kapat
24.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Alaton'u gülmekten nefessiz bırakan fıkra

Mevsim bahardı... İshak Alaton'la Boğaz manzaralı odasında laflıyorduk... Türk solunun, neden Batılı anlamda sol olamadığını anlatıyordu...

Gelişmelerden "umutsuz" değil ama "mutsuz"du...

Pek fıkra anlatmayı beceremem ama, "Dur senin bir saattir bana anlattıklarını özetleyen bir fıkra anlatayım" dedim...

Hemem sustu, muzır bir yüz ifadesiyle "Hadi anlat!" dedi...

Gazetede "Eş aranıyor" başlıklı ilanlardan birisi şöyledir:

"26 yaşında, başından üç evlilik geçmiş, bakire genç kız, kendisine uygun eş arıyor."

İlanın yan tarafında, çok güzel bir sarışının fotoğrafı vardır. Bu ilan üzerine genç, yakışıklı, iyi bir işi olan koca adayı başından üç evlilik geçmiş bakireyi telefonla arar. Yemeğe çıkarlar.

Kadın, gerçekten fotoğraftaki gibi güzel ve çekicidir. Koca adayı sohbetin biraz ilerlemesinden sonra, merakını gidermek için sorar:

Başınızdan üç evlilik geçmesine karşın, hâlâ nasıl bakiresiniz; anlayamadım?"

Kadın cevap verir:

"Birinci kocam piyanistti. Parmaklarıyla dokunmak onun için aşk yapmaktı. İkinci kocam saksofoncuydu. Başka bir şey söylememe gerek yok herhalde."

Koca adayı; "Anlıyorum, ya üçüncüsü?"

"Ha o mu" der kadın ve şöyle devam eder:

"O hızlı bir solcuydu, güzel laflar ederdi. Çok konuşurdu ama eylemsizdi."

Alaton, son cümlemi duyduktan sonra gülme krizine girdi. Ancak bir bardak su içip rahatlayabildi...

Şimdi bu anektod da nereden aklına geldi diyenler olabilir...

Hasan Cemal'in dünkü yazısını okurken, Alaton'la aramızda geçen bu sohbeti hatırladım...

Özetle...

Solda değişen bir şey yok... Yine her şey eskisi gibi...

Yani "Şef çok, Kızılderili yok!"

DOĞRU SÖZE NE DENİR?

Galatasaray Kulübü eski Başkanı Mehmet Cansun, Zaman'a konuşmuş:
"Fatih Altaylı, beni çok yıprattı. 8 ay boyunca kamburum oldu. Projelerimizi tanıttığımız geceye bile katılma nezaketini göstermedi. Bu yaşananlar Altaylı'nın karakterini gösteriyor."

POLEMİK

Pangalos'u kandırmışlar

Yunanistan'ın eski Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos, ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'ın kendisine şunları söylediğini iddia ediyor:

"Türkiye ile Yunanistan'dan birini yok etmek zorunda kalsam, Türkiye'yi seçerdim!"

Ben söylediğini varsayıyorum...

Pangalos, eğer Kissinger'ın bu sözünü ciddiye almışsa aklına şaşarım... Çünkü nam-ı diğer Süper K, ABD'nin en ünlü nüfuz tacirlerindendir...

Onunla konuşmak, bir saat baş başa yemek yemek eskiden 10 bin dolardı. Şimdi kaça bilmiyorum. Onunla devlet adına yemek yiyen bir diplomat dostum anlatmıştı, oradan biliyorum.

Bu bakımdan Kissinger'ın söylediği sözün bir kıymet-i harbisi yok! Parasını Arafat ödesin, gözünü kırpmadan "Bu İsrail'e ne gerek var" diyecek kalibrede bir adamdır!

Pangalos ciddiye almış, siz almayın!..

Eğer öyle olsaydı, ABD, İstinye'de o dev konsolosluk binasını inşa eder miydi? Pangalos, Yunanistan'daki konsolosluk binasına bir baksın, ne demek istediğimi iyi anlar...

DURUM

SABAH'çı olmak

Hayatımın en zor günlerden birisiydi...

Sabah, arkadaşımdan gelen telefon sesine uyandım...

"Hayrullah, Işıl intihar etti" dedi...

Işıl, dediği, çok sevdiği nişanlısıydı...

Can dostum darmadağın olmuştu... Ayrılmışlardı, anlaşamıyorlardı... Daha doğrusu ailesi Cihan'ı istemiyordu. O da, dayanamayıp ilişkiyi bitirdi. Gazeteye uğradım, Tayfun Devecioğlu, "Bu sayfaya yazmaya başlıyorsun" dediğinde, peki deyip çıktım. Cihan'ın evine gittim. Bir iyi, bir kötü haber dedikleri bu olsa gerek.

Zor bir gündü.

Ama o yürekten gelen dostça kutlamalar, sizlerden gelen destek mesajları yok mu!..

Hele o gazetenin mutfağında çalışan, her gün Türkiye'nin en iyi gazetesini hazırlamak için büyük emek sarf eden arkadaşlarımın kutlamaları yok mu, beni en çok o sevindirdi.

Güngör Mengi, "Kutlarım, başardın" dedi. Yavuz Donat telefonda, "Biz bir takımız, takıldığın bir şey olursa, çekinmeden ara" diye destek verdi. İlker Sarıer, Sedat Sertoğlu, Okay Gönensin, Aydoğan Kaçıra, Orhan Vural, Emre İskeçeli'nin moral yüklü sözleri, ilk günkü yazımı, zor da olsa yazabilmemi sağladı... Desteğiniz için teşekkürler.

HYDE PARK

Ben bir öğrenciyim. İstanbul Belediyesi kartlarımızı 5 milyona değiştiriyor. Buna ne gerek var. Paramız yok. Tabelalara fotoğrafını basıp "Sizin yanınızdayım" diyen Gürtuna'nın bizi anlamasını bekliyorum.
Can Karaduman, Hüseyin Avni Sözen And. Lisesi



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır