Kurbanın nasıl kesileceğini tartışıyoruz..

İdam cezasını tartışıyoruz..

Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini konuşuyoruz..

Seçim yasasını, siyasi partiler yasasını değiştirmekten söz ediyoruz..

Basın yasasını eskimiş, demode buluyoruz..

Yargı reformu diyoruz.. Eğitimdeki kalitesizlikten söz ediyoruz..

Yıllardır tartışıyoruz..

Sistemden memnun değiliz.. Değiştirmek istiyoruz ama başaramıyoruz..

Kimi acele etmeliyiz diyor, kimi daha zamanı değil diye karşı çıkıyor..

Peki zamanı ne zaman?..

10 yıl sonra mı, 20 yıl sonra mı?

Ne zaman?..

Aslında farkında bile değiliz.. Girmek istediğimiz Avrupa'nın 20-30 yıl gerisindeyiz..

Bunları çoktan aşmamız gerekirdi.. Siyasetin bizi bu kadar fazla meşgul etmemesi gerekirdi..

Bu defteri yıllar önce kapatmalıydık..

Ankara'ya endeksli gündemden kurtulmalıydık..

Ne mi tartışmalıydık?..

Prag'a yılda 7 milyon turist giderken..

Venedik'i 10 milyon turist ziyaret ederken..

İstanbul'a neden 2,5 milyon turist geliyor..

Bunu tartışmalıydık..

Bu sayıyı acilen 5 milyona, 7 milyona çıkarmamız gerekmiyor mu?..

Düşünebiliyor musunuz?..

İstanbul'a yılda 7-8 milyon turist gelse esnaf sıkıntı çeker mi?..

Yeni iş sahaları açılmaz mı?.. İstihdam yaratılmaz mı?..

2000 yılı verilerine göre, dünyadaki turist sayısı 698 milyon.. Turizm geliri ise 477 milyar dolar..

Türkiye'ye düşen ne?..

9,6 milyon kişi.. Pastanın yüzde 1,38'i..

8 milyar dolar gelir..

Peki 8 milyar doları 16-20 milyar dolara çıkarsak Türkiye rahatlar mı?..

20 milyar dolar turizm geliri olan bir ülkede ekonomik kriz olur mu?..

İşsizlik yüzde 10,6'lar gibi akıl almaz boyutlara çıkar mı?..

Hayal mi görüyorum?..

Bir anlamda 'evet,' bir anlamda 'hayır'..

2010 yılında dünya turizm hacminin 1 trilyon dolar olması bekleniyor..

Bu sayıyı göz önüne alırsak 'hayır,' hayal görmüyorum..

Tam tersi, hayal dünyamı küçük tutuyorum..

Önümüze konulan gündeme baktıkça, bu konuları hiç konuşmadığımızı düşündükçe 'evet,' hayal görüyorum..

Aslında Türkiye bunu tartışıyor olmalıydı..

Nasıl daha fazla ihracat yaparız, nasıl daha fazla turist çekeriz..

Gerçek gündem budur..

Ankara'da tartışılan ise 'suni' gündemdir..

Neden mi?..

Çünkü bugün tartışılanlar, olmazsa olmaz koşullardır.. Geç bile kalınanlar, hemen yapılması gerekenlerdir..

İşte bu yüzden gündem sunidir..

Türkiye, 'suni gündemini' aşamadıkça, refah toplumu da uzak bir hayal olmanın ötesine geçemeyecek..