kapat
03.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

AB'ye zor soru

Tarih: 19 Eylül 1796

Yer: ABD

George Washington, tarihe geçen şu ünlü veda konuşmasını yapar: Belirli bir millete sevda ile bağlanmaktan kaçınınız. Başka bir ülkeye nefret veya sevgi duyguları beslemeyi adet edinen milletler köleleşirler, kendi görev ve çıkarlarını unuturlar. Böyle milletler çoğu zaman barıştan, bazen de özgürlüklerinden yoksun duruma düşerler.

Zira...

Bir millet, aralarında gerçek bir çıkar birliği olmadığı halde öyle bir ortaklık hayaline kapılarak başka bir millete bağlanırsa, bu ikincisinin kavgalarına boşu boşuna karışır, üstelik ona özel ayrıcalıklar tanır.

Bu ise kendisinin sömürülmesine yol açmakla kalmaz, başka ülkelerin düşmanlarını ve misillemelerini de üstüne çeker.

HIRSLI, AHLAKSIZ, GAFİL

Böyle bir durumda, kendisine bağlanılan milletin taraftarı geçinen hırslı, ahlaksız veya gafil vatandaşların, memleket çıkarlarına ihanet etmeleri de kolaylaşır.

Çünkü bunlar ayıplanmazlar...

Hatta bazen, halkın desteğini bile kazanabilirler...

Alçakça veya aptalca ihtiras ve ahlaksızlıklarını sureti haktan görünerek yaldızlamaları, davranışlarını halk iradesine saygı bahanesiyle maskelemeleri de mümkündür.

Memleketi sayısız yoldan dış etkilere açık duruma düşüren o çeşitli bağlantılar, gerçekten aydın ve bağımsız yurtseverleri büyük kaygılar içinde bırakır.

Böyle bağlantılar bir ülkede ayrılıkları körüklemek, ustalıkla insan satın almak, kamuoyunu aldatmak, yetkilileri etkilemek veya ürkütmek isteyen kimselere ne çok fırsat sağlar.

Büyük ve güçlü bir ülkeyle öyle bir ilişki kuran bir millet, ötekinin uydusu olmaktan kurtulamaz.

Yabancı entrikaların aleti durumundaki kişiler, güvenini ve alkışını aldıkları halkı aldatarak, onun çıkarlarını başkalarına teslim ederken, bütün bunlara karşı çıkan gerçek yurtseverler kuşkulu duruma düşürülüp lanetlenebilirler..."

TÜRKİYE GERÇEĞİ

Bu satırlarda da görüldüğü gibi hiçbir ülke, bir başka ülkeyi durduk yerde sevmez...

Söz konusu olan menfaatlerdir...

Ortak menfaatler ne kadar fazla ise ülkeler birbirlerini o kadar az incitirler...

Fakat...

Türkiye?nin girmeye çalıştığı Avrupa Kulübü öyle mi?

Türkiye?nin başına bela edilen PKK terörü, bu ülkeden sırf can, mal değil, birçok umudu da alıp götürmedi mi?

1980?lerde Turgut Özal?la başlayan ?Bizden adam olur? düşüncesini, bu dönemde tuğla tuğla yıkmadılar mı?

Hem de beyin göçünün tersine döndüğü bir dönemde...

1990?ların başlarında ise Adriyatik?ten Çin Seddi?ne dek uzanan, büyük ve güçlü bir Türkiye hayalimiz vardı...

Şimdi onların hiçbirinden eser yok...

KİRLİ OYUN

Çünkü, önce Türkiye?de üretimi bitirdiler...

Çok kolay borç para vererek, böyle yaşamayı cazip hale getirdiler...

Sonra da IMF?nin kucağına itip, Türk halkının iradesinin yansıdığı Meclis?i by-pass ettiler...

Şimdi de istedikleri gibi at oynatmak istiyorlar...

Oysa...

Kimse Avrupa Birliği?ne kimse girmeyelim demiyor ki!

Zaten, 1980 öncesinde Türkiye?yi AT?ye alacaklardı...

Çünkü Avrupa içindeki pazar daralmıştı.

Türkiye?ye ihtiyaçları vardı. Sonrasında soğuk savaş sona erdi.

SSCB yıkıldı.

Doğu Avrupa pazarı açılınca, Türkiye?nin üyelik sürecini yine askıya aldılar... O pazarlar da şimdi, doyma noktasına ulaştı...

Türkiye?yi bu yüzden yine yedekte, stepne olarak tutmak istiyorlar...

Bu gerçekleri en başta ekonomi yorumcularının yazması gerekmez mi!

Bunun ötesinde, Türkiye?nin ağır hantal yapısını ve dünyada eşi menendi olmayan yönetim şeklini savunan yok ki!

ÇİNLİ BAKAN

1980?lerin sonuydu...

İzmir Efes Oteli?nde, içinde rahmetli Aytaç Sefiloğlu?nun da olduğu, bir gurup gazeteci ile birlikte Çin?in Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ile söyleşiyorduk...

Arkadaşlar müstehzi bir ifadeyle konuk bakana takılıyorlardı...

Çin?de uygulanan ekonomik sistemi anlamadıklarını söylüyorlardı...

Çinli bakan, hepimizin içine oturan ve benim kulaklarımdan gitmeyen şu sözleri söyledi:

?İleride görürsünüz. Anlamamanız doğaldır, çünkü siz kendinize özgü bir model üretmemişsiniz. Başkalarının kendileri için ürettikleri modelleri kullanmaya çalışıyorsunuz. Bu başkasının ceketini giymeye çalışmak gibi bir şeydir. Bizim modelimiz de bize özgü. Göreceksiniz, sizin anlamadığınız bu model Çin?i başarılı kılacak!?

Zaman, o Çinli bakanın sözlerini doğruladı...

Çin, hızla kalkınmaya başladı...

2030?ların da lider ülkesi olmaya aday...

Bu bakımdan...

?Avrupa ne diyorsa doğrudur? anlayışını güdenlerin...

En azından bir defalık da olsa, ?Şu PKK olayının arkasında da siz vardınız. Niçin PKK?ya destek verdiniz?? diye sormaları gerekmez mi?

550 MİLYAR DOLAR

Ki...

PKK, bu ülkeye, sadece can ve mal kaybettirmedi...

Turizm gibi kalemler başta olmak üzere, birçok sektörde 550 milyar doları bulan bir geliri de kaybettirdi...

Avrupalı dostlarımız, PKK?ya destek vermeseydi de, bu ülkenin GSMH?sı 1500 dolar değil de, 15 bin dolar olsa ne olurdu...

Gerçek niyetleri Türkiye?nin kalkınması ise 20 yıldır yaptıkları neydi?

En azından ?Her neyi söylerse, Avrupa doğru söyler? plağını çalan bazı meslektaşlarımızın, bir defalık da olsa bu soruyu, sevgili ?sefir? ya da ?sefire? dostlarına sorması gerekmez mi?

Ama...

Malesefki bugünkü durum, Osmanlı?nın son dönemine o kadar çok benziyor ki...

Kimin eli kimin cebinde belli değil...

Ya da kimin hangi servis ya da sefaretten yemlendiği ?sorunsalı?nı da mı bu ülke tartışmayacak...

Son olarak...

Mehmet Akif ?ten bir dörtlük:

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla övemem

Gelenin keyfi için, geçmişe kalkıp sövemem

Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım,

Boğamazsın ki, hiç olmazsa yanımdan kovarım...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır