kapat
03.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Unutmayalım

Kötü olduğuna inandığımız bir hükümeti kan dökülmeden indirme yollarını açık tutması demokrasinin en iyi yanıdır.

Doğru ama bu her şeyi halletmiyor.

Demokrasiyi, kötü ve yanlış bulduğumuz hükümetlerle sık sık karşılaşmamak için güvencelerle donatmak da gerekiyor.

Türkiye otuz yıldır koalisyonlarla yönetiliyor ve ihtiyacı olan ekonomik ve demokratik gelişme hızına bir türlü ulaşamıyor.

Son elli yıldaki büyük sıçramaların hep tek parti hükümetleri dönemlerinde gerçekleşmiş olması bir rastlantı değil.

Devlet Bakanı Kemal Derviş "Türkiye'yi anlamak mümkün değil" dedi geçen gün.

Hayretini uyandıran sebep şu:

Dünyada yüzde 10 seçim barajı uygulayıp da bu kadar çok partiye sahip bir başka ülke bulunmuyor. Doğru..

"Siyaset neden bu kadar parçalı, anlam veremiyorum. Amerika, İngiltere gibi ülkelerde sağda bir, solda bir parti vardır. DYP ile ANAP ve DSP ile CHP gibi birbirine benzeyen partilerin aynı çatı altında bulunması daha iyi olur.."

Uzlaşma ve uyutma

Bizdeki benzer partiler, değil birleşmek, siyasi tercihlerine en zıt partilerle hükümet sorumluluğunu paylaşmayı tercih ediyorlar.

Zıtların buluşmasıyla kurulan koalisyonları "demokratik uzlaşma" adına parlatıyorlar ama hiç bir zaman köklü dönüşüm ihtiyacını karşılayan adımları atamıyorlar.

Kâğıt üstündeki uzlaşmalar hayata geçirilemiyor, ülke zaman kaybediyor.

Bugünkü hükümet "uzlaşmanın en iyi örneği" sayılabilir. Pek çok reform yasası meclisten bu uzlaşma sayesinde geçmiştir. Ama uyum yasaları ve uygulama ya çok gecikiyor veya gerçekleşemiyor.

Bölünme çıkar gruplarına dayandığı için, aynı siyasi görüşe dayanan partilerden birinin ak dediğine öteki kara diyor.

Seçim bir halk mahkemesidir.

Çok sayıda küçük partiler bulunan ve koalisyonlarla yönetilen demokrasilerde, seçim denilen halk mahkemesi de doğru karar vermekte zorlanıyor.

Çünkü başarının ve başarısızlığın sahipleri kolayca ayırt edilemediği için seçimlerden tek parti hükümetleri çıkmıyor.

İki yaşamsal yasa..

Önümüzdeki seçimden de çıkmayacak.

O yüzden ülkenin temel meseleleri üstünde uzlaşan partiler değil, devlet rantını paylaşmakta uzlaşan partiler bizi yönetmeye devam edecekler.

Çünkü birbirine benzeyen partiler bir çatı altında buluşmak istemeyecekler.

Kan dökmeden hükümet değiştirmek olanağı, demokrasiden beklediğimiz yararı sağlamaya yetmiyor.

Kafayı değiştirmezsek daha yıllarca AB üyeliğini, Apo'nun idamını, Kıbrıs'ın durumunu, düşmeyen enflasyonu, gelmeyen yabancı sermayeyi, işsizliği, özelleştirilmeyen KİT'leri, yolsuzluğu, rüşveti tartışıyor olacağız.

Dışarda hayali düşmanlar, içerde vatan hainleri üreterek kuruyacağız.

Bu kaderi değiştirecek çare, Seçim ve Partiler yasalarını değiştirmektir.

Hiç bir şey bu mecburiyeti bize unutturmamalı. Allah korusun, deprem bile!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır