kapat
18.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

İmdat,kurtarın beni

Bir hafta sonunda bu kadar işkence de çekilmez ki! İnsaf sahiplerim... Tamam, sesimi çıkartmıyorum ama siz de biraz anlayışlı olun. Hoşlanmadığımı bile bile aynı haftasonu içerisinde beni hem veterinere götürüp hem de yıkamanız sizce de çok fazla değil mi?

Cumartesi günü sahiplerim arasında bir hareketlenme sezinledim. Giyinmişler ve ellerinde benim tasmam vardı. Hava da güzel, demek ki yazlığa gidiyoruz diye sevinmiş, ben de hemen harekete geçmiştim. Tam en sevdiğim oyuncaklarımı kapının önüne dizmeye başlamıştım ki sahibim "hadi bırak oyuncaklarını, gidiyoruz" dedi. Bir terslik olduğunu o an anladım ama belki de yürüyüşe gidiyoruzdur diye fazla endişelenmedim. Arabaya bindik ve yola koyulduk.

Benim hiç hoşlanmadığım bir yere doğru yol aldığımızı fark ettiğimde, iş işten geçmişti. Sahibim, büyük binanın önüne arabayı park etmişti bile. Ne yazık ki, yine veterinere getirilmiştim.

Kliniğe girdiğimde, her zaman olduğu gibi, orada bulunanlar bana büyük ilgi gösterip, hakkımda güzel sözler söylediler. Veterinerim Yusuf, yanıma yanaşıp beni sevdi ve benimle konuştu. Ne yalan söyleyeyim, aslında onu seviyorum. Onun da beni sevdiğini hissediyorum. Bu arada kliniğe güzel asistanlar da gelmiş. Eh, onların ilgilerini çekmek benim gibi yakışıklı bir köpek için hiç zor olmadı.

Sonra o korkunç odaya geçtik. O odaya her girdiğimde, masanın üzerine çıkmamak için çok direnirim. Oradan kaçmak bile isterim. Ama sahibim beni tutar, masanın üzerine çıkartır. O kadar korkarım ki titremeye başlarım. Kalbim çok hızlı atmaya başlar, midemde kramplar olur. Dünya etrafımda döner, bayılacak gibi olurum. Sahibim beni sevip güzel sözler söyler. Onu sevdiğim ve güvendiğim için ben de bu ızdıraba katlanırım. Bir gün o masada bayılıp kalacağım, ama bakalım ne zaman.

Masanın üzerinde kontrollerim yapıldı. Dişlerime baktılar, ne anlama geliyorsa... Patilerime bakıp tırnaklarımı kestiler. Uzun lafın kısası, ellenmedik hiçbir yerim kalmadı. Dikkat edin, hiçbir yerim dedim. Bu kadar da olmaz ki! Köpek bile olsak, bizim de bir gururumuz var.

Kontroller bittikten sonra sıra aşılarıma geldi. Açıkça söylemem gerekirse, aşı olduğumu hissetmem bile. Ama hissediyormuşum gibi davrandığımda daha fazla ilgi görüyorum. Ne yapalım, birazcık oyunculuktan zarar çıkmaz!

Aşılar bitip de masadan aşağı indiğimde, "oh! nihayet korku dolu anlar bitti" diyerek rahatladım. Şimdi işin zevkli yanı... Onlara fazla sorun çıkartmadığım için bana ödül kemiği verdiler.

Bütün bunlar bittikten sonra eve mutlu olarak geri döndüm. Ama mutluluğum ertesi güne kadar sürdü. Evde yine bir hareket sezinledim. Bu sefer banyo tarafında... Eyvah! Korktuğum şey başıma mı geliyor diyemeden sahibim beni çağırdı. Ben kapının önünde yere yapıştım. Çağırdığı yöne gitmek istemiyordum. O ise inatla beni çağırıyordu. Yerde sürüklenerek biraz ona yaklaştım ama o hala beni çağırıyordu. Anladım ki, beni yıkamak istiyordu! İnanılacak gibi değil. Benim bedenimden yeşilliklere sürünerek elde ettiğim o harika kokuları çıkarmak istiyordu.

Suyu çok severim. Özellikle yazın denize girmeye bayılırım ama yıkanmak aynı şey değil. Bir banyoya tıkılıp sizlerin güzel kokulu sandığınız o şampuanla yıkanmak... Berbat bir durum.

Sonunda, yerde sürünerek banyo sınırlarına ulaştım. Sahibimin beni yıkama isteğine mecburen katlandım. Birkaç gün üzerimdeki o güzel kokular yerine, berbat şampuan kokusuna katlanmak zorunda kaldım.

Yıkandıktan sonra, daha da beter bir işlem olan kurulama ve kurutma operasyonu başladı.

"O kadar yıkanmaya dayandım, bari bırakın ben kendim kuruyayım" dedim, dinlemediler. Önce, havluyla beni kuruladılar. Sonra gürültü çıkaran bir aletle üzerime sıcak hava verdiler. Beni kuruturlarken bir yandan da tarıyorlardı. İki işkence bir arada... Sizlere inanamıyorum.

İşin en berbat yanı ise, ben bu kadar işkence çekerken, banyoya sürünerek gitmeye başlamamdan itibaren evdeki herkes bana gülüyor ve bu olaydan çok büyük zevk alıyorlardı. Aralarında bir tek ben mutsuzdum. Neyse ki kurutma işlemi çok uzun sürmedi de, ben de yatağıma kıvrılıp güzel bir uyku çekebildim.

sunny@sabah.com.tr



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır