kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Eylül 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Genç kız ve kuştüyü yastığın yumuşaklığı..

GENÇ kız mahmur mahmur açtı gözlerini.. Ne kadar sıcaktı yorganın içi.. Ne kadar yumuşaktı kuştüyü yastık.. Nasıl çekiyordu yatak onu.. Ve uyku öyle tatlıydı ki..
"Aman canım" dedi kendi kendine.. "Yarın çıkarım çarşıya.."
Başını gömdü yumuşacık yastığına.. Yorganına sarıldı ve tekrar uykuya daldı..
Oysa bir gece önce karar vermişti erken kalkmaya ve alışverişe gitmeye.. Saatini de bu sebeble kurmuştu.
Kim mi bu genç kız?.. Ayşe.. Ebru.. Didem.. Fatoş.. İçinizden biri.. Yüz binlerden biri.. Milyonlardan biri..
Hayat boyu başarısız olmaya mahkum "Kaybetmek için doğmuş" olanlardan biri..
Efendim bir kerecik yatağın cazibesine kapılmış olmakla, hayat boyu başarısızlık damgası vurulur mu insana?.. Bu kadar basit şey için bu kadar ağır bir hüküm verilir mi?..
Ne olmuştu yani o gün çarşıya gitmedi ise?.. Ölüm yoktu ya sonunda.. Bir başka sefer giderdi nasılsa..
Bakın sevgili okuyucular..
Örneği genç kız verdim diye, genç erkekleri dışarda bıraktığımı sanmayın.. Yazdıklarım onları da kapsıyor.. Tüm gençleri.. Hayata atılmak üzere olan herkesi.. Onlardan yukarısı beni ilgilendirmiyor zaten..
Başarısızlığın ilk ve en önemli sebebi insanın kendine güvenmeyişidir.
Kendine güvenmeyen iş hayatında "Ben yaparım" diye kendini ortaya atamaz. Büyük hedefler koyamaz. Çıtanın yükseltilmesinden hep korkar. Hep siner, hep arkalarda kalır.
Kendine güvenmeyen başkalarına da güvenmeyeceği için, onun özel hayatında da mutlu olması söz konusu değildir. Hep şüpheler içinde yaşar, hayatı hem kendine, hem sevdiklerine zehir eder.
Kendine güvenin en önemli denek taşı iradedir.
İrade ise, insanın verdiği kararları uygulaması..
O genç kız kim bilir kaçıncı kez kendi kendine söz verdiği halde yataktan erken çıkmayı başaramıyorsa, bunun muhasebesini bilinçaltında ya da üstünde kendi kendisi ile yapmaz mı sanıyorsunuz?..
"Ben sabah karar verdiğim halde erken kalkmayı bile beceremiyorum. Benden ne köy olur ne kasaba" diye düşünmeyecek midir sanıyorsunuz..
Bu düşünce onu hemen her gün yiyip bitirmeyecek midir?..
Yataktan karar verdiği saatte kalkan ve karar verdiği şeyi yapan bir arkadaşının gün boyu keyfi onda olabilecek midir?.
Hayır.. Sizden iradenizi zorlamanızı istemiyorum.. Çok daha kolay bir şey söylüyorum.. Tam tersini yapın. Hiç zorlamayın iradenizi.. Yapamayacağınızı hissederseniz, o kararı vermeyin. Vermeyin ki, verdiği kararları uygulayamayan bir zavallı görmeyin, aynaya bakarken.
"Yarın erken kalkıp çarşıya gideceğim" kararı verip başaramamaktansa, "Yarın erken kalkarsam eğer, çarşıya çıkarım" deyip, kaçamak yapın. O zaman iradenizi yargılama durumunda kalmazsınız. Hele hele, uygulayamayacağınız kararlarınızı çevrenize hiç açıklamayın. O zaman bizim Ertekin'e dönersiniz. Sözlerinizi tutmak ve kararlarınızı uygulamamak, size hiç rahatsızlık vermese de, etrafta öyle bir imaj bırakırsınız ki, en ciddi konularda bile ciddiye alınmaz olursunuz.
"Sigarayı bırakacağım" dedikten sonra bırakmanın yolu, "Yarın erken kalkacağım" deyip, tam dediğiniz saatte kalkabilmenizden geçer.. Küçük kararlarınızı birbiri ardına uyguladıkça, iradenizin gücüne inancınız, yani kendinize güveniniz artar. Bir gün bir bakarsınız, en zor kararları bile farkında olmadan alıp, sandığınızdan çok kolay uyguluyorsunuz..
Ben sigarayı öyle bıraktım!..

(28 Şubat 1999'da yayınlandı)