kapat
27.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Aranan Jigolo bulundu

Bundan üç hafta önce, bu köşenin sadık izleyicilerinin hatırlayacağı üzre Sabah Pazar ekibinin "amansız üniversiteli jigolo avından" söz etmiştim.
Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi Sosyolog Nilüfer Narlı Hanım Milliyet gazetesinde Derya Sazak'a verdiği mülakatında kriz yüzünden etrafından bol miktarda jigololuk yapan üniversite öğrencilerinden söz etmişti. Ben bu köşeden Nilüfer Hanım'a çağrıda bulunmuştum ancak kendisi çağrıma kulak asmamış, iddiasını kanıtlayacak "bilimsel" delilleriyle ne yazık ki çıka gelip işimiz kolaylaştırmamıştı.

MAHÇUP DELİKANLI

Gel gelelim bilimsel deliller kendi kendilerine ortaya çıktı. Çeşitli üniversitelerden mezun olmuş ya da olmakta olan gençler e-mektuplarında tatlı tatlı maceralarını anlatıyordu. Haftalar süren yazışmalardan ve günler süren telefon görüşmelerinden sonra bu işi yapanlardan biri olan Emirhan'ı yüzyüze konuşmaya ikna ettim. Bunun için günlerce telefonla konuşmam gerekti çünkü fotoğrafının gizlice çekilmesinden korkuyordu. Yaptığı işi ailesinden saklıyordu. Sonunda güvendi.

Emirhan, bir manken yakışıklığında bir çocuk değil. İri yarı, kaslı maslı bir çocuk da değil. Kibar, temiz, güler yüzlü ve cana yakın bir çocuk. Yaptığı işi sevmiyor. Maceralarını böbürlenerek anlatmıyor. Mahçup aslında. Bazen yüzü kızarıyor. "Hayatımda ilk defa bu kadar detaylı anlatıyorum. Ama müşterilerimin yanında böyle mahçup değilim" diyor.

Üç saat konuştuk. Bir sürü hikayi anlattı. Bütün diğer ikili, üçlü, bazen yedili sekizli, yok efendim deri iç çamaşırlı, sosyetik, sado mazo seks hikayelerindense bana bir tek hikaye çok çarpıcı geldi. Hatta aklım başımdan gitti bile diyebilirim...

Emirhan'ın bekar bir müşterisi var. Orta yaşlı, güzel bir iş kadını. Güzel bir evi var. Ayda bir, bazen on beş günde bir Emirhan'ı evine çağırıyor. Ne dantelli iç çamaşırları giyiyor, ne de tuhaf deri kıyafetler. Ne porno seyrediliyor ne de esrar kullanıyor.

Çünkü kadın Emirhan'ı ateşli bir seks gecesi için çağırmıyor..

Sıradan bir aile akşamı geçirmek için çağırıyor!

Beraber yemek hazırlıyorlar, sofra kuruyorlar, şarap içip yemek yiyorlar, sonra...

Sonra kanapeye geçip televizyon seyrediyorlar! Yerli diziler, macera filmleri... Arada çay içip, meyve yiyorlar. Sonra iyice uykuları gelince yatak odasına geçiyorlar. Sade bir sevişmeden sonra uyuyorlar....

"MIŞ" GİBİ GECE

Kadının istediği tek şey sanki on yıllık evliymiş gibi bir gece geçirmek. Sohbet etmek, arada dertleşmek, ufak tefek espriler yapmak...

Olmasını isteği bir hayatı, ayda bir, parası mukabilinde "mış" gibi yapmak. Sanki evliymiş gibi. Sanki aşkı bitmiş, sevgisi kalmış karı kocalarmış gibi.

Hazin mi geldi?

Bir yandan hazin, evet. Kırbeş yaşından sonra alışık olduğu bekar hayatından vazgeçip ne olacağını kestiremediği bir evliliğe girmekten besbelli ki korkuyor.

Bir yandan da mükemmel bir çözüm değil mi? Evlilik güzel bir kurum. Tamam. Ama "her günlük" değil. Bunu hepimiz biliyoruz. Eh kimse ayrı evlerde evlilik yaşamaya yanaşmadığına göre... Sevgililer de bir süre sonra bezgin kocalara dönüştüğüne göre...

Yasalara aykırı bir durumu savunuyor olabilirim. Buna fuhuş diyor kanunlar. 312. yasa. Altı aydan iki yıla kadar da hapis söz konusu. O nedenle uzatamayacağım. Fikir jimnastiği babında alalım.

(Güzel olan her şey ya sağlığa ya da yasaya aykırı değil midir zaten...)



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır