Krizin en önemli sebebi devletin kendisi

Yılmaz'dan ortaklarına: Koalisyon protokolünü yeniden görüşmeye açığız. Hiçbir ön şartımız yok. Bize bağlı olan bazı teşkilatları da size verebiliriz
ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, devleti küçültmek için koalisyon protokolünü gözden geçirebileceklerini ve ANAP'a bağlı olan bazı birimleri de ortaklarına verebileceklerini açıkladı. Yılmaz, bütün Devlet Bakanlıklarının tümünün de kaldırılabileceğini söyledi ve " Bugün Türkiye'de krizi yaratan en önemli sebep devletin kendisidir" dedi.

Yılmaz, CNN Türk'te dün katıldığı proğramda Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün küçültülmesi yönündeki öneriye yöneltilen tepkilerle ilgili olarak şunları söyledi:

ÖZELLEŞTİRME İÇİN DE AYAK SÜRÜMÜŞLERDİ!..
"Devletin merkez teşkilatının küçülmesi ve merkezin bazı yetkilerinin mahalli idarelere devri konusunda, hükümet içinde genel uzlaşma var. Ama bunun yöntemi konusunda farklı yaklaşımlar var. Nasıl özelleştirme konusunda başta bazı partiler ayak sürüdülerse, ama bugün özelleştirme bütün partilerin programlarına girmişse, devletin küçülmesi ve yerelleşme konusunda da bugün benzer siyasi tepkiler var. Koalisyon ortakları olarak bu konuda bir genel mutabakatımız var. Zaten şu anda Meclis'e sevkettiğimiz Mahalli İdareler Yasa Tasarısı da bunun bir ispatıdır. Biz çok daha zor konularda uzlaştık. Umuyorum kısa zamanda bir formülde uzlaşacağız."

KÜÇÜK SİYASİ HESAPLARI AŞMAK ZORUNDAYIZ
ANAP lideri Yılmaz, Mahalli İdareler Yasası çıktıktan sonra bazı merkez teşkilatlarının mahalli idarelere devri konusu gündeme geldiğinde, koalisyondaki bakanlıkların dağılımının da değişebileceğini söyledi. Yılmaz, bu noktada ortaklarına şu mesajı verdi: "Bazı partilerin lehine veya aleyhine etkileyebilecek durumlar ortaya çıkarsa bunları telafi etmek için görüşmeye açığız. Devletin küçülmesi için gerekirse koalisyon protokolünü görüşmeye hazırız. Bize bağlı olan bazı teşkilatları koalisyon ortaklarımıza verebiliriz, oturup görüşebiliriz. Hiçbir ön şartımız yok."

Yılmaz, Bakanlar Kurulu'nun küçültülmesini istediklerini de belirtti. Bu konuda geçen hafta açıkladıkları görüşlerini detaylı olarak ortaklarına götüreceğini söyleyen Yılmaz, ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli'nin tepkisi için şöyle konuştu: "Sayın Bahçeli'nin eleştirdiği, biz bunları zaten liderler zirvesinde konuşmuştuk dediği şeyler sadece acil tedbirlere ilişkindi. Köy Hizmetlerinin illere bırakılması ve devletin istihdam politikasında değişiklikler gibi. Bunları Sayın Derviş bütçe tedbiri olarak getirdi ve orada da hiçbir koalisyon ortağı buna tepki göstermedi. Ama sonra tabandan gelen siyasi baskılarla böyle durumlar ortaya çıktı. Türkiye'yi düzlüğe çıkarmak istiyorsak bu küçük hesapları aşmak zorundayız."

BU KÜÇÜK HESAPLARIN ARDINDA TABAN BASKISI VAR
"Bu hesapların arkasında kimler var?" sorusunu Yılmaz, "Siyasi baskılar var. Benim partimde de var başka partilerde de var" yanıtını verdi.

Yılmaz "Kabine neden küçültülemiyor?" sorusunu da şöyle yanıtladı: "Önce partilerin uzlaşması gerekiyor. Her birinin siyasi hesabının tutması gerekiyor. Bugünkü kabinenin çok geniş olduğu, böyle bir kabinede karar almanın zorlukları, kabinede konuşulanların gizliliğinin sağlanmasının güçlükleri herkes tarafından kabul ediliyor. Onun için biz 2002 bütçesinin hedeflerine ulaşılması için bazı acil tedbirleri alalım, 2002 yılının başında da 2002 yılının sonuna kadar atacağımız adımları, devletin küçülmesi anlamında, yerel yönetimlere devredilecek yetkileri, yerel yönetimlere bağlanacak kuruluşları açıklayalım. Hükümetin yapısında bazı değişiklikleri, hemen yürürlüğe girmesi şart değil, bu konudaki çalışmayı başlatalım, bunları sene sonuna kadar tamamlayalım."

Bazı icra bakanlıkların birleştirilmesi, devlet bakanlığı sayısının da ya yarıya indirilmesi ya da tamamen kaldırılması düşüncesinde olduklarını belirten Yılmaz, ayrıca siyasete güveni sağlamak amacıyla Siyasi Partiler ve Seçim yasalarının değiştirilmesi önerisinde bulundu. Yılmaz, delege ve üye sisteminin değiştirilmesi gerektiğini savundu.

AB, Güney Kıbrıs'ı almayacağını açıklamalıdır
ANAP lideri Yılmaz, AB ile ilişkiler ve Kıbrıs konusunda da açık ifadelerde bulundu: "İtiraf edelim ki AB ile Kıbrıs konusunda bir sağırlar diyaloğu içindeyiz. Bunun bundan sonra devam etmesi mümkün değil. Çünkü AB, Güney Kıbrıs ile ilgili karar almak zorunda. Gelecek sene Güney Kıbrıs'ı tam üye alırsa, sadece Türkiye-AB ilişkilerinde değil, AB'nin sınırları konusunda da fevkalade ihtilaflı bir durum ortaya çıkacak. Bunun için AB'nin, Kıbrıs'ta iki tarafın anlaşacağı bir çözüm olmadan Kıbrıs'ın AB'ye üye olamayacağını açık açık söylemesi lazım."