kapat
24.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Miras hakkı: Verme hakkı mı; alma hakkı mı?

Tamek - Fruko ailesi içinde yaşanan ve geçtiğimiz hafta gazete sayfalarına yansıyan miras kavgası, gerek toplumumuzda, gerekse yasalarımızda "miras hakkı" denilen şeyin ne olduğu ve nasıl anlaşıldığı konusunu tartışmak için zengin bir malzeme oluşturuyordu.

Olayın benim için ilginç yanı, ortaya dökülen aşk iddiaları, kurulan kumpaslar ve insanları anne-babalarına can düşmanı haline getiren hırslar vs. değildi.

Ben, Sipahioğlu ailesinin kızlarının, henüz sahip olmadıkları bir mal üzerinde böyle açıkça hak iddia edebilmelerini ilginç buldum.

Kızlar babalarının sahip olduğu fabrikayı ucuza sattığını, malını mülkünü iyi idare etmediğini, har vurup harman savurduğunu iddia ederek mahkemeye başvurmakla aslında daha şimdiden, ileride kendilerine miras kalacak olan servet üzerinde hak iddia etmiş oluyor, daha şimdiden o servetin sahibi gibi davranıyorlar.

Bunu yaparken de, muhtemelen miras hukukumuzda yer alan "kanuni mirasçı" ve "kanuni mirasçının mahfuz hissesi" gibi kavramlardan hareket ediyorlar.

Oysa bu noktada, "miras hakkı" denilen şeyin ne olup ne olmadığına bir daha bakmak ve şu soruyu sormak gerekiyor:

Miras hakkı, miras bırakma hakkı mıdır, yoksa miras alma hakkı mı?

Ya da bu ikisi madalyonun iki yüzü gibi midir? Birileri miras bırakma hakkına sahip olunca, başkaları da otomatik olarak "mirasa konma" hakkına mı sahip olmuş olur?

Bence hayır!

Mirastan sözederken, kişinin miras bırakma hakkından sözetmemiz gerekir. Bu hak, mülkiyet hakkının bir parçasıdır. Bir kişi, kendi mülkü üzerinde her türlü tasarrufa bulunma hakkına sahiptir. Kendi ölümünden sonra o mülkün kim tarafından ve nasıl kullanılacağına karar verme hakkı da mülkiyet hakkının bir uzantısıdır.

Ama aynı şekilde, servetini kötü idare etme, har vurup harman savurma, altından girip üstünden çıkma hakkı da mülkiyet hakkının ayrılmaz bir parçasıdır...

***
Mirasın, serbest rekabetçi bir toplumda, kişiler arasında daha "başlangıçta", yani hayatın başında, fırsat eşitliğini bozan en önemli etkenlerden biri olduğunu biliyoruz. Ama ne çare ki bu eşitsizlik, insanlar arasındaki zekâ farkı, güzellik farkı, genetik sağlık farkı gibi önleyemediğimiz eşitsizliklerden biri... Önleyemiyoruz, çünkü kapitalizmin buna ihtiyacı var. Tasarruf için, sermaye birikimi için, girişimci ruhun ayakta kalması için... İnsanlar bir kuşak sonra kimin eline geçeceğini bilmedikleri (ya da devletin eline geçeceğini bildikleri) bir serveti korumak ve büyütmek için çaba harcamayacakları için...

Ama unutmamamız gereken nokta şu ki, miras, o servetin oluşumuna katkıda bulunmamış bir takım kişileri (mirasçıları) "korumak" için konulmuş bir düzenleme değildir (daha doğrusu olmamalıdır). "Hakkaniyet gereği" savunulabilecek bir şey de değildir. Dolayısıyla da alan açısından "hak" değil, olsa olsa bir talihtir.

Oysa bizim Medeni Kanunumuz, kişinin miras bırakma hakkına getirdiği çeşitli kısıtlamalarla, miras bırakanın mülkiyet hakkını zedeleme pahasına, mirasçıların "hak"larını korumaya çalışıyor. Birinci dereceden yakınların "mahfuz hissesi" adı verilen düzenlemeyle, ölen kişinin birinci dereceden yakınlarının -mülkiyet sahibinin arzusu hilafına da olsa- o servetten pay almalarını onların "hakkı" olarak görüyor.

Özetle, miras konusunda da "sosyallikten" bir türlü vazgeçemiyor. Birilerinin malını birilerine vererek, mülkiyet hakkını ihlal ederek, kendi iradesini mülkiyet sahibinin iradesinin üstüne koyarak, aklı sıra miras bölüşümünde "sosyal adalet" sağlamaya çalışıyor.

Ama bakıyoruz, Medeni Kanun'un değişimi sırasında bütün bunlar hiç tartışılmadan geçiliyor.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır