kapat
03.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Sloganlardan dünyalar!

Bütün yaşamı 3'er kelimelik laf salatalarıyla sınırlamak.. Bir sloganın arkasına takılmak ve hatta o sloganı kendine dünya yapmak... Ne dersiniz; bugün içinde bulunduğumuz açmazların temelinde kendimize rehber edindiğimiz, her ortamda papağan gibi tekrar ettiğimiz sloganların etkisi yok mu?

***
Mesela; "Huzur İslamdadır!" sloganını yaşamımızın kıblesi yapmak... Bunu dağa taşa, hatta aracımızın camlarına yazmak... Sonra da bulduğumuzla yetinmek, hakettiğimizi istememek... "Kaderimdir" diyerek boyun eğmek... Türbanı, çarşafı olmazsa olmaz kabul etmek... Kadını "ayıptır" diye çalıştırmamak, kızları "okuyup da alim mi olacak" gibi abuk bir gerekçeyle okula yollamamak...

Kısacası "Huzuru İslamda" aramak adına aslında İslam'ın emrettiklerini yapmamak, akıl dini olan İslam adına akıl dışı davranmak...

***
Mesela "Ya sev, ya terket" sloganını dayatma aracı haline sokmak... Kendi doğrularımızı herkese kabul ettirmeye kalkmak... Bu vatanı bizim kadar kimsenin sevmediğine ve sevemeyeceğine inanmak ve hatta bize karşı çıkanları vatan haini olarak damgalamak... Ne acıdır ki; bu sloganı bir siyasi partinin, bir idealin parolası gibi kullanmak...

***
Mesela "Tek yol devrim" sloganı ile dünyayı değiştireceğimizi sanmak... Dünyada artık tarih olmuş rejimleri geri getirmek için çabalamak... Bize karşı çıkanları "Egemen güçlerin uşağı" olarak karalamak... Üretilen değerlerin toplum içinde adil olarak dağıtılması gerektiğini savunmak ama üretime de katılmamak... Adaletsizliklerin akılcı seçimlerle değil, silahlı dayatmalarla ortadan kalkacağı gibi maraz fikirlerin arkasından koşmak...

***
Son söz: Bu sloganlar yüzünden yıllardır bir araya gelemedik.. Birbirlerimizi dinlemedik... Hatta yüz yüze gelmeye bile tahammül etmedik...

Sonuç mu? Slogan atmaktan ağustosböceklerine döndük... Ve ne yazık ki her sıkıştığımızda da slogan atmayıp çalışan, üreten Batılı karıncaların kapılarını çalıp dilendik...

Kaymakamlara bakın!
İçişleri Bakanlığı kaymakamlara giyim ve tango gibi dans dersleri verdiriyor... Sabah'ın Ankara bürosundan Şamil Tayyar'ın haberine göre, atama kararnameleri Köşk'te bekleyen 56 kaymakama görgü kuralları öğretiliyor ve her nasıl yapılıyorsa karşı cinsle yakınlaşmaları sağlanıyor..

Durun daha bitmedi!

Bakanlık Müsteşarı Muzaffer Ecemiş, "Her kaymakama bir fötr şapka, bir smokin, beyaz gömlek ve siyah ayakkabıyı demirbaş olarak vereceğiz" diyor ve ekliyor:

"Cumhuriyet'in kaymakamlarını, Cumhuriyet'e layık şekilde yetiştirmek istiyoruz.."

Bunlar bence utanç sözleri, utanç eylemleri...

Çünkü yapılanların, söylenenlerin anlamı şu; 3'üncü bin yılda Türkiye Cumhuriyeti'nin kaymakamları giyinmeyi bilmeyen, görgü kurallarından bihaber, beyaz gömleği, siyah ayakkabısı bile olmayan çağdışı insanlardan oluşuyor...

Türkiye kendisine siyah ayakkabı, beyaz gömlek zimmetlenen, görgü kuralları öğretilen kaymakamlarla bir yere gidemez..

Trafik Müdürü Kurt'a!
Taksim Meydanı'ndan Sıraselviler'e girmek mümkün değil... Sebebi yolun her iki tarafının taksiler ve özel araçlar tarafından park yeri olarak kullanılması... İstanbul Trafik Denetleme Şube Müdürü Murat Kurt zahmet edip bu yola girerse işgalin vardığı rezilliğin boyutunu görecek ve inanıyorum ki, bu sürücülere hakettikleri cezayı verecek... Ve en önemlisi bu bölgede ve bu aksta görev yapan trafik polislerinin laubaliliğini de tespit edecek...

Halkın sütunu

Adapazarı perişan!
17 Ağustos depremi sonrası hükümetin "Ne haliniz varsa görün!" dediği kent sadece Gölcük değil ki. Buyrun, bir de Adapazarı'na gelip, görün!

Yalnız gece gelin ki, Adapazarı'nın hayalet şehir haline dönüştüğünü çok rahat görebilesiniz... Adapazarı'nın alt yapısı 30 aydan bu yana bitirilmedi... Bu yüzden vatandaş ya çamur içerisinde yüzüyor, ya da toz-toprak yutuyor...

Adapazarı'nda 10 bine yakın aile üçüncü kışı da 20 metrekarelik prefabriklerde geçirmekte... Şehirde binlerce işyeri yerle bir olduğu için ekonomi çöktü...

Binlerce orta hasarlı bina mevcut. Bu binaların akıbetinin ne olacağını bilen yok... Adapazarı'nın kendisine gelmesi için 5 yıl yetmez...

Necdet Güngörsün Sakarya Yenigün Gazetesi Sahibi

Pazar fıkrası

AIDS
Sarışin, erkek arkadaşıyla seks yaparken sorar:

- Sende AIDS yok değil mi?

Adam "Hayır" der ve devam ederler... Biraz sonra tekrar sorar:

- Gerçekten sende AIDS yoktu değil mi?

- Hayır dedim ya... Neden ikide bir soruyorsun?

- İkinci kez yakalanmak istemiyorum da...

Sifonu çek
Zemzem suyu ile Arabistan'da tuvalet yıkıyorlar... Zemzem kutsal su olsa Araplar tuvalet yıkar mı? (Prof. Zekeriya Beyaz...)

Hay ağzını öpeyim!
Anne ve bebekler nasıl ölmeyecek? Hekimler ve hemşireler boş olan bölgelere (Doğu) gidecekler ki, anne ve çocuk sağlığı ile ilgilenebilsinler... (Sağlık Bakanı Osman Durmuş)

Doğru söz
Birçok insan mutluluğu burnunun üstünde unuttuğu gözlüğü gibi arar...

Kırmızı kart
Sıfırlar yüzünden biletlerden Türk Lirası'nı çıkarma kararı alan ve böylece kendi milli parasını yok sayan dünyadaki ilk hava yolu şirketi olan THY'ye..

YUH!
Turistlere içki ikram edildiği için Galata Kulesi'ni karartan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki Taliban zihniyetine...

ALKIŞ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin olası bir depreme karşı hazırlık yapmak bir yana daha zemin etüdlerini bile hazırlamadığı gerçeğini ortaya çıkaran Sayıştay'a..



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır