kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Eylül 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERDAL ŞAFAK

Talkın - salkım

Gördünüz mü başımıza gelenleri? Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne'nin yıllar önce eski eşine birkaç fiskesi (!) bugün AB yolunda ayağımıza batan diken oluverdi.
Tüm kanallarda günlerce tartışıldığı için mutlaka haberiniz olmalı; Türköne, bir canlı yayında ikinci eşi ve AK Parti İstanbul Milletvekili Özlem Türköne'yle tartışan sunucuya sinirlenip "Rastladığı yerde döveceğini" söyleyince, hınzır gazeteciler 11 yıl önce boşandığı ilk eşi Doç. Dr. Mualla Kavuncu'yu bulup sordular: "Mümtaz'er Bey'in şiddet eğilimi var mıdır?"
O da yıllardır beklediği anlaşılan fırsatı kaçırmayıp, "Cemaziyülevvel"ini sayıverdi: "Ben dayağını yedim birkaç kere!"
Nasıl kabullendiği sorusuna da müthiş bir yanıt verdi: "Kadınlar söylemiyor ama eğitimli erkeklerde de dayak yaygın!"
Mualla Hanım'ın "İfşaatları" anında Avrupa'da yankılandı. Türkiye'nin adını duyunca tüyleri diken diken olan Avrupa Parlamentosu'nun Avusturyalı aşırı sağcı milletvekili Andreas Mölzer, soru önergesini dayayıverdi: "Türkiye'de kadınlara yönelik dayak ve şiddete karşı ne gibi önlemler alınıyor?"
AB Komisyonu'nun genişleme komiseri Olli Rehn yanıtı geciktirmedi: "Kadına şiddeti önlemeyi de kapsayan kadın haklarına saygı Avrupa değerlerinin temel unsurudur. Aday ülke olarak Türkiye'nin buna saygı duymasını ve yasaları uygulamasını bekliyoruz."
"Zılgıt" bu kadarla kalsa neyse; Rehn "Kadına şiddetin, müzakerelerin parçası olarak yakından izleneceğini, İlerleme Raporu'nda özel yer verileceğini" açıkladı. Buyurun, buradan yakın!

Rapora hazır mısınız?
AB Komisyonu'nun raporda bu konuyu nasıl değerlendireceğini geçmiş yıllardaki benzer belgeler sayesindeşimdiden kestirebiliyoruz. Aşağıyukarı şöyle bir metinle karşılaşacağız:
"Her ne kadar Başbakan Erdoğan hükümet programında aile içi şiddete sıfır tolerans gösterileceğini, bu soruna kalıcı çözüm bulmak için seferberlik taahhüt etse de...
Kadına karşı şiddet polis okulları müfredatında zorunlu dersler arasına alınsa da...
Şiddete uğrayan eşe tedbir nafakası bağlanması kabul edilmiş olsa da...
Türkiye'de kadına karşı şiddet artarak devam ediyor. Nitekim Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı'nın 2006 raporunda da şiddete maruz kalan kadın sayısının bir önceki yıla göre yüzde 70 arttığı kaydediliyor.
Ayrıca bir süre önce medyatik bir polemik sırasında da kadına şiddetin gizli kalmış boyutlarına ilişkin anlamlı veriler ortaya çıktı.
Türk yetkililer şiddet kurbanı kadınlar için öncelikle sığınma evi (hükümet "Kadın huzurevi" kavramını tercih ediyor) sayısını artırmalı, ayrıca vs, vs..."
Türköne bir ay kadar önce Zaman gazetesinde yayınlanan yazısında "Koca dayağı denilen aile içi şiddet, kadınların özel sorunu değildir. Bir politik sorundur. Politik olan bazen özeldir" diyordu.
AB Komisyonu raporda onu da not eder herhalde!