kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Temmuz 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Baykal: Uzlaşmayı reddeden Başbakan

AA
Yeni Haber
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''TBMM'de uzlaşma ile cumhurbaşkanının seçilmemesinin sorumlusu, o zaman uzlaşma teklifini reddeden Başbakandır'' dedi.

Baykal, Bartın Cumhuriyet Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde, konuşmasına başlarken, alanda bulunanlara ''Çiftçinin esnafın durumu nasıl, işleriniz yolunda mı, keyfiniz yerinde mi, üniversite mezunu çocuklarınız işe girebiliyor mu?'' diye sordu.

''Hayır'' yanıtını alan Baykal, Türkiye üzerinden büyük zenginlik sağlayanlar olduğunu ama bunun halka yansımadığını savundu.Türkiye'nin 6 ayının cumhurbaşkanlığı tartışmasının içinden geçtiğini anlatan Baykal, şöyle konuştu:

''Cumhurbaşkanlığı tartışması, kutuplaşması, Başbakan tarafından Türkiye'ye dayatıldı. Düşündüğünü gerçekleştiremedi 'anayasayı değiştireceğim' dedi. Şimdi geldiğimiz noktada diyor ki 'Cumhurbaşkanını uzlaşmayla seçelim'. Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde ana muhalefet partisi lideri olarak ben, cumhurbaşkanının uzlaşmayla seçilmesini söyledim. Hatta o zaman için 'bir AK Parti'linin bile cumhurbaşkanı seçilmesi mümkün' olduğunu söyledim. O zaman Başbakan dedi ki 'onlarla uzlaşma arayışına girmek zaman israfıdır, önlerine bir çelik çomak attık, oynuyorlar' dedi ve burnunun dikine gitti. Eğer o zaman demiş olsaydı ki 'uzlaşmayla seçelim', o mecliste cumhurbaşkanı seçilirdi. TBMM'de uzlaşma ile cumhurbaşkanının seçilmemesinin sorumlusu, o zaman uzlaşma teklifini reddeden Başbakandır. Ancak, Başbakan o zaman uzlaşmayı reddetti, Türkiye'yi kilitledi.

Türkiye ilk kez cumhurbaşkanını seçememiş olarak seçime gidiyor. Dün ise diyor ki 'Cumhurbaşkanını uzlaşmayla seçelim. Yani bu ne demek biliyor musunuz, 'ben şu ana kadar cumhurbaşkanı konusunda Deniz Baykal'ı dinlememekle hata ettim'. Artık yanlışı kavramış gözüküyor. Yanlışın ne zaman olursa olsun anlaşılması iyidir. Ama adama sorarlar, 'Türkiye yaz boz tahtası mı, senin devlet yönetimini öğrenmen için staj yapacağın yer mi, Türkiye senin müsvedde defterin mi?' Sen Başbakansın, 3 ay sonra tersini söyleyeceğin şey yerine doğrusunu yap.''

TELEVİZYONDA TARTIŞMA TEKLİFİ

Meseleleri, Başbakanla karşı karşıya tartışmak istediğini ifade eden Baykal, şöyle devam etti:

''Televizyona birlikte çıkalım, memleketin gazetecileri bana soru sorsunlar, ben ona sorayım, o bana soru sorsun, 72 milyon dinlesin, kim haklı karar versin. Bunu yapamıyor. ABD ve Fransa bunu yapabiliyor. Milletin önüne çıkacağız, Türkiye'nin konularını konuşacağız. Ama hayır 'konuşamam ben' diyor. Neden korkuyor bilemiyorum... Başbakana dosyalarını sorarım diye mi korkuyor? Korkuyorsan o dosyaları temizle, hesabını ver. Senin yüzüne sormazsam meydanlarda soracağım. Bu meseleleri konuşmak istiyoruz, konuşamıyoruz. Başbakan ne yapıyor, bize hakaret ediyor.''

PETKİM'İN SATIŞI

PETKİM'i satın alanın 'Türk sanayisini boğazından yakalamış' demek olduğunu savunan Baykal, şunları kaydetti:

''PETKİM'i kime sattığınızı bilmiyoruz. Karışık, dolaşık ve arkasında kim var belli değil. Bu kadar önemli kuruluşu satıyoruz. Ne zaman satıyoruz? Seçime 2 hafta kala... Gümrükten mal mı kaçırıyorsunuz? Bekleyin yeni iktidar gelsin. Bunlar Türkiye'yi pazarlıyor, milleti azarlıyorlar. Önümüzdeki 22 Temmuzda seçimde, CHP iktidar çıkacak ve PETKİM'in satışına 'dur' diyeceğiz.

Türkiye'de dertler birikti. Çiftçiyi ayağa kaldırmak lazım, toplumsal kalkınma oradan başlayacak. CHP iktidarı olarak kendimize verdiğimiz temel görev, çiftçinin yüzünü güldürmektir. Çiftçinin mazotundan ÖTV'yi kaldıracağız. Çünkü ek bir vergi ödeyecek halleri yok. 'Kalkmaz' diyorlar. Başbakan'a soruyorum, 'Oğlun Bilal Erdoğan gemisine mazotu kaça alıyor?' Senin oğluna layık gördüğün mazot fiyatını, CHP olarak çiftçiye layık görüyoruz. Çiftçinin benim akrabam olması gerekmez, ben onların kardeşiyim. Gemi sahipleri ve özel hava yolları ÖTV'siz mazot kullanıyorlar. Denizi ve havayı kurtarmışsın, bırak da karayı Deniz Baykal kurtarsın.''

YEŞİL KART VE ÖSS KALKACAK

Altında lüks arabası olan kişinin cebinde yeşil kart olduğunu öne süren ve yeşil kartı kaldıracaklarını ifade eden Baykal, ''Zavallı vatandaş perişan, yeşil kart alamıyor. Bizim dönemimizde bunun yerine nüfus cüzdanı yetecek. Bununla hakkı olan sağlık tedavisini yaptıracak'' dedi.''Bir de ÖSS sistemi tutturmuşuz, bu saçmalığa son vereceğiz'' diyen Baykal, öğrencilerin yeteneklerine göre iş yaşamına sokulacağını söyledi.

YOLSUZLUKLAR

Yolsuzluğun 3 ayağının bulunduğunu, bunda ''1. sırada haramzade ve sütü bozuk iş adamı, 2. sırada ahlaksız bir devlet memuru ve 3. sırasında da namusuz bir siyasetçinin'' olduğunu iddia eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bunu değiştirmek için dokunulmazlıkları kaldırmak lazım. Adam hostes, polis tokatlıyor, kalpazanlık yapıyor. 200 milletvekilinin arkasında yolsuzluk dosyası var. Böyle meclis olabilir mi? Başbakanın ve bakanlarının yolsuzluk dosyaları var. TÜPRAŞ yolsuzluğu, bunların katkısıyla olmadı mı? Sadece Ofer yolsuzluğunun Türkiye'ye maliyeti 700 milyon dolar. Yolsuzluklar diz boyu. Ali Dibo, AK Parti'nin yolsuzluk damgasıdır. Bunların dokunulmazlığını ortadan kaldıracağız.''

Baykal seçim öncesinde pirinç, bulgur ve kömür dağıtımının yapıldığını belirterek, ''Kömürün parasını gelecek iktidar olarak inşallah biz ödeyeceğiz. Ne dağıtılıyorsa alın helaldir, bu milletin malıdır. Ancak 'bana bunları verdiler' diye oyunu onlara verme, günahtır'' şeklinde konuştu.

Hükümetin, terör konusundaki politikalarını da eleştiren Baykal, ''Eve Dönüş Yasası diye bir yasa çıkardılar. Şehit olmuş insanlara, 'askerlik yan gelip yatma yeri değil' dediler. Elebaşına 'sayın', şehitlere 'kelle' dediler. Bu sözler dil sürçmesi olabilir, ancak elebaşını affetmeye yönelik kanun teklifi TBMM'de CHP olmasa çıkacaktı, biz engel olduk. Kuzey Irak'taki terör yuvalarını da dağıtmak lazım'' diye konuştu.Baykal, konuşmasının ardından başına madenci bareti takıp, milletvekili adaylarını tanıttı ve halka karanfil dağıttı. Daha sonra seçim otobüsü ile kent merkezinden geçen Baykal, halkı selamladı.