kapat
25.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

İşte halimiz

Siyasi etik, hak, hukuk, yasalar, Anayasa; her şeyin "yeni baştan" düzenlenmesi gerekiyor.
. . . . . . . . . .

- Bu bütçede "halk" yok! Halbuki bütçe halk için yapilir. Halbuki bütçe

denilen sey, halktan toplanan vergilerin halk için nasil harcanacagini

gösterir.

Sahi ülkemizde krizi, çalisan ve emekliler mi yaratti? Sahiden krize

Anayasa'nin bir masadan bir baska masaya havadan gitmesi mi neden oldu?

Enflasyonu çalisanlar veya emekliler mi yükseltiyor? Ayni sekilde ihracati

ve ülkemize gelen turistleri bu kesim mi engelliyor?

Tüm bunlara verilecek cevap elbette kocaman bir hayir.

O halde krizin tüm faturasi neden isçi, memur ve emekliye kesiliyor?

Ülkenin güvenlik sistemi suçu önlemek, suçluyu yakalamak için degil, tersine

suçu örtmek, suçluyu korumak için programlanmis durumda... Suçlularin

üzerine giden savcilarin-jandarmanin-polisin, bizzat ülkeyi yönetenler

tarafindan nasil azarlanip, nasil sindirildigini unuttunuz mu?..

Bence bu ülkenin zenginleri-patronlari, artik suçlular sistemini

alkislamaktan vazgeçip, bu pisligi görmeliler...

Bu bataklikta kimin basina neyin gelecegi belli olmuyor...

Politika, bir hedefe ulasmak için yapilir.. Sadece taktikleri ve

stratejileri olan, ama bir "hedefi" bulunmayan "politika" ile, çocuklarin

"evcilik oyunu" arasinda pek fark yoktur..

Yaratici ve çözüm üretici beyinler yerine, "eski"ye ve "statüko"ya takilmis,

durgun zekalar, birbirleri ile, hedefi ne oldugu bilinmeyen birseyin

kavgasini yapiyorlar..

Bu yüzden, 40-50 hatta 60 yil öncesinin sorunlari, 2000'li yillarda da,

"kriz konulari" biçiminde gündemimizde..

Bir ülkede "çözüm üreten güçler" yerine "sikayetçi güçler" agirlik kazandigi

zaman, bilin ki o ülkenin isi is degildir..

Mevcut siyasi partiler, halki çok mutsuz ettigi için, yeni partiler

kuruluyor..

Ama dikkat edin.. Yeni partiler de, topluma "somut hedefler", çözüm yollari

ve bir "vizyon" sunmuyor..

Dünyada, serbest rekabetin, düsünce özgürlügünün, degisimin, seffafligin

simgesi olan "medya", Türkiye'de "eski"nin, "tek seslilik"in, "vizyonsuz

siyaset"in ve "durgun bürokrasi"nin sözcüsü, savunucusu.. Medya her alanda

serbest rekabeti degil, rekabetsizligi savunuyor..

AK Parti Grup Baskani Bülent Arinç, "Meclis'te, adam öldürmekten hüküm giyip

cezaevinde yatmis 18 milletvekili var" dedi.

Savcilar yolsuzluk agacinin tepesine tirmanmali ve en tombul meyveleri

toplamalidir. En tombul meyveler bürokratlarin degil siyasilerin dallarinda

sallaniyor.

Ufak tefek isler hariç, hiçbir bakanlikta, hiçbir yolsuzluk, siyasilerin

bilgisi disinda yapilamaz. Bunlardan elde edilen nemanin aslan payi da

siyasilere gider. Bu, herkesin bildigi ama hiç kimsenin telaffuz etmek

istemedigi bir gerçektir. Eger bu konuda süpheniz varsa, gidin devlet

müfettislerinin kurdugu dernekte herhangi bir üye ile bir çay içip birkaç

dakika sohbet edin. Rüsvet ve yolsuzluk siyaset treninin lokomotifidir. Ama,

tereyagindan kil çekilircesine, siyasiler hep aradan çekiliveriyor.

Herkes devlet bankalarinin battigini biliyor ama, hiç kimse bundan sorumlu

olan siyasileri, kurutulmus çiçek gibi ceza hukukunun sayfalari arasinda

kistirmaya kalkismiyor.

Neden?

Türkiye'yi dizlerinin üstüne çökerten en büyük nedenlerden birinin rüsvet ve

yolsuzluk oldugu ne zaman anlasilacak?

Duran Sönmez



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır