kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Ağustos 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MAHMUT ÖVÜR

Sarıgül'den "iddialı" parti tüzüğü

CHP'nin yaşadığı "seçim travması" sosyal demokratları bir kez daha harekete geçirdi.
Birçok cephede siyasi çalışma sürüyor.
Doğrusu nasıl bir yol haritası izleneceği, kimin kiminle birlikte olacağı belli değil.
Ne yaptığı belli olan tek isim var: Mustafa Sarıgül.
İçeriden yükselecek bir "başkaldırı" dan çok, dışarıdan yürütülecek bir "kuşatma" hareketini önemsiyor.
Bunun için de elinden gelen her şeyi yapıyor.
Bir yandan Anadolu'yu geziyor, bir yandan Ankara'da CHP Genel Merkezi'ni "huzursuz" edecek eylem planlıyor, bir yandan da "sessiz ve derin"den yeni bir partinin hazırlığını yaptırıyor.
Aslında yeni partiden çok, yeni bir parti tüzüğü demek daha doğru. Adres CHP de olsa yeni bir parti de olsa "tüzük" önemli.
Önemli çünkü, "tüzük" CHP'den ayrılan sosyal demokratların adeta "korkulu rüyası."
Zaten büyük çoğunluk da CHP'de "parti içi demokrasi olmadığı için CHP iktidar olamıyor" diye düşünüyor.
Seçimden önce, CHP İstanbul Milletvekili Hasan Aydın'ın başkanlık yaptığı bir ekip tarafından hazırlanan parti tüzüğü, dar bir çevre içinde tartışmaya da açıldı.
Yeni tüzükte gerçekten ilginç maddeler var. En çarpıcı madde de genel başkanla ilgili.
Tüzüğün dördüncü bölümünde, "Genel Merkez Organları" başlığı altında "genel başkan"ın nasıl seçileceği 25'inci maddede ele alınıyor ve ilk kez farklı bir yol öneriliyor.
Buna göre, bir genel başkan, partisini iki genel seçimde tek başına iktidara veya iktidarın büyük ortaklığına taşımıyorsa kurultayda genel başkan adayı olamaz.
Türkiye'de pek örneği görülmeyen ama bazı AB ülkelerinde denenen bir başka yeni yaklaşım da tüzüğün 27'nci maddesiyle getiriliyor.
Bu maddeye göre, Parti Meclisi, gerek gördüğü hallerde "genel başkan" dışında bir partiliyi "başbakan adayı" ilan etmek için kurultayı toplantıya çağırabilir.
Kuşkusuz parti iç demokrasiyi hedefleyen tüzük, bir siyasi hareket için önemli. Ama asıl önemlisi Türkiye'nin "kriz yaratan" temel sorunları konusunda ne düşünüldüğü.
Toplum, Sarıgül'den de diğer sosyal demokrat aktörlerden de yeni siyasi açılımlar bekliyor.