kapat
03.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
AB'ye "onurlu" üyelik

Herkesçe malum ki, Türkiye'de askerlerin görüşleri alınmadan bir tartışma sürdürmek imkansız.

Son günlerde, Karen Fogg olayı üzerine gelişen kavga, gelip AB'ye üyelik tartışmasına dayanınca...

Ve basında da "askerler şöyle düşünüyor, böyle düşünüyor" kabilinden haberler yayınlanınca, Genelkurmay bir açıklama yaptı.

Dedi ki:

"Türkiye'nin onurlu, başı dik ve eşit şartlarda Avrupa Birliği'ne girmesini yürekten destekleriz."

İlk bakışta itiraz edilmeyecek kadar güzel ve onurlu bir yaklaşım.

Türkiye'nin kişiliğini, onurunu ve gururunu herşeyden üstün tutan bir bakış açısı...

Fakat bence biraz tartışılmaya muhtaç...

Bir soruyu cevaplayarak yaklaşalım konuya:

AB'ye "onursuz üyelik" mümkün mü?

Veya...

Şu anda AB topluluğunda "onursuz" ve "başı dik olmayan" bir üye var mı?

Ben olduğunu sanmıyorum.

Her türlü haşarılığı, haylazlığı ve şımarıklığı adet haline getirmiş Yunanistan bile bu durumda olmadığına göre...

Şunu bir gerçek olarak kabul edebiliriz:

AB'nin birlik platformu, bu platformu yaşanabilir kılan hukuku ve sair anlaşmaları ve bütün bunların üzerinde yükseldiği insan hakları konsepti, "hiçbir üyesine onursuzluk teklif edilmesine" elverişli değil.

Tam tersi, halkların, ülkelerin ve toplumların onuru, gururu ve eşitliği en ön planda tutuluyor.

Tarihte örnekleri çok.

Herhangi bir ülke, bir dönemde, bir başka ülke ile "onursuz" bir işbirliği veya ittifak yapmış olabilir.

Bu hâlâ da mümkündür.

Ama AB'ye üye olmak başka bir süreç! Basit bir ittifak değil.

AB, ortak alacağı ülkeleri değiştirmek istiyor, bunu biliyoruz ve zaten o değişikliği kabul etmiyor muyuz?

Dr. Mengele'nin yaptığı gibi, AB, Türkiye'den, "genlerini" değiştirmesini istemiyor, üstelik bu mümkün de değil...

AB; bizden, bizi medeniyetten uzaklaştıran kimi alışkanlıklarımızı, anti demokratik yasalarımızı ve düşünce tarzımızı, "olumlu yönde" değiştirmemizi istiyor.

Türkiye'ye "yararlı olacak" değişiklikler öneriyor.

Türkiye'nin aydınlık beyinleri de bu önerilerin, Mustafa Kemal'in büyük ülküsü ile paralel olduğunu düşünüyor.

Türkiye, üzerindeki "korkuyu" atmadığı sürece, yolunu bulmakta gecikecek...

Sonunda hayat bizi, doğru yola ister istemez sokacak ama ne olur, hep birlikte bir an önce koşarak ilerleyebilsek medeniyet hedefine?..

Genelkurmay'ın bu yaklaşımının Türkiye'yi AB'ye üyelikten uzak tutmaya yönelik bir "bahane olmadığını" düşünüyorum.

Tam tersi biz "onurumuza" çok düşkün bir millet olduğumuz için, "onursuzlaştırılmak" gibi bir korkumuz olmamalıdır.

Kaldı ki milletler onursuz olmaz!

Sadece, kişiler veya insan grupları onursuzluk yapabilir.

Son olarak:

Genelkurmay'ın, AB'ye üyelik sürecine bu şekilde "şerh" koyması toplumdaki her çeşitten yobaz ve "ahmak" oluşumlara cesaret vermekten başka neye yarar?..

Aklı başında herkes şunu bilir:

Eğer "onur ve gurur tartışmasına" girmek sahiden gerekseydi ve konuyu ciddi biçimde tartışacak olsaydık, ben o zaman kendi kendime şunu sorardım, açık yüreklilikle...

İçine sürüklendiğimiz yoksullaşma, kişi başına gelir düzeyi, enerji yoksunluğu, şehirleşme ölçekleri, çağdaş yaşam problemleri, köylerin, mezraların genel durumu ve sair insan hakları düzeylerine bakınca kendimizle ne kadar gurur duymamız gerekiyor?

Çok mu, az mı, orta şekerli mi?

BÜYÜTEÇ

Sıkıyorsa
12 Eylül lideri Kenan Evren de "Apo asılmasın" demiş... Hadi sıkıyorsa Paşa'ya da vatan haini desenize...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır