90 milyonluk infaz emri

Ankara, geçen hafta çok önemli bir konuğu ağırladı. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Alan Larson'dan beklentiler çok fazlaydı. ABD'den, artık askeri ve stratejik ortaklığı aşan ticari işbirliği isteniyordu.
Başbakan Bülent Ecevit'in son ABD gezisinde de, beklentimiz her fırsatta dile getirilmişti. Bu nedenle, uzun süre sonra ilk kez devletle özel sektör koordine biçimde Larson'ın karşısına çıktılar. İşadamları, ABD pazarında daha etkin rol almak için kurulacak mekanizmada söz sahibi olma isteklerini ilk ağızdan ilettiler. 27 Şubat günü ABD tarafı son sözü söyleyecekti. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı ve TİM Başkanı Oğuz Satıcı, ABD'nin dış ekonomik ilişkilerde ağırlığı ile tanınan ismi Larson'ı yakın markaja aldılar. Bu amaçla Ankara'nın 5 yıldızlı otellerinden birine yerleşen Satıcı ise, tam bir sürprizle karşılaştı. Malum, tüm oteller müşterilerinin kimlik bilgilerini almak ve emniyete bildirmek zorunda. Böylece, şüpheli kişilerin takibi de kolaylaşıyor. Satıcı, oteldeki odasında sabah sabah Ankara Emniyeti'ne bağlı ekipleri görünce adeta dondu kaldı. Polisler, "Hakkınızda infaz emri var" diyor ve emniyete gelmesini istiyorlardı. Satıcı, ilk şoku atlattıktan sonra telefona sarıldı. Sabah saat 05.00 sularında cep telefonu çalınca "Hayırdır" diye açan ATO Başkanı Sinan Aygün, Satıcı'dan olayı öğrenince Emniyet'teki tanıdıklarını "Oğuz bey düzgün bir işadamıdır. Ben kefilim. şimdi rahatsız etmeyin. Sabah uygun saatte geliriz" diye ikna etti. Satıcı, sabahı zor ederken Aygün, olayı araştırdı. Bir tarihten kalan ve faiziyle birlikte 90 milyon liraya çıkan borç yüzünden Satıcı hakkında gözaltı kararı çıkmıştı. Sabah mesai birlikte Emniyet'e gittiler, çay içtiler. Borcunu ödeyen Satıcı için korku dolu dakikalar sona erdi. İşadamları şöyle diyor: "Emniyet'in internet sitesine, hakkında yakalama emri bulunanlar ile gerekçesi konulsun. Dürüst insanlar talihsiz bir olayla karşılaşmasın."

Okan MÜDERRİSOĞLU