kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Temmuz 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
OKUR TEMSİLCİSİ
Okur Temsilcisi

Gereği düşünüldü

Hasta haklarını önemsiyoruz. Ama haberlerde de dikkat gerekiyor. Hastanede alçı tedavisi gören bir hastanın kuşkulu ölümüyle ilgili habere eleştiriler aldık .
Spotta şu kesin ifade dikkat çekiyordu: "58 yaşındaki kadının kırılan ayak bileğine yapılan hatalı alçı, iki ay sonunda ölümüne neden oldu."
Haber, 27 Haziran tarihli gazetede Hatalı Alçı Cinayeti manşetiyle sunulmuştu.
Ön sayfadaki anlatıma göre, Remziye Yücel iki ay önce ayak bileğini kırmış, Baltalimanı Kemik Hastanesi'nde alçılatmış, ama "alçı sıkı yapıldığı için başparmağı su toplamış", iltihaba neşterle müdahale edilmiş, bu esnada doktor eldiven kullanmamış, hasta eve açık yarayla yollanmış, ölümcül MRSA virüsü kaptığı ortaya çıkmış, daha sonra şeker komasına girmiş ve ölmüş.
İç sayfadaki Necla Görgeç imzalı haberde ise hem hasta yakınlarının hem de hastane başhekiminin görüşlerine yer verilmiş.
Habere birkaç eleştiri aldım.
Bir doktor okur, "Bu manşeti atarken yargının, soruşturmanın bilirkişilerle görüşüp verdiği son kararına göre mi attınız? Yoksa yargısız, rasgele atılmış bir başlık mıdır?" diye sitem ediyor. Devamı bence haksızlıklar içeren sertlikte ama paylaşayım: "Üzücü sonuçlanmış bu olayda suçun hemen hekim ve hastane üzerine atılması, hekimhasta çatışmasına çanak tutmak, uzaktan bu acı olaydan sorumsuzca tat almaktır."
Ohio Tıp Üniversitesi Ortopedik Cerrahi Bölümü görevlisi Mehmet Gökhan Hepgür'den de "üzüldüm" diye başlayan uzun bir eleştiri mesajı aldım.
Özetliyorum:
"Ortopedik cerrahi uzmanı; ayak ve ayakbileği cerrahisi üst uzmanı olmam nedeniyle bu tür hastalarla ilgili geniş bilgiye sahibim. Başlıkta cinayet olarak adlandırmışsınız. Buna göre doktorlar hastayı bilerek veya bilmeyerek öldürmüş oluyor. Bu çok ciddi bir suç. Bildiğim kadarıyla bu mahkemelerin vereceği bir karar. Ama gazete hemen kararı vermiş!"
"Olay nedeninin alçı olduğu iddia edilmiş. Bana pek anlamlı gelmedi. Şundan: Diyabetik hastaların çoğunda damar hastalığı ve nöropati mevcuttur. Bu da diabetik ayak denen ayak parmaklarından kangrenle başlar. Ortada bir kangren var, ama bunun alçıya bağlı olduğunu kesin söylemek imkânsız. Hasta yakınlarının tıp bilgisini bilemem, ama buna göre yorum yapıp sebep ortaya koymak doğru değil."
"Enfeksiyon doktorların eldiven kullanmadan müdahalesine bağlanmış. Bunun doğruluğu da şüpheli. Ben burada bile eklem içi enjeksiyonlarımı eldiven kullanmadan yapıyorum bazen. Bu tip küçük müdahalelerde önemli olan, aletin ve cildin steril olmasıdır. Bu doktorların da çıplak elle ve aletsiz ayak parmağına dokunduğunu hiç sanmıyorum. Nitekim haberde belirtilmiş, bıçakla abse boşaltılmış."
"Hastaya MRSA (meticiline resistant staf. aerus) bulaştırılmış. Ciddi bir bakteri. Tedavisi zor, ama anlatıldığı gibi imkânsız, ya da çok yüksek oranda ölümcül değildir. Ayrıca steril koşullara uysanız bile bulaşması mümkün. Hasta daha sonra ketoacidosis komasından ölmüş. Ancak bununla ilgili bir sistemik enfeksiyondan mı, yoksa hastanın o gün diyetindeki bir aksama (aşırı karbonhidrat alımı) olduğunu bilmiyoruz. Dolayısıyla ölümün faturasını hemen alçıya çıkarmak çok yanlış..."
"Sizden ricam, bu tür haber yaparken tek taraflı olmamanız. Hasta yakınları acılarından dolayı bir sorumlu arar, objektif olmayabilir. Hasta kendine yapılan önerileri de dinlememiş olabilir, bu da bir ihtimaldir. Tıbbi konularda ihmal yargı ve bilirkişi karardır. Bu tür haberler insanları doktorlara karşı önyargılı hale getirmektedir. Her kişi kanunlar önünde suçu ispatlanana kadar masumdur."
Necla Görgeç'in altını çizdiği noktalar:
- Gereğinden sıkı yapılan alçının 20 yıllık şeker hastası Yücel'in ayak baş parmağında su toplanmasına neden olduğu, iki aylık süreçte çeşitli komplikasyonlar meydana geldiğini hastanın ailesi anlattı.
Remziye Yücel'in ayak bileğine yapılan alçının hatalı olduğu Baltalimanı Kemik Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Vedat Şahin tarafından da kabul edildi.
- Aynı hastanenin kendi laboratuvarlarında hastaya yaptığı testlerle, bu komplikasyonlar neticesinde MRSA bulaştığı tespit edildi.
- Diğer taraftan, hasta yakınları ısrarla bu süreçte kendilerine ne alçı yapılırken, ne de oluşan komplikasyonların tedavisinde tıbbi geçmişle ilgili soru sorulduğunu vurguladı.
- Yüce ailesi kesilen parmağın patoloji raporuyla dava açtı. Bu davada raporu güçlü bir delil olarak görüyorlar. Çünkü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nden alınan patoloji raporu MRSA mikrobunun kana karışarak yayıldığını net bir şekilde belirtiyor. Yapılan alçının yanlışlığıyla başlayan hatalar zinciri, gereksiz zaman kaybı şeker hastası bir kadının parmağının kesilmesinden ölümüne kadar gitmiştir. Haberde de bu süreç vurgulandı.
- Haklarında şikâyet bulunan doktorların adı kullanılmadı. Sadece ölüme giden süreçte nelerin yaşandığı ortaya kondu.
Yorum: Görüldüğü gibi çok karmaşık ve henüz "ucu açık" bir öykü bu. Görgeç dava sürecinden bahsediyor. Yani kim haklı kim haksız henüz belli değil. Öyleyse, öyle manşet atmamak gerekirdi. Biz yargıç değiliz. Ama hem manşet hem de ön sayfadaki anlatım sanki karar çıkmış gibi bir izlenim yaratıyor.
Tıp ile ilgili haberlerde sık sık sorun yaşıyor Sabah. Uzmanlar çoğu kez haklı olarak itiraz dile getiriyor. Bu gazetenin bir sağlık editörü var. Haberi kim nasıl yaparsa yapsın, çok daha sıkı bir editoryal denetim gerektiği anlaşılıyor.