kapat
03.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Turkcell'in isyanı

Aria'ya diğer GSM şirketlerinin alt yapısını kullanabilirsiniz diye kim söz vermiş? Hukuk devletinde bu yazılı olur. Kimse bizim adımıza söz veremez... Aria olayı neden dünyaya kötü örnek oluyormuş? Bizim ortağımız da yabancı...

Aria cep telefon trafiğinin yüzde 70'ini kapsama altına altı. Şimdi, geri dönüşü zor olan bölgelere yatırım yapmak yerine, bizim alt yapımızı kullanmak istiyor. Sonra da 'Tüm Türkiye kapsama alanımızda' diye reklam yapacak

3 milyar dolara yakın lisans bedeli ödeyerek GSM piyasasına iddialı bir giriş yapan Aria'nın, kamuoyuna yansıyan "haksızlığa uğradık" tezi 12.2 milyon abonesi ile cep telefon pazarının lideri Turkcell'i rahatsız etti.

İş Bankası'nın yüzde 51, Telecom İtalia Mobile (TİM) şirketinin ise yüzde 49 oranında katılımı ile kurulan İş-Tim (Aria) "söz verilmiş olmasına ve piyasanın kontrol otoritesi Telekomünikasyon Üst Kurulu'nun kararına" rağmen, rakip firmaların (Turkcell ve Telsim) kendilerine "roaming" hakkı tanımadığını ileri sürüyor.

Aria Genel Müdürü Giuseppe Farina'nın "Varolan yasalar uygulanmıyor. Bize söz verenler, sözünü tutmuyor. Yasaları uygulanmayan bir ülke gelişemez. Yabancı yatırımcı gelmez. Biz bu ülkede yatırım yapmak isteyen yabancı sermaye için referans noktasıyız" sözleri, yakın zamanda basına yansıdı. Gazetemiz yazarı Metin Münir de köşesinde konuyu gündeme getirerek şu ilginç benzetmeyi yaptı: "İş-Tim yabancı sermayenin deniz feneridir. Yanıp sönerek sinyal veriyor: Buraya yaklaşmayın, kayalarda parçalanır, rüzgarda savrulur, dalgalar arasında kaybolursunuz."

Benzer yorumların sıklaşması, konu hakkında genellikle sessiz kalmayı tercih eden Turkcell yönetimini harekete geçirdi. Turkcell'in Teknik ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ruhi Doğusoy kalın bir dosya eşliğinde olayın kendi cephelerinden görüntüsünü anlattı. Doğusoy'un görüşlerine yer vermeden önce Turkcell ile Aria'yı karşı karşıya getiren gelişmelerden bilgi aktaralım.

7 Mayıs 2001 tarihinde Telekomünikasyon Kurulu, "Turkcell ile İş-Tim arasında roaming anlaşmasının 4 haftalık süre içinde gerçekleştirilmesi, aksi halde uluslararası uygulamalar dikkate alınarak kurum tarafından belirlenecek hüküm ve koşullar çerçevesinde söz konusu anlaşmanın 'temin' edileceği" kararını verdi. Roaming diğer anlatımıyla serbest dolaşım hakkı, teknik detayları bir kenara bırakıldığında bir operatörün, diğer operatörün alt yapısını "belli bir bedel karşılığında" kullandırması anlamına geliyor. Bu karar üzerine Turkcell, kendilerine zorla bir sözleşme imzalatılmak istenildiğinden hareketle Ankara'da ilgili mahkemeye başvurdu ve Üst Kurul'un böyle bir yetkisi olmadığı gerekçesiyle Turkcell'e yönelik bir yaptırımın önünü kesmek amacıyla "ihtiyati tedbir kararı" aldı.

Ardından da Devlet ile 27.04.1998 tarihinde imzaladığı sözleşme hükmüne konulan Paris'de, Uluslararası Ticaret Odası, ICC Tahkim Mahkemesi'ne, uyuşmazlığın hakem marifetiyle çözülmesi için başvurdu. Wall Street'de işlem gören Turkcell'in konuya bakışını Doğusay şöyle özetledi:

Sonera yabancı sermaye değil mi?
* Şirketimizin yüzde 42.3'ü Çukurova Grubu'na yüzde 37.09'u ise yabancı ortağımız Sonera Holding'e ait. Şu ana kadar 3.5 milyar dolar yatırım yapmış, 12.2 milyon abonesi olan, yüz binlerce küçük ortağı olan Turkcell için Sonera, diğer ortaklarımız gibi tüm riskleri üstlenerek yatırım yaptı. Sonera yabancı sermaye için iyi bir örnek değil mi?

Ne demek söz verildi?
* Aria, kendilerine ulusal dolaşım hakkı nedeniyle söz verildiğini söylüyor. Kimin ne söz verdiğini biz bilmiyoruz. Ortada bir söz var ise hukuk devletinde bunun yazılı olması gerekir. Böyle bir belge var mı bilmiyorum ama olsa dahi hiçbir kurum bizim adımıza kendilerine böyle bir söz veremez.

Olay tamamen ticaridir
* Lisans sözleşmeleri, ulusal roaming yapabilmek için GSM şebekelerine, Türkiye'de diğer lisanslı GSM şebekeleriyle sözleşme yapma hakkı veriyor. Aria'nın lisans hakkı almadan 9 ay önce çıkarılan 4502 sayılı kanun bize göre çok açık. Bu kanun "makul, ekonomik açıdan oranlı ve teknik açıdan imkan dahilinde" ibaresiyle olayın tamamen ticari bir iş olduğunu anlatıyor. Ayrıca AB düzenlemelerinde de GSM şebekelerinin birbirinin alt yapısını kullanma konusunda hiçbir firmaya hak tanımıyor. Konu taraflar arasındaki görüşmelere bırakılıyor.

Aria'nın önerisi makul ve haklı değil
* Kanun, ara bağlantılardan kaynaklanacak uyuşmazlıklarda Telekomünikasyon Kurumu'na iki yetki tanıdı. Birincisi, Üst Kurul şebekeler arasında öngörülen sürelerde anlaşma sağlanamaması durumunda anlaşma için uygun gördüğü hüküm, koşul ve ücretleri belirleyebilir. Kanun gereği bu hüküm şirketimizi bağlayıcı nitelikteyse de açılacak bir dava ile ücretlerin belirlenmesi yetkisinin kullanımının yargısal açıdan denetimi sağlanabilir. İkinci yetkisi ise belirlenen ücretler üzerinden roaming sağlanamaması durumunda tedbir almaktır. Kanuna göre Üst Kurul kamu menfaati açısından makul ve gerekli tedbir almak zorunda. Ama tedbirlerin neler olduğunu belirtmemiştir.

Ancak Üst Kurul'un kararı ve bu karara uymama durumda şirketimize uygulayacağı yaptırım, lisans sözleşmemizden kaynaklanan bir uyuşmazlığa ilişkin olmadığı için "idari bir davadır". Dolaysıyla idari yargı yoluyla kurumun işlemleri denetlenebilir. Ayrıca Aria'nın alt yapımızı kullanmak için önerdiği şartlar makul ve haklı değildir. Kanun "makul, ekonomik açıdan oranlı ve teknik açıdan imkan dahilinde" olması durumunda roaming isteklerini reddetme hakkını bize veriyor. Dolaysıyla Üst Kurul bu gerçeğe göre hareket etmek zorunda.

Biz anlaşmaya hazırız...
* Turkcell olarak meselenin ticari bir anlayışla çözümlenmesinden yanayız. Ancak bu kadar. Tüm iyi niyetimiz ile Aria ile sürdürdüğümüz görüşmelerden sonuç alamadık. Teknik imkansızlığını bir kenara bıraktığımızda, önerilen şartlarda bir roaming anlaşması bize ağır bir mali yük getirecek, gelir azaltıcı ve pazar payı kaybettirici nitelikte. Bu kabul edilemez. Aslında kamuya mal olmuş bilgilere göre, Aria, cep telefon trafiğinin yüzde 70'ini (İstanbul, Ankara, İzmir gibi) kapsama alanına aldı. Şimdi, trafiğin az olduğu örneğin Yozgat gibi illerde bizim şebekemizi kullanarak, "Tüm Türkiye'yi kapsama alanına aldık" diyerek prestij ve müşteri kazanmak istiyor. Aria, geri dönüşü uzun yılları alacak, trafiği az bölgelerde yatırım yapmak yerine, roaming anlaşması ile bizim alt yapımızı kullanmak istiyor.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır