kapat
25.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Rakıyla oruç bozma

Ortalama bir Müslüman orucunu bir yudum suyla, bir zeytinle, bir lokma ekmekle bozar... Ama burası Türkiye. Anlatacağım oruç bozma biçimlerinin ilkini gözlerimle gördüm, ikincisini sözüne güvenilir bir gazeteci abimiz anlattı.

İlk olay: Altınoluk'tayız. Yaz. İftara az kalmış. Karşı evin terasındaki adam mangalı yakmış, eti hazırlamış. Masaya oturmuş, gözü karşı kıyıda. Elinde rakı bardağı. Derken Ayvalık camilerinin şerefe ışıkları yandı. O da orucunu rakıyla bozdu.

İkinci olay: Egeli bir adam. Babası imam. Kayınpederi tarikat ehli.

Dini bütün adamımız iftara doğru eşini yatağa çekiyor. Top atıldığında, işte tam o anda, karısıyla sevişerek orucunu bozuyor!

'Böyle olur mu' diyebilirsiniz. Tamam da, o iki kişiye, 'Siz ne biçim Müslümansınız' deyin sıkıysa; yumruğu yersiniz gözünüzün üstüne.

Nereden başlayacak?

Hafta içinde yapılan tartışmada taraf olan kişileri (Başbakan Ecevit ve Erkan Mumcu gibi) bir yana bırakarak ve ayrıntıya girmeden söylüyorum: 'Kalkınma köyden başlayacaktır' sözünün hiçbir anlamı yoktur. Sadece köylü oylarını toplamaya yönelik, politik bir solgandır. Dünyanın hiçbir yerinde, tarihin hiçbir döneminde kalkınma köyden başlamamıştır. Peki nasıl olmuştur? Basitçe anlatalım...

Kalkınma, yani ekonomik gelişme için sermaye gerekir. Sermayenin toparlanması, büyümesi, yatırıma yönelmesi, üretim yapılması gerekir.

Köylü bunu yapabilir mi? Hayır.

Eğer köylü palazlanırsa ne olur? Hiç... Sadece şişmanlar! Zenginleşen köylü; bilgisi, pazarı, emek organizasyonu yetmediği için ne fabrika kurabilir, ne de hizmet sektörü. Bilgisayarı filan hiç konuşmayalım... Kalkınan köylü sadece yemek yer, bir karı daha alır, gümüş kabzalı tüfekle ava çıkar.

Buna karşılık köylüden aktarılacak kaynakla sermaye birikimi sağlanır. Bu birikim yatırıma dönüştürülür. Bunun gerçekleştiği yerin adı kenttir. Eğer o birikim bir sınıfın, yani burjuvazinin elinde toplanırsa bunun adı kapitalizmdir. Sermaye burjuvanın değil de, devletin elinde toplanırsa, onun da adı sosyalizm ya da devlet kapitalizmidir.

Anlaştık mı?

Zürafanın düşkünü...

'Zürafanın düşkünü, beyaz giyer kış günü' sözünün nereden geldiğini biliyor musunuz? Zürafa (ya da zurafa), 'zarif kişiler' demektir.

Osmanlı'da lezbiyenlere 'zürafa' denirdi. Refik Halid Karay'ın, 'Üç Nesil, Üç Hayat' adlı kitabının 'Hamam' bölümünde yazdığı gibi, lezbiyenler kendileri gibi olanları çekmek için beyaz renkte elbiseler giyerlerdi. Kimi de beyaz ipek mendil taşır ve bu mendilin ucunu belli bir biçimde bağlardı. Servetini güzel kızlar için harcayıp, yoksullaşan yaşlı lezbiyenler ise koyu renk elbiseler giyilen kış günlerinde dahi beyaz giysilerle dolaşırdı. İşte bu durumda olan kadınları kastederek söylenmişti, "Zürafanın düşkünü, beyaz giyer kış günü" sözü.

Eğer Gökhan Akçura'nın 'Unutma Beni' (Ivır Zıvır Tarihi-1, Om Yayınevi) adlı, eski fotoğraf ve reklamlarla süslü, şirin mi şirin kitabını okursanız, geçmişimizle ilgili kıyıda köşede kalmış birçok olayı öğrenebilirsiniz: Eski güzellik kraliçeleri, Deniz Kızı Eftalya'nın öyküsü, evlilik şirketi 'Saadet İstihbarat Bürosu'nun faaliyetleri gibi...

Şişman fetişisti

Zayıf ve formda olmanın yüceltilip, kilolu olmanın aşağılandığı bu çağda, eğer bir koca 'şişman fetişisti' ise karısına neler olur?

İtiraf.com'dan okuyalım:

"Şişmanım. Evliyim. Eşim şişman fetişisti. Ama artık sorun olmaya başladı bu fetişistlik. Kilo vermek istiyorum. Bir türlü zayıflamama izin çıkmıyor. Ya sabır! Herkes Mersin'e, bizse tersine. Alt tarafı 20 kilo vereceğim. Evde acayip kavgalar yaşanıyor bu yüzden. Ne olurdu şu klasik kocalardan olsaydın?! Vallahi sıkıldım artık. Her şeyi göze alıp gideceğim o doktora. İşin sonunda boşanma bile olsa göze aldım artık. Zayıflayacağım!" (Havalışişman; Kadın; 33; İstanbul)



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır