kapat
03.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

İşte başarı budur!

Dünyanın en büyük kumaş fuarı PV'den 'size yer yok' denilerek kovulan Türk firmalarının intikamı acı oldu. Türkler'in yarattığı Texworld, PV'nin en büyük rakibi olunca işler değişti...
Yıl 1992... Bir avuç Türk tekstilci, Paris'te düzenlenen dünyanın en büyük kumaş fuarı Premier Vision'un (PV) kapısından bir kez daha geri çevrilir. Fuar organizatörleri gerekçe olarak 'kontenjanların dolu' olduğunu öne sürerler. Ama işin arkasında yatan neden, Türkiye'yi bir Avrupa ülkesi olarak kabul etmeyişleridir. O günlerde Güney Sanayi ve Mensa'nın Avrupa sorumluluğunu yürüten Haluk Ogan'ın girişimleriyle bu bir avuç Türk, numunelerini PV'ye yakın otellerde masaların üzerinde tanıtmak zorunda kalır.

OTEL ODASINDA BAŞLADILAR
Sonraki yıllar bu iş gelenek haline gelir. PV'nin yapıldığı tarihlerde Türk tekstilciler Paris'e gider ve kiraladıkları otel salonlarında ürünlerini tanıtarak iş yapmaya çalışır. Aradan dört yıl geçer. Dört yılda bu iş o kadar büyük ilgi görür ki PV'ye katılan firmalar, "desenlerimizi taklit ediyorlar' diye Türk firmalarını mahkemeye verir. Ve 1996 yılının bir Mart günü Mensa, Deba ve Güney Sanayi'nin yöneticileri Fransa'da tutuklanır, üç gün nezarette kalır. Ancak 800 bin frank ödeyerek serbest bırakılırlar.

İşte 1998'de bu moral bozukluğu içinde, küçük bir Fransız şirketi A&Z'nin sahibi Daniel Rubinstein, Türkler'e sergilerini fuara dönüştürecek teklifi yapar. Bu Texworld'ün, 30 katılımcısı ile PV'ye karşı ilk çıkışıdır. Ve 3 yılda adeta bu büyük organizasyona ciddi rakip olmayı başarır. Texworld bugün 25 bin metrekare alanda 623 katılımcı ile yılda 15 bin ziyaretçi çekiyor. Fransa'daki ikinci büyük tekstil fuarı niteliğini kazanan Texworld'ün işletmecisi A&Z, yine dünyanın sayılı fuar şirketlerinden Messe Frankfurt tarafından satın alınır. Hem de tam 25 milyon dolara.

TÜRKLER PAYLAŞILAMIYOR
İşte bu başarıya kayıtsız kalamayacağını anlayan PV yöneticileri, 10 yıl önce düşman ilan ettiği Türkler'e şimdi kapılarını ardına kadar açıyor. Çünkü fuarı düzenleyen A&Z'yi satın alan Messe Frankfurt, Premier Vision'un en büyük rakibi. Şimdi Messe Frankfurt ve Premier Vision, Türkler'i paylaşamıyor. Zira Texworld'ün kalbini Türk ve Japon firmaları oluşturuyor. Bu yıl fuara Türkiye'den katılan firmaların sayısı 80'i buldu.

1992'de Türkler'e, "Bizim fuarımızda sadece Avrupalılar var. Siz bir Asya ülkesisiniz. Hiçbir zaman bu fuara katılamayacaksınız. Boğaz'ın bu yanında bir avuç toprağınız var diye kendinizi nasıl Avrupalı sayarsınız?" diyerek Premier Vision'a almayan Avrupalılar, şimdi fuara katılacak Türk tekstilci arıyor.

"BÖYLE GİDERSE PV KAPANIR"
1996'da yöneticisi Paris'te alıkonan firmalardan Denizli Basma'nın sahibi Esat Sivri, o günleri şöyle anlatıyor: "Davalar dört yıl sürdü. Ve biz kefalet paralarımızı tam dört yıl sonra, üstelik 50 bin frank faiziyle geri aldık. Kim ne derse desin Texworld, PV'yi bastırdı. Bizim fuar daha çok iş yapıyor. PV, böyle devam ederse kapanmaya doğru gider. Çünkü ziyaretciler PV'yi geziyor ama gelip Texworld'de sipariş veriyor."

TİM Başkanı Oğuz Satıcı: Çok yol aldık
1992'den bu yana Türk tekstilinin büyük ilerleme kaydettiğini ifade eden TİM Başkanı Oğuz Satıcı ise, şunları söyledi: "Türk tekstili kalitesi ve yaratıcılığı ile dünyada kendine önemli bir yer edindi. Artık İTKİB Avrupa Tekstil Birliği Eurotex ve Uluslararası Hazır Giyim Birliği IAF'ta temsil ediliyor. Eurotex, bizi üye yapmak için tüzüğünü bile değiştirdi. Ve Eurotex, son toplantısında Türk firmalarının önümüzdeki dönemden itibaren sadece Premier Vision değil, Expofil (iplik), Moda In (kumaş) fuarlarına katılmasını sağlayacak kararlar aldı. Türk tekstili kabuk değiştiriyor. Biz AB'deki kurumlarla da entegrasyonumuzu sağlıyoruz. Bundan sonraki hedefimiz dünyanın bu önemli kurumlarının yönetimlerinde daha fazla söz sahibi olmak."

Texworld'ün danışmanı Haluk Ogan'a başvuran Premier Vision yöneticileri, kendilerine Türk firma tavsiye etmesini istedi. Bu konuda çalışmaların sürdüğünü belirten Ogan ise, "Bizim tek hedefimiz PV'ye girmekti. Çünkü ancak o zaman tekstilde şampiyonlar liginde oynayacaktık. İTKİB'in çalışmaları sayesinde bunu çok kısa zamanda başaracağımıza inanıyorum" dedi.

Bu kapıdan Türkler giremez demişlerdi
Türkler, dünyanın en büyük tekstil fuarı "Premier Vision"a katılmak için ilk kez 1989'da başvuruda bulunmuş, ancak Fransız organizatörler tarafından çeşitli bahanelerle kabul edilmemişlerdi. Çünkü Fransızlar'ı Türk tekstilcilerin son yıllarda yaptıkları yatırımlarla fabrikalarını modernleştirmeleri ve yüksek kalitedeki ürünlerine uygun fiyat vermeleri tedirgin ediyordu. Ama kapıdan alınmayan Türk tekstilciler Paris'e bacadan girmeyi başardılar. Fuar, her yıl sonbahar ve ilkbaharda tekrarlanıyordu. Aynı tarihlerde Türkler de Paris'in yolunu tutmaya başladılar. Önce fuarın yapıldığı Sergi Sarayı yakınındaki otellerde özel sergiler düzenlediler. Bastırdıkları ilanlar ve fuarla kendi sergileri arasında koydukları servis aracı sayesinde büyük ilgi de gördüler. Ama bu özel girişim fuar organizatörlerini öylesine rahatsız etti ki, işi Türk sergisini kapattırmaya kadar ileri götürdüler. Bunun üzerine fuarın çevresindeki oteller yerine Paris'in en güzel ve en lüks otellerinden Opera Meydanındaki Intercontinental'de düzenlemeye başladılar sergiyi. Bu arada 1994'teki sergi sırasında bir başarı daha kazandılar. Lycra ipliğinin mucidi ve dünya lideri Dupont "Türk Tekstil Sergisi'nin sponsorluğunu üstlendi.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır