kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Mayıs 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC

Ringlerin üzerinde geçen bir ömür

ECE KOÇAL
Türkiye'de 'boks' denilince ilk akla gelen isimlerden olan Ahmet Cömert, sadece sporcu kimliğiyle değil, yaşamıyla da örnek alınan biriydi. Adına düzenlenen uluslararası boks turnuvası 8 Mayıs'ta başlıyor..
Hayatının 50 yılını boksa adadı. Boksörlükten hakemliğe, antrenörlükten yöneticiliğe kadar bu sporun her kademesinde çalıştı. Ölümünün üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen, adı özellikle ailesi ve boksseverler tarafından yaşatılıyor. Bunun en güzel kanıtı da 22'ncisi gerçekleştirilecek olan Uluslararası Ahmet Cömert Boks Turnuvası. 08-14 Mayıs tarihleri arasında yapılacak olan turnuva, dünyadaki en önemli boks turnuvaları arasında yer alıyor. Öyle ki bu yıl 40 ülkeden 400 civarında boksörün katılması bekleniyor. Bu kadar ilgi görmesinin başlıca sebebi, boksörlerin dünya şampiyonalarına katılmadan önce burada elde ettikleri başarıyla sıralamalarını yükseltebiliyor olmaları. Ayrıca Ahmet Cömert adına düzenleniyor olması da ilginin bir diğer sebebi. Zaten oğlu Atilla Cömert'e göre, Ahmet Cömert Avrupa'da, Türkiye'de olduğundan daha çok tanınan bir isim.

HIZLI VERİLEN KARAR

1926'da Erzincan'da doğan Ahmet Cömert, 1939-1944 yılları arasında aktif olarak boks yaptı. Boksörlüğü bıraktıktan sonra altı yıl boyunca Galatasaray'da antrenör olarak çalıştı. Bu dönemde Galatasaray Boks Takımı dört kez şampiyonluk yaşadı. Ahmet Cömert'in hayatı hep hızlı verilen kararlarla geçmiş. Bunun en güzel örneği ise 1951'de antrenörlük ve hakemlik yaparken ani bir kararla gönüllü olarak Kore Savaşı'na gitmesi. Dönüşte kaldığı yerden hakemliğe devam eden Cömert, aslında boksör kimliğinden çok, hakem kimliğiyle tanınıyor. Belki de bu alanda daha başarılı olduğu için... Çünkü 1972 Münih Olimpiyatları sırasında '39 maçta yüzde 100 doğru karar' ile AİBA (Uluslararası Amatör Boks Birliği) altın rozetini aldı. Hayatı boyunca pek çok uluslararası turnuvada boks hakemliği yapan Ahmet Cömert'in en büyük tutkusundan biri olimpiyatları izlemekti. Oğlu Attila Cömert, birlikte izledikleri olimpiyat oyunlarını şöyle anlatıyor: "İlk kez 1972 yılında babamla birlikte Münih Olimpiyatları'na gitmiştim. Hatta bana 'Ortaokul sınavlarında başarılı olursan, seni olimpiyatlara götüreceğim,' demişti. Ben Robert Koleji'ni kazandım ve ailece olimpiyatlara gittik. 1976'da Montreal Olimpiyatları'na gittik. 1984 Los Angeles Olimpiyatları sırasında Amerika'da okuyordum. Babam 'Okulu erken bitirirsen beraber olimpiyatlara gideriz,' dedi. Onu da yaptım. Aslında ortaokul sınavlarını kazanmasam da, üniversiteyi erken bitirmesem de beni götürecekti." Babasının izinden giderek Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Üyesi ve Türkiye Boks Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olan Attila Cömert, babasının boks camiasında çok sevilen bir kişi olduğunu anlatıyor. Bunu da çok hümanist ve alçakgönüllü olmasına bağlıyor. Milli boksör Hüseyin Yıldırım antrenörünü şöyle anlatıyor: "Avrupa'daki maçlara giderken orada nasıl davranmamız gerektiğini anlatırdı. Hatta gitmeden İngilizce çalışmıştım."

BİR BOKS ŞEHİDİ
Türkiye Boks Federasyonu Başkanlığı Moskova, Los Angeles ve Seul Olimpiyat Oyunları'nda jüri üyeliği, İslam Boks Birliği'nde asbaşkanlık yapan Ahmet Cömert, eşi Türker Cömert'e ölüm konusunda hep şöyle diyordu: "Gaziliği gördüm, şehit de olmak isterim." Gerçekten de onu bir boks şehidi olarak saymak mümkün... Uzun zamandır kalp rahatsızlığı bulunan Ahmet Cömert, 1984'te felç geçirdi. İlk zamanlar yürüyemez ve konuşamaz bir haldeydi. Hatta bildiği yedi dili unutmuştu. Ama kısa sürede kendini toparladı. Hatta ders alarak bildiği tüm dilleri hatırladı. Kısacası oldukça azimliydi. Ama 1990 yılında Çekoslovakya'da görev başında vefat etti. Arkadaşlarının deyimiyle boks şehidi oldu. Oğlu Attila Cömert, babasının boksa düşkünlüğünü şöyle anlatıyor: "Çekoslovakya'ya giderken kalp problemi vardı. Maçlara yetişeyim diye hızlı bir şekilde yokuş tırmanıyormuş ve kalp krizi geçirmiş. Ama kendisine tercih sorulsaydı, eminim böyle bir ölümü tercih ederdi." İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Ahmet Cömert, boksla olan ilişkisinin yanı sıra Cömertler Matbaası'nın da kurucusuydu. Şimdilerde oğlunun başında bulunduğu bu matbaada, Ahmet Cömert'in madalyalarının ve plaketlerinin bulunduğu küçük bir müze de yer alıyor. Küçük bir müze de ünlü boks adamının ölümünden sonra açılan Ahmet Cömert Spor Salonu'nda. Turnuvayı da bu salondan takip edebilirsiniz.
Haberin fotoğrafları