kapat
27.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Ne olacak şimdi bu dövizin hali?

Döviz daha da düşecek mi? Yoksa yükselişin zamanı geldi mi? Bugünlerde en çok sorulan bu soruların cevabını bulmak sanıldığından da zor

Etraftan gelen tepkilere bakılırsa, döviz yükselirken de karın ağrıttı, düşerken de ağrıtıyor. Belli ki kriz sırasında döviz alanlar ne yapacağını şaşırmış durumda. Yıl sonunda doların 2 milyona dayanacağı hesabını yapanlar, Ekim başında görülen en yüksek noktaya göre yüzde 20 kaybedince, 'Daha da düşer mi?' diye sorguluyor. Kimi de krizin hatırası hâlâ çok canlı olduğu için "Hazır düşmüşken almak mı lazım" diye sıkıntı içinde.

"Döviz daha düşer mi?" ya da "Ne zaman yükselir, nereye kadar çıkar?" gibi soruların, itiraf etmeliyim ki kesin ve net bir cevabı yok. Dalgalı kur sisteminde bunun bilinmesinin mümkün olduğuna da inanmıyorum. Çünkü bir fiyatı belirleyen sayılamayacak kadar çok faktör var. Bunların hepsini bir formüle oturtup, sonucu çıkartmak mümkün değil.

Hatta bu tip sorulara fon yöneticileri tarafından verilen çok yaygın bir cevap var: "Cevabı bilseydim, şimdi burada değil, Hawai'de olurdum!" (Bu sözün yurtdışından ithal olduğuna eminim.)

Fon yöneticilerinin biraraya geldikleri toplantılarda, "En düşükten aldım, en yüksekten sattım" diye böbürlenen bankacıların arkasından da "Tabii, canım. Ben de Napoleon'um" diye dalga geçilir.

NE DURUMDAYIZ?
Kesin noktalar bilinmese de, bir eğilim tahmini yapmak mümkün. Ama bundan önce, bir durum tespiti yapmakta fayda var.

* Başta IMF ile başlatılan yeni 3 yıllık programın olumlu havasıyla, dolar 9 Ekim'de ulaştığı 1 milyon 644 bin liralık seviyesine göre yüzde 20 geriledi. Bu sırada "düşse düşse tabanı' önce 1.5 milyondu. Sonra 1 milyon 450 bine indi. Derken fiyat 1.4 milyonun da altına düştü.

* Bu sırada psikolojik açıdan geçen yılın tam tersi bir durum yaşandı. Yani "daha da yükselir" endişesiyle döviz aldıran psikolojinin yerini, "Bu fiyat zor artar. Hadi biraz yükseldi diyelim, çok da uçmaz. TL'de kalsam daha iyi" beklentisi aldı.

* Geçen yıl dövizin fiyatını artıran yerli, yabancı bankalar ve şirketler, şimdi döviz borçlanıp, TL faizinden yaralanmaya çalışıyor.

* Bir özet yaparsak: Geçen yıl ileriye yönelik ihtiyaçları karşılamak veya para kazanmak amaçlı 'şişik' bir döviz talebi vardı. Şimdi bankaların az da olsa kar amaçlı açığa satışları döviz arzını şişiriyor. İhtiyacı olanın dışında kimse döviz almaya yanaşmadığı için de, fiyatlar geriliyor.

Beklentiler ne yönde?
Şimdi ileriye doğru bakalım. Ne olursa döviz hareketlenebilir?

* İthalat: Türkiye'nin en önemli ithalat kalemleri, hammade ve ara mamüller. Döviz talebi yaratan bu kalemlerin artması için, ekonominin canlanması gerekiyor. Kısa vadede böyle bir 'patlama' keşke yaşansa. Ama pek mümkün değil. Tüketim malları ithalatı da alım gücü düşüşü nedeniyle frenlendi.

SERMAYE KAÇIŞI
Yılbaşından beri az miktarda, kısa vadeli TL'ye yatırım için yurtdışından bir miktar giriş var. Bir kötü haber durumunda bu para hemen dışarıya kaçmak isteyecektir. Kaçarken de içerdeki bankaları da hareketlendirip, fiyatı yukarı çekebilirler. Ancak kesinlikle geçen yılki gibi milyar dolarlar bazında talep riski yok.

SİYASET
Her türlü faktörün en üstünde yer alıyor. Siyasi bir sıkıntının, hele hele döviz bu kadar düşmüşken fiyatları fırlatacağına kesin gözüyle bakabilirsiniz.

PSİKOLOJİNİN DEĞİŞMESİ
Şu anda dövizi aşağıya doğru iten en önemli faktörlerin başında, "TL'de dursam daha çok kazanırım" inancı var. Beklentide bir değişiklik, dövize talep yaratacağı için fiyatları bir miktar yukarı çekecektir. Çünkü dövizin olması gerekenden fazla düştüğüne yönelik genel bir kanı var.

HIZLI FAİZ İNDİRİMİ
Merkez Bankası'nın faiz oranlarını hızla indirmesi, faiz gelirini azaltacağı için, dövize yönelme yaratabilir. Ancak şu sıralarda beklenmiyor.

d'Üç vakte kadar' hızlı bir hareket olabilir

Tüm bu veriler ışığında düşünecek olursak, yakın gelecekte dövizin yönü için şöyle bir resim çizebiliriz:

Bence döviz, spekülatif satışlar nedeniyle olması gerekenin altında bir seviyede. Şu anda bankalar arasında 'elim sende' oyunu var. Yani döviz satın alan bir banka, diğerine satıyor. Top döndürülürken, fiyat düşüyor. Beklentilerde bir değişim olmazsa fiyatın biraz daha buralarda dolanması mümkün. Bu iki gün de sürebilir, iki ay da! Veya fiyatın daha da aşağıya gitme ihtimali var. Ama bunun kalıcı olacağını zannetmiyorum.

Ancak! Eğer piyasanın dengesini değiştirecek kötü bir haber gelirse, fiyatın hızla 'denge fiyatına' doğru yükselmesini bekliyorum. Çünkü 'top döndürülüyor' ama herkes tetikte. Bu hareket, gelecek haberin 'dozuna' göre 1 milyon 340 bin civarında olan doları 1.4 milyonun üzerine atacaktır. Çünkü 'kısa vadede TL faizinden kazanayım' diye satış yapanların bir kısmının bile dövizlerini geri almak istemesi, sığ piyasada fiyatı tırmandırır. Örneğin Cumhurbaşkanı'nın bankalarla ilgili yeni yasanın bazı maddelerini Meclis'e göndermesi, kısa vadeli de olsa bir hareketlendirme yaratabilir.

Ama şunu da eklemek lazım. Dövizin bir zamanlar gördüğümüz 1.6 milyon gibi seviyelere çok kısa süre içinde çıkma ihtmali de zor. Çünkü doları bu seviyelere yükseltebilecek bir talebin şu sıralarda ortaya çıkması mümkün görünmüyor. Tek bir istisna var: Bu, ancak programdan ciddi bir sapma halinde, yani güven unsurunun yeniden zedelenmesiyle gerçekleşebilir.

'Denge seviyesine' çıkan doların, enflasyonla birlikte hareket edip, ağır ağır yükselen bir seyir izlemesi tahmini daha mantıklı duruyor.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır