan mutlu olacaktır. Bu üç mutluluğu özlemle bekliyoruz.''

ŞARTNAMEYLE İLGİLİ DÜZENLEMELER ÜZERİNDE BELKİ ÇALIŞABİLİRİZ

Ahmet Ertürk, ''Teklif gelmezse ne olacak'' sorusu üzerine, bu durumda oturup konuşacaklarını, birkaç alternatifin söz konusu olduğunu belirterek, ''Tabii ki ihalenin yenilenmesi... Ama ihaleyi yenilerken hangi koşullarda yenileyeceğimiz... Biraz önce bahsettiğimiz üç şartın bir kısmını değiştirmek bizim elimizde değil. Bizim elimizde olan şartnamemizin getirdiği düzenlemeler. Bu şartname ile ilgili düzenlemeler üzerinde belki çalışabiliriz'' şeklinde konuştu.Bu durumun medyadaki varlıklarını uzatacağını ifade eden Ertürk, B planları olup olmadığı yönündeki soruyu yanıtlarken de, ''Şu anda B ve C planımız yok. Tek planımız 5 Aralığın başarılı olması'' dedi.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Sabah-ATV ihalesinde muhammen bedelin altında bir teklifin, kabulünün mümkün olmadığını, öyle bir durumun oluşması halinde ihaleyi yenilemek durumunda kalacaklarını belirtti.Avrupa Mevduat Sigortacıları Forumunun (EFDI) 2007 yıllık toplantısı ve ''Mevduat Sigorta Sistemlerini Etkileyen Güncel Konular'' konulu konferansın tanıtımı dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuşan Ertürk, medyanın içinde doğrudan yönetici olarak bulunmak durumunda kaldıklarını, bunun kendi tercihleri olmadığını söyledi.

Ertürk, ''Geçmişte neredeyse bir eğilim, bir kural haline gelmişti; banka sahibi olan aynı zamanda medya sahibi oluyordu, bunu zorunlu bir durum olarak görüyordu. Yani iş adamları aynı zamanda hem banka hem de medya sektörünü kontrol etmek istiyorlardı. Bunun çok temel sebebi, her iki sektörün de çok kritik güçleri olmasıdır. Size kontrol etme imkanı tanıyor'' diye konuştu.

Bu iki gücü aynı anda elinde tutma fırsatı bulan iş adamlarının, kendilerini şanslı gördüğünü ifade eden Ertürk, gelinen noktada her ikisinin çökmesiyle sonuçlanan bir sürecin görüldüğünü, yıkıntıları temizlemek için medya varlıklarının yönetimini devralmak zorunda kaldıklarını söyledi.

Kamuoyu ve medyanın, TMSF'nin medyadaki varlığını çok tartıştığını belirten Ertürk, ''Rahatsız değiliz. Özellikle gazetecilerin yaptığı tartışmalardan rahatsız değiliz. Bu tartışmalar arasında çok küçük bir şey yapılıyor. TMSF'ye haksızlık yapılıyor. TMSF'nin buraya giriş nedeni dikkate alınmıyor'' diye konuştu.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ertürk, şu anda yönettikleri medya grubunun performansının, kendilerinden önceki sahiplik döneminden daha aşağıda olmaması için ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini ve bu konuda başarı sağladıklarına inandıklarını ifade ederek, ''Medya bizim işimiz değil. Biz medya sektöründe misafiriz'' dedi.

PERSONEL HAREKETLERİ

Ahmet Ertürk, ''Canınızı sıkan neydi?'' sorusu üzerine, medyanın, hem ticari hem de oradaki insan gücü itibarıyla yönetilmesi zor bir sektör olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''İşimiz olmadığı, orada misafir olarak bulunduğumuz, zor bir sektör olduğu ve zaman zaman haksız eleştirilere uğradığımız için bu yakınmaları duyuyorsunuz. Bütün medya sektöründe çok doğal olan personel hareketleri, bizde en küçük bir örneği yaşandığında çokça tartışma konusu olmakta. Bu bizi de, oradaki yönetimi de rahatsız ediyor. Oradaki arkadaşlarımız, hem televizyon hem de gazetedeki yönetici arkadaşlarımız, yönettikleri varlıkların performansını en iyiye götürmek için gerçekten özveriyle çalışıyorlar.''

Ertürk, Sabah-ATV ihalesinde muhammen bedelin altındaki bir teklifin, kabulünün mümkün olmadığını belirterek, ''Biz o durumda tabi ki ihaleyi yenileme durumunda kalacağız. Hiç kimse 'bu ihaleyi uygun fiyatla, düşük fiyata alırız' umuduna kapılmamalı'' dedi.İhale takvimini ilan ettikten sonra iki defa değişiklik yapıldığını, ilkinde takvimi tamamen uzattıklarını, diğerinde ise ön yeterlilik başvuru süresini ertelediklerini hatırlatan Ertürk, söz konusu uzatmaları yapmamaları halinde bugün belki 3 başvuruyu bulamayabileceklerini, bunun daha aşağıda kalabileceğini söyledi.

Ertürk, ihale fiyatıyla ilgili beklentisinin ne olduğu yönündeki bir soruyu yanıtlarken de, ''Tek grup bile girse teknik, hukuksal olarak bunu yapabilecek durumdayız. Ancak orada rekabetin oluşmaması gibi bir durum nedeniyle tabi ki onu istemiyoruz. Ama birden fazla olan her sayı rekabet anlamına geliyor. Biz de bu rekabeti görebileceğimizi umut ediyoruz'' dedi.

''MEDYANIN SİYASETTEN MEDET UMMA EĞİLİMİNE MARUZ KALDIK''

Ertürk, ''İhaleye teklif gelmezse, fiyat düşük gelirse Dinç Bilgin'e verilebilir mi?'' sorusu üzerine de, siyasetin medyaya müdahalesi girişimlerinden daha çok, medyanın siyasetten medet umması girişimleriyle karşı karşıya kaldıklarını, burada TMSF'nin duruşunun ve siyasetin kendilerine bakışının önemli olduğunu vurguladı.

Bu duruş ve bakış nedeniyle siyasetin medyaya müdahalesinin minimum düzeyde, hatta hiç olmadığını söyleyebileceklerini ifade eden Ertürk, ''Ama tersi için bir şey söylemiyorum. Çünkü tersini kontrol etmek bizim elimizde değil. Medyanın siyasetten medet umma eğilimine maruz kaldık'' dedi.

Ertürk, ihalenin iptal edilmesi halinde yenisinin ne zaman yapılacağı sorusuna da, ''Onu şimdiden söylemek mümkün değil. Ama mümkün olan en kısa zamanda'' karşılığını verdi.

NUROL VE ÇALIK'IN ORTAKLIK YAPISI

Ön yeterlilik için başvuruda bulunan grupların Nurol, Turkuaz yani Çalık ve RTL-İpek-Sancak konsorsiyumu olduğunu anımsatan Ertürk, ''Onların yabancı ortaklıkları ile ilgili bizim de piyasadan bildiğimiz duyumlar var. Ama kesinleşmiş herhangi bir şey yok ki bize gelen başvurular tamamen yerli ortak başvurularıdır'' dedi.

Ertürk, Nurol ve Çalık gruplarının içerisinde kimlerin yer aldığına ilişkin bir soru üzerine, ortaklık yapısı içinde muhtelif kişilerin ve şirketlerin ortak olduğunu, her başvuran şirketin ortaklık yapısı ile ilgili detay bilgi vermesine gerek bulunmadığını söyledi.''Çalık ve Nurol içinde yabancılar olabilir mi?'' sorusu üzerine de Ertürk, ''Şu anda her ikisi için de bizim kayıtlarımız, dosyalarımızdaki bilgiler çerçevesinde verebileceğim bir cevap yok. Bizdeki dosyalar, bizdeki başvurular tamamen yerli ortak sermaye başvuruları şeklindedir. Ama bu grupların yabancı partnerleri var mıdır, herhangi bir ortaklıkları olmuş mudur, olacak mıdır, nedir, hangi şartlarla olmuştur? Bu konuda şu anda bir bilgimiz yok'' görüşünü dile getirdi.

Ertürk, ''Yabancılar olabilecek mi?'' sorusu üzerine de, başvuran şirketlerin belli olduğunu vurgulayarak, ''Ortaklık değişikliğiyle ilgili kapalı zarf verilmesinden önce herhangi bir başvuruları olursa, şartnamemizde belli kısıtlamalar içinde ve yine oradaki şartlara uymak kaydıyla, onlar dikkate alınabilecek durumda'' dedi.

TMSF olarak Sabah'a bir kuruşluk kaynak aktarmadıklarını ifade eden Ertürk, bir soru üzerine, Kanal 1'i Ciner Grubuna devrettiklerini, bu kanalın TMSF ile herhangi bir ilişkisinin kalmadığını bildirdi.

''İHALE MODELİNE DIŞARIDAN MÜDAHALE ASLA MÜMKÜN DEĞİL''

İhale modellerinin çok şeffaf ve objektif kuralları olduğunu ifade eden Ertürk, bu modele dışarıdan müdahalenin ''asla'' mümkün olmadığını, bu süreçle ilgili çıkabilecek her türlü spekülasyonun TMSF açısından geçersiz kaldığını, TMSF'nin ihale sürecini etkileyecek hiçbir güç bulunmadığını ve bu ihalenin de bu şekilde olacağını kaydetti.

Sabah Grubunun daha önce Borsaya kote olduğunun hatırlatılarak, yatırımcılar için herhangi bir planları bulunup bulunmadığı yönündeki bir soru üzerine de, Ertürk, ortaklıkla alacaklılık ilişkisinin hep karıştırıldığını ifade ederek, teminatlı alacaklı pozisyonunda olduklarını ve bir ticari işletmenin tasfiye sürecinde öncelikle alacaklıların alacaklarının ödendiğini, daha sonra kalan bir varlık olursa bunun ortaklar arasında paylaştırıldığını anlattı.

Ertürk, ''Burada özellikle küçük ortak söz konusu olduğunda haklı olarak toplumsal bir duyarlılık hareketi gelişmekte ve bu iki durumun birbirine
karıştığı bir durumun içine düşmekteyiz. Alacaklıların alacağını alamadığı bir durumda ortakların, küçük olsun, büyük olsun, ortaklık
paylarıyla herhangi bir para tahsil etmeleri mümkün değildir'' diye konuştu.

Alacağı, borcu, varlığını aşan şirketlerle, borçları bütün varlık değerinin üstüne çıkmış şirketlerle karşı karşıya olduklarını belirten Ertürk, küçük yatırımcının sorunlarına duyarlı olduklarını, onları dinlediklerini, onlar için ne tür bir çözüm bulabilecekleri konusunda Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı ve yöneticileriyle diyalog halinde bulunduklarını, Borsa Yatırımcıları Derneği ile bir görüşmeleri olacağını bildirdi.
Ertürk, ''Ortada hukuksal karmaşa varken 'biz şu fiyatı istemeyiz, bu fiyatı isteriz' diye borsa yatırımcılarının bize yaptıkları itirazlar ve 'mahkemeye veririz' tehditleriyle karşılaşmak da bizim bu soruna özveriyle yaklaşmamızın önünde bir engel. Bu arkadaşlarımız işimizi zorlaştırmasınlar'' dedi.

SABAH'TAKİ YAZAR VE EDİTÖR DEĞİŞİMİ

TMSF Başkanı Ertürk, Sabah Gazetesi yazar ve editör değişimiyle ilgili bir soru üzerine de, şu görüşleri dile getirdi:''Bunun Ankara'dan dizayn edildiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ticari her şirketin karar mekanizmaları var. Bizim de yönettiğimiz şirketlerin bir yönetim kurulu var. Onun altında hiyerarşisi vardır. O hiyerarşi içinde işleyen karar süreçleri vardır. Bunlar işlemeye devam etmektedir. Oradaki yönetim değişiklikleri, gazetecilerle ilgili bir takım olaylar ki o minimumdur. O konuda diğer ticari işletmelerden çok daha az hareketlilik olmuştur. Biz bu yönetime el koymasaydık oradaki o değişiklikler olmazdı ama biz buraya el koymak zorundaydık. Değer yaratma süreçlerinde bu tür değişikler olacaktır. Bunları minimumda tuttuk. Sektöre müdahale etmeyi minimumda tuttuk.

Biz bu işi yaparken, bu işe girerken Türkiye'de bazı kurumlar ve kişilikler olduğunu gördük. Bunlardan bir tanesini bilmiyorduk. Şimdi onu da görmüş olduk. Medya sektöründe de dokunulmaz kişiler olduğunu görmüş olduk. Bunu daha önceden bilseydik, belki de böyle bir girişimde bulunmazdık.''

Ertürk, dokunulmazlığın, toplumun benimsediği bir anlayış olduğunu, bunu yıktıklarını ifade ederek, ''Dokunulmaz denen herkese dokunduk. Bizim kitabımızda dokunulmazlık diye bir kavrama yer yok. Hukuk düzeni içinde, yasal yetkiler içinde kime dokunmak gerekiyorsa onlara dokunduk'' dedi.

TOPRAK GRUBU

Toprak Grubunun, ''sözün tükendiği, hiçbir anlam ifade etmediği'' bir grup haline dönüştüğünü, o konuda çalışmalarının devam ettiğini ve gelişmelerin yakında görüleceğini ifade eden Ertürk, şöyle devam etti:''Halis Toprak şimdi şöyle bir kurnazlık yapmaya çalışıyor; bütün alacaklılarını TMSF'nin önüne gönderip orada bizi taciz etmeye çalışıyor. Son dönemlerde böyle bir politika izlemeye başladı. Ama bizim böyle bir şeye tabi ki girmemiz mümkün değil, düşünülemez. Bu yaptıklarının her birisi tabii ki sorunun bizim açımızdan başka türlü çözümünü daha da hızlandıran bir işlev görüyor. Biz herhangi bir borçlumuzun piyasaya olan borçlarını ödemek gibi bir işin içinde değiliz. Öyle bir şey düşünemeyiz. Zaten mümkün değil. Ama yönetimimiz altına almışsak elbette oradaki durum farklıdır.''

Ertürk, protokol şartları içinde Toprak Grubuna gayrimenkullerini satma şartı getirdiklerini, gayrimenkullerin satış bedelinin TMSF'ye olan borçlarının vadesi gelmemişse ödemesi gerekmediğini, oradaki satışlardan doğan gelirlerin TMSF'nin haczi olduğu için ancak kendi izinleriyle kullanılabildiğini, bu satış gelirlerinin bir kısmının işletmenin ihtiyaçları için kullanılacağını anlattı.Toprak Grubunun yeni ödemesinin 31 Aralık'ta olduğunu bildiren Ertürk, bu tarihten önce yapılan gayrimenkul satışlarından elde edilen gelirlerin bir kısmının zorunlu bazı ödemeler için kullanılmasına izin verdiklerini kaydetti.

ADABANK VE TÜRK TİCARET BANKASI

Ahmet Ertürk, Adabank'ın şu anda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yönetildiğini, bankanın durumunun bir ön önce çözümlenmesi gerektiğini, Adabank'ı satmaya çalıştıklarını, ancak başaramadıklarını, BDDK'nın satışa izin vermediğini hatırlatarak, bankayı nasıl çözümleyebilecekleri konusunda TMSF'nin ve BDDK'nın çalıştığını belirtti.

Birleşik Fon Bankasının mevduat toplamadığını, lisansı olduğunu hatırlatan Ertürk, tasfiye işlemleri bittiğinde bu bankanın da varlığıyla ilgili bir karar vermeleri gerekeceğini, ancak şu anda henüz o noktada olmadıklarını söyledi.Ertürk, tasfiye halindeki Türk Ticaret Bankasının değerli bir markası, ismi, tarihi ve hikayesi olduğunu ifade ederek, ''O hikayenin son 10 yıldaki bölümü, finali, trajedi ve komedinin iç içe girdiği bir hikaye. Biz bu hikayeyi, tarihi, ismi yaşatmak için bir dönem bir öneri ortaya atmıştık. Bu öneri yetkili kuruluşlar tarafından çok kabul görmedi'' diye konuştu.

Bankayı, bir finansal değer haline dönüştürmek istediklerini, bunun teknik olarak bankacılık lisansının yenilenmesi anlamına geldiğini belirten Ertürk, ''Bu konuda olumlu bir yaklaşım olmadığı sürece bizim bu niyetimizin sadece güzel bir niyet olarak kalacağının farkındayız'' dedi.

ÇUKUROVA GRUBU

TMSF Başkanı Ertürk, Çukurova Grubuyla son bir pürüzleri olduğunu, bunu ödeme protokolüne bağladıklarını ve belli bir vade içinde bu tahsilatın yapılacağını vurgulayarak, ''Dolayısıyla orada önümüzde herhangi bir sorun kalmadı. Çukurova Grubu, Sabah Grubuyla, Bilgin Grubuyla ilgili bazı taleplerinden de vazgeçti. Yürüyen davalardan feragat ettiler.

Orada şu anda herhangi bir sorun görünmüyor, tabii ileride ödemelerle ilgili herhangi bir sorun çıkmazsa...'' diye konuştu.Uzan Grubunun, ÇEAŞ ve Kepez'le ilgili Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığına bir başvurusu olduğunu bildiklerini anımsatan Ertürk, Bakanlığın bu başvuruyu görüştüğünü, incelediğini söylediğini ifade etti.Bu arada, toplantıda verilen bilgiye göre, Avrupa Mevduat Sigortacıları Forumunun (EFDI) 2007 yıllık toplantısı ve ''Mevduat Sigorta Sistemlerini Etkileyen Güncel Konular'' konulu konferans, 26-27 Kasım 2007 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilecek. TMSF'nin ev sahipliğini üstlendiği konferansa, dünyadan ve Türkiye'den finans ve kamu sektörlerinin temsilcileri katılacak.

AA