kapat
24.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Mesele yataktan kalkabilmekte..

"Yarın sabah saat yedi buçukta kalkacağım" dedi genç kız.. Sonra ertesi günün programını yaptı.. "Duş.. Kahvaltı.. Evden çıkış.." diye başlayarak.. Önemli bazı ihtiyaçlarını karşılamak üzere alışveriş merkezine gidecekti. Sonra öğle yemeğinde uzun zamandır görmediği bir arkadaşı ile buluşacaktı. Öğleden sonra bir iş randevusu vardı..

Saatı sabah 7.30'da çalarken "Duş yapmasam da olur" diye düşündü... "Yarım saat daha kestireyim.."

Bir yarım saat daha için kahvaltıdan da vazgeçti..

Alışveriş mi?.. O kadar da önemli değildi canım.. Ertesi güne kalabilirdi. Öğleye kadar uyusa ne kadar iyi olacaktı. O kadar sıcak ve çekici idi ki, yatak..

Öğle yemeğinde arkadaşı ile buluşma mı?.. Bunca zamandır görüşmemişler de ne olmuştu yani.. Birkaç gün sonra yeseler yemeği ne olurdu ki?.. Bir telefon eder, yok canım, yüz yüze konuşmak zor, bir mesaj çeker ertelerdi yemeği.. Oh be.. Artık canının çektiği kadar uyuyabilirdi..

Uyudu.. İş randevusuna, aç biilaç, alelacele yapılmış bir makyaj, iki fırça ile düzeltilmiş saçlar ve uykudan şişmiş gözlerle girerken, aynaya bakmadığı için, neden başarılı olamadığını da anlayamadı..

O gece yatarken gene plan yaptı.. 7.30 kalkış.. Duş.. Kahvaltı.. Gazetelere bakma.. 9.00: Alışveriş merkezine gidiş. 11.30: Arkadaşla buluşma.. 14.00: İş randevusu..

..Ve sabah 7.30 da saati çaldığında "Canım kahvaltı çekmiyor, duşu da daha dün gece aldım.." diye mırıldandı, yastığı kafasının üstüne koyup öbür tarafa döndü.

***
Kim mi anlattığım.. Siz.. İçinizden biri.. Kimbilir kaç kişisiniz orda.. Kaç yüz.. Bin..

Başarı, yataktan kalkma ile başlar.. Bu kadar basit.. Ama o kadar da zor..

Bir araştırma yapın yakın çevrenizde.. Başarılı olanlar, yataktan kalkmayı bilenlerdir.

Nedir yataktan kalkmayı bilmek.. Karar verdiğin saatte gözünü açtığın anda, fırlayıp yataktan çıkmak.. Bir dakika bile gecikmeden.. Bir dakika bile yatak miskinliği yapmadan..

Uçak kaçacaksa, yaparız bunu.. Ama hayat kaçarken yapmayız.. Kaçan uçağın yenisi vardır oysa.. Ama kaçan hayatın saniyesi geri gelmez..

Yataktan kalkmayı öğrenmek, kendini tanımakla başlar..

Kendinizi iyi tanırsanız, kalkacağınız saati doğru belirler, güne doğru, yapabileceğiniz, başarabileceğiniz planla başlarsınız..

Saat 7.30'da yataktan çıkamadığınızı bile bile her gece "7.30 kalkış" diye yattınız mı, kendi kendinizi aldatır, daha kötüsü giderek aşağılık kompleksine düşersiniz.. "Ben ne berbat bir insanım. Verdiğim en basit kararları bile uygulayamıyorum" diye..

Bakın.. Hayali değil, gerçekçi planlar yapın..

"10.00'da kalkacağım" deyin.. Ama kalkın.. Geceden verdiğiniz kararları, ertesi gün uyguladığınız ölçüde kendinize güveniniz artmaya, kişiliğiniz oturmaya başlar.

O zaman 7.30'da da rahatça kalkabilecek güce ulaşırsınız..

Yapamayacağınızı ezbere bildiğiniz planları her gece yatarken yapmak, sizi yaşarken öldürür.

Durmadan plan yapıp ertelemek, hiç plan yapmamaktan çok daha hızla çürütür insanı..

Yataktan kalkacağınız zamana doğru karar verin ve kalkın.. Hayatınızın nasıl hızla olumlu gelişmeye başladığını göreceksiniz..

Hakan&Utku'dan Tatil Keyfi

Türk Foskarları
Bu yılın Oscar'ları sahiplerini buluyor. Elin Oscar'ına bakar mısınız? Gidiyor kendi sahibini buluyor. Ne demişler; gavur yapıyor abi! Ama ya burada ödülü hak edenler? Onlar ne olacak peki? Ne harika performanslar heba olup gidiyor. Erozyon gibi bir şey bu. Bizim bu duruma yüreğimiz dayanamadı ve karınca kararınca onlara FOS'kar dağıttık.

And The FOS'car goes to....
En İyi Kadın Oyuncu: Başımıza iş açmayalım dedik ve biz ödülü ortaya koyduk. Önce gelen alır.

En İyi Erkek Oyuncu: Yıllardır oynamaktan bıkmadığı "Amele" adlı filmdeki oyunculuğuyla İbo-Abraham Sweet Voice bu ödülü almaya hak kazandı. Özellikle 5 yıldızlı bir otelde yapılan et-mangal sahnesi kendisine bu ödülü kazandırdı. İbo ödülü şehit annelerine hediye etti.

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Tabii ki Hüsam The Kid. "Karaoğlan-Back to the Oran" adlı filmin aksiyon sahnelerinde filmin Karaoğlan'ı düşerken tuttuğu ve önüne yazarkasa atılırken arabaya soktuğu sahneler şimdiden sinemaseverlerin hafızalarına kazındı.

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Karen Fogg "Mesajınız Var" adlı filmindeki işveli oyunculuğuyla ödülü kaptı. Fogg filmde zenginler kulübüne girmeyi kafaya takan fakir ama onurlu bir gence yardımcı oluyor görünürde. Ama aslında kuyusunu kazıyor.

En Kötü Dans: Kazanırken "Fatih değil ben yaptım" kaybedince "Bu takımla buraya kadar" diyen Lucescu en iyi kıvırma ödülünü almaya hak kazandı.

En İyi Gerilim Filmi: "Gizemli Yabancı" adlı korku filminde daha önce Almanya'da çekilen ve Frankenştayn'ı canlandıran beyaz saçlı Lorant oynuyor. Gizemli yabancı hiç tanımadığı bir ülkeye geliyor, bir takımın başına geçiyor ve olaylar başlıyor. Lorant'ın mimiklerini izlerken kanınız donacak.

En İyi Komedi Filmi: "Bu mu len ruj" adlı filmde sesi kuğudan bile çirkin bir genç kızın televizyon yapımcısı eşinin sayesinde ülkenin en prestijli gece kulübünde assolistlik yapmasının anlatıldığı filmde gülmekten ölüyor, yeniden doğup tekrar gülüyorsunuz.

En İyi Burgu: Bu ödül de aslında en iyi kurgu olacaktı ama biz değiştirdik ve IMF'den para gelsin diye bin takla atan yetkililer bu ödülü paylaştı.

En İyi Senaryo: Amerikalı senaristler sadece bizim üstümüzde değil Ortadoğu ve Dünya üzerine yazdığı senaryolarla bu ödülün yıllardır değişmez sahibi...

En İyi Ses: Bu ödülün sahibi de Mesut Yılmaz. Sessiz film geleneğini hala yaşatan Yılmaz "Silkele Mesut" adlı filmde koca bir orduyla savaşmaya kalkıyor. Üstüne kurtlar saldırıyor. Gözünü birden 9 ışık alınca ne yaptığını anlıyor ve sakinleşiyor.

En Kötü Kostüm: "Bir Lider Doğuyor" adlı filmde giydiği laik-cumhuriyetçi kostümüyle Tayyip Erdoğan bu ödülünü tartışmasız sahibi.

En İyi Film: Ünlü Amerikalı yönetmen Camel Derwish'in ticari kaygılar taşıdığı filmi "Kriz Bitti" gerek devasa bütçesiyle, gerek kurgusuyla bu ödülü hak etti. Bu ödülün iddialılarından "Akıl Oyunları" nedense ülkemizde pek rağbet görmedi.

En İyi Erkek Kadın Çoluk Çocuk Yaşlı Emekli Dul Yetim Oyuncu: "Piyon o" adlı yıllardır süren filmdeki destansı oyunculuklarından dolayı ödüle halkımız hak kazandı... En iyi yerine "enayi", ödül yerine de "ödün" desek daha iyi olacak galiba.

Pazar Neşesi

Pazar Neşemiz bu hafta Tanaydın Şirin'den..
Temel, Roma'daki maçtan sonra efkar dağıtmak için bir bara girmiş.. Köşede demlenirken üzerinde yoğun bir bakış hissedince kafasını kaldırmış. Bir bakmış, bir sarışın afet gözlerini, Karadenizli yağız delikanlıya dikmiş, yiyor.. İşaret, mişaret.. Kadın masaya gelmiş.. Birbirlerinin dillerini bilmiyorlar, ama çizerek göstererek anlaşmışlar. Kadın Temel'le otele gelmiş.

Müthiş bir sevişme..
Temel doğrulurken "Finish my darling" demiş..

"No" demiş kadın soğukça.. Temel hafif bozulur gibi olmuş.. Bir daha sokulmuş kadına.. Tüm hünerlerini kullanmış bu defa.. Kadın çığlık çığlığa.. "Finish" demiş gene Temel.. "No" demiş kadın gene..

"Çattık" demiş Temel.. 65 milyonu temsil ediyor.. Kadını öyle bırakmak olur mu?..

Tekrar sarılmış kadına.. Bu defa 1.5 saat, bildiği, duyduğu ne hüner varsa, hepsi..

"Finish" diye sormuş kadına, sonunda.. "No" demiş gene kadın..

Temel gücünün son kırıntıları ile, son hamleyi yapmış, nefes nefese.. Günün ilk ışıkları perdeden girerken, birlikte orgazm olmuşlar.. Çığlıklar yan odadan duyulacak kadar..

Temel bitkin.. Ölü.. "Finish" diye sormuş, son gücü ile..

"No Finnish" demiş, sarışın.. "Danish.. Danish!.."

Telepazar!..

Bugün Telepazar gene dolu, hem de nasıl dolu..
Eğlence faslını, Müjdat Gezen'in sahneye yazıp sahneye koyduğu, haftaya başlayacak Üç Kağıt Kabare'nin sanatçıları dolduruyor.. Nükhet Duru.. Çelik.. Ege.. Mirkelam.. Ufuk.. Ayrıca Marmara Üniversitesi müzik gurubu var..

Radyo şakaları ile ünlü Yavuz ile İsmail, ve de Umut ile Barış, Hakan&Utku'nun skeçleri ile güldürecek. Dünya çapındaki ilüzyon sanatçımız Kubilay QB Tunçer gene bizimle.

Uğurkan Erez'in defilesi tam bir sürpriz olacak bu hafta..

Spor, Galatasaray'ın elenmesi ile başlıyor, lig maçları ile devam ediyor.. Konuk yorumcu, genç ve farklı Mehmet Demirkol. Basketbol, Binicilik, Dünya Artistik Patinaj Şampiyonası öteki başlıca spor konularımız.

Haydarpaşa Garı'ndaki Memleketimden İnsan Manzaraları, Nazım Hikmet yılı dolayısı ile seçildi. Bir de Ali'nin bestesi Nazım Şiiri Geberiyorum var, Nükhet'ten.. Sinema, sanat galerileri, haftanın belli başlı kültür, sanat olaylarıyla dolu dolu bir öğleden sonra.. 15.30'da başlıyoruz.

Fenerli (!) Nazım!..
Nazım yılında, Üstadın tuttuğu takım da tartışma konusu oldu. Fenerli dediler.. Beşiktaşlı dediler..

Bizim elimize üstadın bir dörtlüğü (Rubai) geçti. Adam Yayınları'ndan Nazım Hikmet Bütün Eserleri 3'üncü cildi, 211'inci sayfada..

Bakın bakalım Nazım Kanaryalı olabilir mi?.

Aramızda bir derece farkı var,

İşte böyle kanaryam,

Sen kanatları olan, düşünemeyen kuşsun,

Ben elleri olan, düşünebilen adam..

SEVDİĞİM LAFLAR
İnsan sevdiği sürece bağışlar.. La Rochefaucauld

EĞER
..ihtiyacınız olan nasihatı vermek için istediğiniz yaşayan kişi çağırma

şansınız olsa, kimi çağırırdınız?.

..kaybettiğiniz şeylerden birini tekrar bulma fırsatı size verilse, hangisini bulmak isterdiniz?.

..bugün bir tekneniz olsa, adını ne koyardınız?.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır