kapat
25.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Hayata dönüş başladı

Büyük kentlerin çarşılarında ve alış veriş merkezlerinde dün olağanüstü bir canlılık yaşandı. Krizden çıkıyor muyuz?

Ekonomi motorunun marş dinamosu tüketimdir. O olmadan ne üretim oluyor, ne istihdam ve ne de vergi geliri..

Türkiye'yi krizin dibine çeken girdabı, siyasete beslenen güvensizlik körükledi.

İnsanlar, daha zor günler gelecek korkusu ile temel ihtiyaçlarına yönelik harcamalarını bile asgariye indirdiler.

Fabrikalar, dükkânlar kapandı, işsizlik felâketli boyutlara dayandı.

Dibe vurmanın hızı, ekonominin tekrar yükselişe geçmesini de erkene aldıysa bir tesellidir.

Piyasalarda yaşanan hareket, iyimserliğin boş bir avuntu olmadığını düşündürüyor.

IMF'nin 10 milyar dolarlık yeni kredi desteği, dünyanın Türkiye'yi kaderine terketmeyeceği inancını verdiği için döviz ve faiz inişe, borsa da yükselişe geçti.

Eskiden panik yaratan siyasi itiş-kakışlar, artık ekonomiyi eskisi kadar etkilemiyor.

Piyasa Ankara'nın önüne geçiyor..

Tabii bu gelişmede, yaratıcı ve cesur girişimcilerin tenzilâtlı satış aracını zamanında kullanmalarının da önemli payı var.

"Tüketimin uyandırılması, halkın tekrar kazanılması lâzım. Bunun için gerekirse bir süre kâr etmeyelim.."

Özveri bazen en kârlı yatırımdır.

Krizde mantık, içine kapanıp beklemeyi gerektirebilir. Ama dünyayı da "mantıksız" diye horlanan ve şartları değiştirmeye çalışan çılgınların cüreti değiştiriyor.

İndirimli satışlar dün patlama yarattı. Dövizi büfelerinde kuyruklar oldu. İnsanlar dolarını, markını bozdurup harcamaya ve yaşamaya başladı.

Bu uyanış, ekonominin damarlarına kan pompalayacaktır.

Dükkân sahipleri kâr etmese bile kirasını, senedini, vergisini ödeyecek, boşalan rafına yeni mal koymak için fabrikaları harekete geçirecek ve kriz sonrası döneme daha az zayiatla ulaşılması mümkün olacaktır.

Bu sonuçlar umarız cesaretin gücüne ve büyüsüne inanmayan, bu yüzden KDV indirimini dar bir alanda tutan siyasetçilere de ilham verir..

Zorla bağışın adı haraçtır!
Çağdaş ülkelerin vatandaşları, devlet dairelerinde verilen hizmetin karşılığını ücretsiz alır.

Ama Türkiye'de vergi rekortmeni de olsanız, resmi kurumların çoğunda işinizi yaptırmak için, size uzatılan vakıf makbuzunda yazılı parayı ödemek zorundasınız.

Bağış gönülle olur. İstemeyen, gücü olmayan vermez. Fakat burada vermezseniz, nüfus cüzdanı, pasaport, ehliyet, ruhsat alamaz, adliye veya devlet hastanesindeki işinizi göremezsiniz.

Böyle bir devlet, böyle bir devlet-vatandaş ilişkisi olur mu?

Vergi yasa ile konur. "Bağış" adı altında toplanan bu paralar haraçtır! Haraç alan bir hukuk devleti ve demokrasi olmaz.

Siyasetçiler, kamu vakıfları kapatılırsa devlet dairelerinin kâğıt ve mürekkep bile alamayacaklarını, hizmetin aksayacağını söylüyorlar.

Ve biz, tuttukları köprü başlarında, her geçenden haraç toplayan derebeyliklerden oluşmuş bir acayip konfederasyon olarak Avrupa Birliği'ne girmeyi düşlüyoruz.

Bu kafalarla daha çoook bekleriz!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır