Aria'ya diğer GSM şirketlerinin alt yapısını kullanabilirsiniz diye kim söz vermiş? Hukuk devletinde bu yazılı olur. Kimse bizim adımıza söz veremez... Aria olayı neden dünyaya kötü örnek oluyormuş? Bizim ortağımız da yabancı...
Aria cep telefon trafiğinin yüzde 70'ini kapsama altına altı. Şimdi, geri dönüşü zor olan bölgelere yatırım yapmak yerine, bizim alt yapımızı kullanmak istiyor. Sonra da 'Tüm Türkiye kapsama alanımızda' diye reklam yapacak
3 milyar dolara yakın lisans bedeli ödeyerek GSM piyasasına iddialı bir giriş yapan Aria'nın, kamuoyuna yansıyan "haksızlığa uğradık" tezi 12.2 milyon abonesi ile cep telefon pazarının lideri Turkcell'i rahatsız etti.
İş Bankası'nın yüzde 51, Telecom İtalia Mobile (TİM) şirketinin ise yüzde 49 oranında katılımı ile kurulan İş-Tim (Aria) "söz verilmiş olmasına ve piyasanın kontrol otoritesi Telekomünikasyon Üst Kurulu'nun kararına" rağmen, rakip firmaların (Turkcell ve Telsim) kendilerine "roaming" hakkı tanımadığını ileri sürüyor.
Aria Genel Müdürü Giuseppe Farina'nın "Varolan yasalar uygulanmıyor. Bize söz verenler, sözünü tutmuyor. Yasaları uygulanmayan bir ülke gelişemez. Yabancı yatırımcı gelmez. Biz bu ülkede yatırım yapmak isteyen yabancı sermaye için referans noktasıyız" sözleri, yakın zamanda basına yansıdı. Gazetemiz yazarı Metin Münir de köşesinde konuyu gündeme getirerek şu ilginç benzetmeyi yaptı: "İş-Tim yabancı sermayenin deniz feneridir. Yanıp sönerek sinyal veriyor: Buraya yaklaşmayın, kayalarda parçalanır, rüzgarda savrulur, dalgalar arasında kaybolursunuz."
Benzer yorumların sıklaşması, konu hakkında genellikle sessiz kalmayı tercih eden Turkcell yönetimini harekete geçirdi. Turkcell'in Teknik ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ruhi Doğusoy kalın bir dosya eşliğinde olayın kendi cephelerinden görüntüsünü anlattı. Doğusoy'un görüşlerine yer vermeden önce Turkcell ile Aria'yı karşı karşıya getiren gelişmelerden bilgi aktaralım.
7 Mayıs 2001 tarihinde Telekomünikasyon Kurulu, "Turkcell ile İş-Tim arasında roaming anlaşmasının 4 haftalık süre içinde gerçekleştirilmesi, aksi halde uluslararası uygulamalar dikkate alınarak kurum tarafından belirlenecek hüküm ve koşullar çerçevesinde söz konusu anlaşmanın 'temin' edileceği" kararını verdi. Roaming diğer anlatımıyla serbest dolaşım hakkı, teknik detayları bir kenara bırakıldığında bir operatörün, diğer operatörün alt yapısını "belli bir bedel karşılığında" kullandırması anlamına geliyor. Bu karar üzerine Turkcell, kendilerine zorla bir sözleşme imzalatılmak istenildiğinden hareketle Ankara'da ilgili mahkemeye başvurdu ve Üst Kurul'un böyle bir yetkisi olmadığı gerekçesiyle Turkcell'e yönelik bir yaptırımın önünü kesmek amacıyla "ihtiyati tedbir kararı" aldı.
Ardından da Devlet ile 27.04.1998 tarihinde imzaladığı sözleşme hükmüne konulan Paris'de, Uluslararası Ticaret Odası, ICC Tahkim Mahkemesi'ne, uyuşmazlığın hakem marifetiyle çözülmesi için başvurdu. Wall Street'de işlem gören Turkcell'in konuya bakışını Doğusay şöyle özetledi: