kapat
24.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 İSTANBUL
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Oyun Teorisi geyikleri

Desem ki... Sabaha karşı uyandım... Gün daha ışımamıştı... Derken güneşin ilk ışıkları belirdi... Ben o sırada çayımı yudumluyordum... Birden aklıma düştü: Yahu bu ışığın bir kütlesi olmasın... Sonra her şey çorap söküğü gibi geldi... Kütle, enerji filan derkeeeen formülü buldum: E=mc2

Gülersiniz değil mi? İtirazınızın tek nedeni o formülü Einstein'ın 100 yıl önce bulmuş olması değildir. "Sen fizikçi değilsin ki" dersiniz, "Ne anlarsın ışıktan, kütleden, enerjiden..."

Doğru mu? Doğru...

Peki aynı tavrı neden Hollywood filmlerine göstermiyoruz? Neden oradaki sahneleri sanki gerçek hayatta da öyle olmuş gibi kabul ediyoruz? İşte bunu anlamıyorum.

Örneğin Oyun Teorisi'ni bulan, daha sonra şifzofren olan ve 1994'te Nobel alan John Forbes Nash'in hayatını anlatan kitaba dayanarak çevrilen Akıl Oyunları (A Beautiful Mind)...

Bu filme ilişkin çok şey söylendi. Kimi bayıldı göklere çıkardı... Kimi tutmadı... Russell Crowe'un bu filmdeki performansıyla bugün Oscar alabileceğini düşünenler var... Buna karşılık Murathan Mungan özetle, "Crowe'u beğenirim ama bu filmde rol kesiyor" diye eleştirdi...

Ayrıca filmin John Nash'in hayatına ilişkin birçok noktayı pas geçtiği de ortaya çıktı: 1954'teki eşcinsellik vakası... Gayri meşru bir çocuğunun olması... Filmde bu çocuğun annesi olan Eleanor Stier'den hiç bahsedilmemesi... Yani Nash'in yaşamına ilişkin nahoş olaylar filmde yer almıyor.

Peki bunların olup olmaması çok mu önemli? Yooo. Çünkü bir belgeselle değil, filmle yani kurmacayla karşı karşıyayız. Seyredersin; seversin, sevmezsin olur biter.

Ne var ki bu film hakkında son derece tuhaf laflar ediliyor. Örneğin Nash'in Oyun Teorisi'ni bulması bardaki güzel kadına bağlanıyor. Bütün erkekler o kadınla birlikte olmaya çalışınca... Nash de teoriyi buluyormuş. Daha neler!

Nasıl Einstein sağa sola bakarak görelilik teorisini ortaya atmadıysa... Nash de kızlara bakarak o koskoca teoriyi geliştirmedi. Peki gerçekte ne oldu? Okudu... Çalıştı... Tartıştı... Düşündü... Uğraştı... Didindi... Teoriyi oturtmasında bardaki olay sadece bir vesileydi (belki!). Aylardan Mart olsaydı aynı şeyi dişi kedinin peşine düşmüş erkek kedilere bakarak da yapabilirdi; çünkü Nash'in altyapısı zaten hazırdı.

"Gerçek görünenden ibaret olsaydı bilime gerek kalmazdı" demiş adam... Bilim de filmlerde gösterildiği gibi olsaydı... Mesela barda bir kız görmek teori meori geliştirmeye yetseydi... 1931 tarihli Vapurdaki Çapkın Kız şiirini yazan adı belirsiz İzmirli şair çoktan bu Oyun Teorisi'ni bulurdu. Öyle ya olayımız bir kadın erkek oyununda ibaret:

O ne ince dudaktı, ne toz pembe yanaktı

Lüle lüle saçları sanki sırma saçaktı

O kırıttı ben güldüm, o süzdü ben büküldüm

Cici kız bir su gibi gönlüme akacaktı.

Dudağımda titrerken busenin hesapları

Düşürdüm elimdeki çantadan kitapları

İçimi gıcıkladı ten rengi çorapları

Ayakları görseniz ne de minyon ayaktı.

Hafif bir selam versem -dedim- almaz yakışık

Baktım yanı başımdan çıktı yeni bir aşık

Arkasından bir pinpon, bir sarıklı, bir de şık

Dedim: Galiba millet, kıza abayı yaktı.

Gözlerin ifadesi bütün yalvarış oldu

Kalplerin atışında sanki bir yarış oldu

Hocanın yayvan ağzı tamam bir karış oldu

Sakalı dirilerek tel tel ayağa kalktı.

Nefesim yetmiyordu içimden gelen hınca

İskeleye gelmiştik, şivekar kız çapkınca

Bir süzülüş yaparak gitmek için kalkınca

Baktım ki arkasına on tane aşık taktı.

Allah selamet versin -dedim- zavallılara

Doğrusu ya, acıdım bizim sakallılara!

İşte en 'makul' şarap: Tellibağ
Şu anda yerli şaraplar içinde en iyisi (yani en kalitelisi, en lezzetlisi) hangisi? Zevkinize göre değişir elbette. Ancak şurası kesin: Fiyatı en az 20 milyon liradır. Peki en ucuz şarabımız hangisi? Bir milyon liraya bile şarap bulabilirsiniz piyasada ama sirkeden hallicedir.

Ekonomik krizi de aklımızda tutarak şarap severlere bir önerim var... Sek, kırmızı şaraplar içinde 'en makul' olanı... Yani fiyatıyla kalitesini kıyasladığınızda; hem ucuz, hem de lezzetli olan bu şarap Tellibağ. "Seferihisar bağlarında yetişen Fransız sepajı Carignan ve Bozcaada'nın Adakarası üzümlerinin karışımı" olan Tellibağ, "kestane, yabani meyve tatları" içeriyor.

Hesaplı ama iyi 'kriz şarabı' dendi mi arkadaşlar hep Tekel'in 5 milyonluk Buzbağ'ını över. Bense 2 milyon 250 bine satılan Tellibağ'ını savunurum. Tavsiyem: Biraz soğutup açın ve yarım saat bekletip öyle için.

Ancak tuhaf bir durum var: Sevilen Şarapları, internetteki www.sevilengroup.com sitesine bu şarabı koymamış! Neden acaba; utanıyorlar mı?

MUHTEREM NUR'A NOT
Konserlerde göğsünü jiletleyen ya da kafaya taktığı kız yüz vermedi diye kolunu bacağını doğruyanların atası kimdir acaba? İlk jileti kim attı, ilk bıçağı kim çaldı? O şahsın kim olduğunu elbette bilemeyiz (zaten o yüzden de 'gelenek' diyoruz). Ancak sanata yansıyıp göreselleşen ilk jiletçi bulundu!

Librairie de Pera'nın yapacağı müzayedeye giderseniz görürsünüz: Hollandalı sanatçı Jean Baptiste van Mour (1671-1737) jiletçi dedemizin aşk pratiğini bakır levhaya yansıtmış. Türk Aşık adlı gravürün 1714-15'te yapıldığı tahmin ediliyor. 31 Mart Pazar günü, Pera Palas'ta 100 milyon liradan artırmaya çıkacak. Naçizane önerim: Muhterem Nur alıp Müslüm Baba'ya hediye etsin.

Lösemili taklidi yapan dilenci çocuklar
İstanbul'da kültür sanat faaliyetlerinin en sıkı takipçisi sanıldığının aksine enteller değil; taksiciler, kokoreççiler, mevsimine göre kestaneciler, sucular, köfteciler ve elbette karaborsacılardır.

Toplumsal hassasiyetlerin barometresi ise sokak çocuklarıdır. Üç beş kuruş toplamak için yürek burkacak her yola başvururlar. Son numaraları lösemili taklidi yapmak. Eşofman tipi bir pijama giyip ağızlarına maske takıp kafayı kazıtıp ayağa terliği geçirip trafik ışıklarının bulunduğu yerlere mevzileniyorlar. Peki oto camlarından uzatılan paralar pijama cebine konur mu? Olmaz tabii. Ama onun da çözümü bulunmuş: Bel çantası... Bunca çaba okkalı bir sadakayı haketmez mi?

MAD 50 yaşında
Ünlü Amerikan mizah dergisi MAD 50 yaşında. 1973'te 2 milyon 800 bin satışla zirveye çıkan dergi bugün 250 bin satıyor. Türkiye Gırgır'ını çoktan yitirdi, Allah Leman'ı korusun! Neyse... Biz o komik dinozorun ellinci yaşını Sergio Aragones'in bir karikatürünü paylaşarak kutlayalım.

Köpek kız
Kadınlar hayvanlar arasında en çok kediye benzetilir. Kedi Kız popüler kültürün sıkça kullandığı bir tiptir. Filmi çekilir, çizgi romanı, maskeleri yapılır. Batman'deki Kedikız'ı, Japon Nuku Nuku'yu bilirsiniz. Hatta çocukları özel günlerde eğlendiren firmalarda bile palyaçoların, ayıların yanında kedi kız bulunur. Eğer internette 'cat girl' kelimelerini ararsanız karşınıza 13 bin 500 site çıkar. 'Dog girl' derseniz sadece 650 site bulursunuz. Resim taraması da tam bir fiyaskodur: Kadınları kediye benzeten birçok çizim vardır. Diğer aramada ise sadece köpeğine sarılmış küçük kız fotoğraflarıyla karşılaşırsınız.

Bu nedenle bilgisayar kullanıp internette dolaşan bazı kadınların ekranlarına kocaman açtığı bu ilüstrasyonunu farkettiğimde çok şaşırdım. Saçları topuz bir Köpek Kız? Köpekleri her zaman kedilere tercih ederim ama... Çin astrolojisinde aşk hayatında mazohist karakterli Köpek Kadın da vardır ama... Bundan hoşlanmadım. Sordum soruşturdum, kedileri sevmeyen kadınlar dahi Kedi Kız imgesini çekici hatta seksi bulduklarını ama Köpek Kız'dan haz etmediklerini söylediler.

Bir halkla ilişkiler rekoru
Postadan çıkan davetiyenin üzerinde, "Emre Aköz/ Esquire" yazıyordu. Diyeceksiniz ki, "Canım hata yapmışlar, Sabah yerine Esquire yazdılar diye niye bu kadar büyütüyorsun?" Yok, derdim o değil. Ben Esquire yöneticiliğini 1995'in Nisan ayında bıraktım da!.. Düşünüp duruyorum: Yedi yıl boyunca sabit kalan bir protokol liste nasıl mümkündür?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır