kapat
24.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

SORULARA CEVAPLAR

Kızımın oruç borçlarını para olarak muhtaç dayısına versem olur mu? Olabilir, verebilirsiniz. Bir insan zekatını, fıtırasını, diyet ve kefaretini ana, baba, nine ve dedesine veremez. Evladına ve torunlarına da veremez. Çünkü bunlara bir noktada bakmakla yükümlüdür zaten. Ama onlara sadaka ve hediye verebilir. Bunların dışındaki akrabalarına zekat, fıtıra, diyet ve kefaretini verebilirler. Amcasına, dayısına, kardeşine, yeğenlerine de verebilirler. Sizin sorunuzda fakir olan dayısı söz konusudur, verebilirler. Tabi bunların fakir olmaları şartı vardır.

Gusül abdesti alırken birkaç kez Kadir Suresi okunacakmış. Doğru mu?

Hayır böyle bir şey yoktur. Boy abdesti alırken hiçbir dua okunmaz. Gusül duası, gusül suresi diye de bir şey yoktur.

Gusül yani boy abdesti almayı gereksiz yere abartıyorlar, onu bir sorun haline getiriyorlar. O nedenle de bir çok kimse, boy abdesti almakta çok zorlanıyor, saatlerce banyodan çıkamıyorlar. İğne ucu kadar kuru yer kaldı mı, kalmadı mı? , Banyonun genişliği yeterli mi, değil mi?, bir sürü uyduruk şart getirmişlerdir. Önce sağ omuza sonra sol omuza üçer defa, yok beşer defa su dökecektir. Bütün bunlar uyduruktur, saçmadır.

Boy abdesti şöyle, "niyet ettim gusül yapmaya" der, içinden de söylese olur ve sonra ağzını ve burnunu yıkar, bundan sonrada güzel bir banyo yapar. Baştan sona bedenini yıkar ve çıkar. Başka hiçbir şeyi yoktur. Bu kişi aynı zamanda da abdestli sayılır., o boy abdesti ile istediği kadar namaz da kılabilir. Banyo yapmanın ne demek olduğunu herkes bilir, bedenini sabunlar ve güzelce yıkar, gerek görürse keselenir... Bunları bir sorun haline getirmeye gerek yoktur.

Annem-babam 10 yıl önce boşanmış. Ben 14 yaşındayım ve babamla kalıyorum. Annem evlenmek istiyor. Ben karşı çıkıyorum. Bu konuda söz hakkım var mı? Yaptığım günah mı? Haklı mıyım, haksız mıyım?

Hayır, yanlış yapıyorsunuz, annenizin evlenmesine engel olamayın, buna hakkınız yoktur. Gerçekten engel olursanız, ciddi biçimde günah işlemiş olursunuz. Bırakın anneniz evlensin, Allah size de kapı açar, yarın siz de evlenirsiniz.

Aksine annenizin evlenmesine destek verin. Sadece sizden ilgisini kesmemesini isteyebilirsiniz.

Halkımızın ihmal ettiği en önemli şeylerden birisi de evlenmek isteyene yardım etmemektir. Bugün Türkiye'de milyonlarca bay ve bayan evlenmek istiyor ama evlenemiyorlar. Bu büyük bir dert ve acıdır. Diğer evli insanlar bu dert ve acıyı duymuyorlar, büyük günaha giriyorlar.

Kur'an'da hem evlenin ifadesi var, hem de evlendirin emri vardır. Bu emir hepimizedir. Özellikle analara, babalara, akrabalara, büyükleredir. Herkes çevresindeki bekar veya dulların evlenmesi için yardımcı olacak, tanıştırma, tavsiye etme gibi, maddi yardım gibi, mümkün olan bir yardımı yapacaktır. Hele bazı ana-babalar çocuklarının evlendirilmesine hiç yardım etmezler, hiç ilgilenmezler, umursamazlar, onlar gerçekten büyük vebal altına girmiş bulunurlar.

Bir arkadaşım bir kağıt verdi. Bu kağıdı 13 kişiye dağıtmak gerekiyormuş. Bu kağıda inanmayan perişan olurmuş. İnanan zengin olurmuş. Çok korkuyoruz. Bu kağıdı ne yapalım?

Öyle şeylere inanmayın. Bunlar birtakım kötü niyetli kimselerin saçma sapan işleridir. Size verilen o kağıdı yırtın ve çöpe atın, onların eğlencesi olmayın. Size kimse bir şey yapamaz. Müslümanlar uyanık olmalı, aklını işletmelidir. Elden ele dolaştırılan vasiyetnamelere veya tılsımlı denilen kağıtlara inanmamalıdır. Müslümanlık hurafe ve akıl dışı şeyleri yıkmak için gelmiştir.

Adetli iken imam nikahı olur mu?

Evet olur, bir bayan adetli iken imam nikahı yaptırabilir, hiçbir sakıncası yoktur. Bir defa daha tekrarlayalım, bir bayan adetli iken mel'un veya mânen kötü bir varlık değildir. Her zamanki gibi muhterem ve mübarek bir insandır. Sadece adet kanaması vardır, o yüzden biraz rahatsız sayılabilir. Başka hiçbir işine engel hali yoktur.

Kumarın zararlarından bahseder misiniz? Ayrıca, Sayısal Loto, Piyango gibi şeyler kumara girer mi?

Kumar Kur'an-ı Kerim ile haram kılınmış zararlı işlerdendir. Kumar zamanla ruhsal bir hastalık haline dönüşür, iradesini kaybeder, elinde avucunda ne varsa yitirir. Kumar dinen de, kanunen de yasaktır bizde...

Piyango, Sayısal Loto ve benzeri şeyler doğrudan kumar değildir. Yani kişiler karşı karşıya oturup parayla kumar oynamıyorlar. O nedenle ayda bir bilet almak veya bir Sayısal değerlendirmek, bunlar basit bir eğlence sayılabilir. Oradan elde edilen de kura usulü bir dayanışma kabul edilebilir. Ama, bu ileri götürülür de bir hastalık haline getirilirse o da günah olur.

Mesela at yarışları insanları ruh hastası haline getiriyor, bunda da aşırı gitmek haram olur.

Kısacası konular fayda ve zararına göre ölçülmelidir.

Namaz kılmamak günah mı?

Elbette günahtır. Namaz yüce Allah'a şükür ve hamdimizi ifade etmemiz ve ondan dilekte bulunmamızdır. Namaz ile Allah'a saygımızı sunarız, Allah ile aramızda bir manevi bağ oluşur. İçimizde bir heyecan ve tatlılık meydana gelir. Namaz kalbimizi yumuşatır, merhametli ve şefkatli bir insan oluruz. Namaz kılmayan bunlardan yoksun kalır. Bu da günahtır, zarardır.

79 yaşındayım, hastalığımdan dolayı 2 günde bir edep yerimi kremliyorum, abdestime ve namazıma zararı olur mu?

Hayır hiçbir zararı olmaz. Kişi hastalığından dolayı her türlü ilaç, merhem ve kremi kullanabilir. Eğer doktor tavsiye etmiş ise veya kendisi yararlı olduğunu tespit etmiş ise, o ilaç ve merhemi veya kremi kullanması dinen hem gerekli olur, hem de sevap olur. Çünkü Müslüman'ın sağlığını koruması, hastalığından tedavi olması dinen bir vecibedir, gereklidir, onu yerine getirmesi de sevaptır.

Kardeşim intihar etti, eğer etmeseydi yine aynı gün ölecek miydi? Yani vadesi mi geldi?

İslamiyet'te intihar etmek haramdır, büyük günahtır. Kişi intihar etmeseydi, yine aynı gün ölür müydü? Ecel değil mi? Ecel değişir mi?

Bu gibi soruları kısaca şöyle cevaplayalım: İnsanlar mutlaka öleceklerdir. Ne zaman ölürlerse ecelleri o zamandır. Ecel demek vakit demektir.

Ecel değişebilir mi? Evet değişebilir.

Bir araba aldınız, bakımını iyi yaparsanız, kötü yollara vurmazsanız, fazla ağır yük yüklemezseniz bu araba yirmi yıl çalışır, ama aynı arabanın, bakımını yapmazsanız, kötü yollara vurursanız ve fazla ağır yükler taşıtırsanız, bu araba on yılda hurdaya çıkar. Yirmi yılda, on yıl da eceldir. Onu değiştirmek elinizdedir.

İnsanlarda, 100 de yaşayabilir, çok daha erken de ölebilir. İyi ve dengeli beslenen, tıp kurallarına uyan, zararlı ve tehlikeli durumlardan sakınan insanlar daha uzun yaşarlar, iyi ve dengeli beslenmeyen, sağlık kurallarına uymayan, tehlikeli ve zararlı durumlardan sakınmayan insanlar erken yaşta ölürler.

Osmanlı döneminde ortalama ölüm yaşı 45'di. Şimdi Türkiye'de 65'i geçti. Japonya'da 80'nin üzerinde Afganistan'da ise 42'dir. Ama insanlar 150 de yaşasa her nefis sonunda ölümü tadacaktır. Ömür uzar veya kısalır, bu da büyük ölçüde insanların elindedir.

Dine, imana küfreden birisinin Allah katındaki yeri nedir?

Dine, imana, Allah'a, Peygambere ve Kur'an'a küfreden kimse, kafir olur, Cehennem ehlinden olur, dinden, imandan, İslam'dan çıkmış olur. Öylesi bir suça ve günaha düşen Müslüman, derhal tövbe etmeli ve bir daha o türlü küfürbazlıklardan uzak durmalıdır. İmanını tazelemeli, yeniden Müslüman olmalıdır. Ancak, bunun için müftülüğe gitmesine gerek yoktur. Kendi kendisine tövbe etmesi yeterlidir.

Esasen, herhangi bir şeye sövüp saymak, seviyeli bir insana yakışmaz. İnsan kendisini kontrol etmelidir. Bir şeye kızıp öfkelenebilir, ama soğukkanlılığını korumasını bilmeli, edep ve terbiyesini muhafaza etmelidir. insan bütün halinde sövüp saymak gibi aşağılık davranışlardan uzak durmalı, her tavrı ile efendiliğini korumalıdır. Sövüp saymalar bazen büyük kavgalara ve cinayetlere yol açabilir. Dolayısıyla temiz olan ağzımıza, o pis lafları layık görmeleyim, ağzımızı temiz tutalım.

Bir insan cennete nasıl gidebilir?

Hiç kimse cenneti sadece kendi emeği ile kazanamaz, mutlaka ilahi lütuf ve rahmete nail olması gerekir. Bir başka ifade ile cennet o kadar büyük bir nimettir ki, onu elde etmek için bizim amelimiz ve ibadetimiz yeterli gelmez. Mutlaka Allah'ın af, rahmet ve lütfunun ihsan edilmesi gerekir. Daha açıkçası, kimse ben cenneti bileğimin gücü ile kazandım diyemez. Çünkü insanlar hata da yapar, günah da işler, sevap ve güzel işler de yapar...

Peki Allah'ın bu rahmetini nasıl elde ederiz? diye bir soru yöneltilebilir?

Bu soruya şöyle cevap verebiliriz: Öncelikle İslam'ın gerektirdiği doğru bir imana sahip olmak. İkinci olarak elinden geldiği kadar dini vecibelerini yerine getirmek, üçüncü olarak, kendisine, ailesine ve milletine karşı vazifelerini yapmak, bilgi edinmek, çalışmak, namuslu ve dürüst bir insan olmak, insanlara zulüm etmemek, başkalarının hakkını yememek, bütün bunlar aynı zamanda dini vecibelerdir.

Bütün bunları elinden geldiği kadar yaparken, bir taraftan da yüce Allah'ın rahmet ve affına sığınmak gerekir.

Yüce Tanrı biz kullarını çok sevdiği için, bir iyiliğe karşı on misli sevap vereceğini, ama, bir kötülüğe karşılık bir misli günah yazacağı bildirmektedir (Enam Suresi: 160). İşte bu Allah'ın lütfudur. Önemli olan iyi niyetle elden geldiği kadar, stres ve sıkıntıya girmeden hayırlı işlere devam etmektir. Yüce Allah insanların şekil ve dış görünüşlerinden ve davranışlarından çok kalplerine bakar. Kalbimiz iyilik, sevgi ve şefkatle dolu olsun, elimizden geldiği kadar da dini ve dünyevi görevlerimizi yapalım. O zaman ilahi rahmet de tecelli edecektir inşallah...

"Cehenneme dini yalanlayan ve en şakıy yani eşkıya davranışlı kimseler gider." (Leyl Suresi: 15

İnsan Allah'ın azabından korkmalı, rahmetinden ve affından umutlu olmalıdır. Ancak umudumuz çok yüksek bulunmalıdır.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır