kapat
12.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 MODA
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Ben çoban değilim

Alışkın olduğumuz ilahiyatçılardan farklısınız; fikirleriniz kadar kendinizi de öne çıkarabiliyorsunuz...
Ailemin durumu iyiydi, hayatın nimetleri ve insanlarla tanışabildim. Bu yüzden kıyıya köşeye çekilmeyi aşmış biriyim. Hayatı ve paylaşmayı da çok sevdiğimden etrafımda bir çevre oluşuyor. Neden kendimi geri plana atayım ki! Ayrıca geri plana çekilmeye tahammül edemem.

Ama bunları yaparken 'ben' dediğiniz için eleştiriliyorsunuz?

Çok üretirseniz çok gündeme gelir ve ben dersiniz. Az üretenler bir kez ben diyorsa, çok üreten birinin birkaç defa demesi doğal. Durup dururken 'ben' diyen bir çatlak değilim ki. Bir şeyler yaparsanız etrafınıza insanlar toplanır.

Bu eleştiriler bir ilahiyatçı olduğunuz için getiriliyor olabilir mi? Çünkü İslam'da ben demek Allah'a mahsustur. Fizik profesörü olsanız belki de kimse bir şey demeyecek?

Bu İslam'ı yanlış anlamadan kaynaklanıyor. Müslüman Doğu toplumları İslam'ı yanlış anladı ve despot idarelerin kölesi olmayı din zannetti. Halbuki benliklerini inkar ettiler. Oysa Kuran 'davar sürüsüne dönüşmeyin' der. Sürüden biri 'ben' diyemez. Ama yıllarca bir takım din adamları tabulaşsın, çobanlar olsun diye din çevreleri halkı davarlaştırdı ve 'ben' demek suç oldu. Ama 'ben' demek için de ortaya bir şey koymak lazım. Tabii ki, mutlak anlamda ben demek Allah'a mahsustur ama Allah bize 'kendinizi ortaya koyun' da der. Sünepelik, pısırıklık olmaz. Teslimiyet sadece Allah'adır.

Siz çoban mısınız?

Çobanlık iddiam yok. Kucaklaşmak ve paylaşmak istiyorum. Herkesin kişiliğine saygı duyuyorum ve bana da duyulmasını istiyorum. Kişiliğini reddeden bir sünepe olmak istemem.

HEP ERKEK HEP ERKEK
İslam kişinin nefsine hakim olmasını söyler. Batı kültürü ise 'ben' demesini.

Bu durumda nefisten uzaklaşmak mı söz konusu?

Kuran buna izin vermez. 'Ben' kavramını Kuransal anlamda kullandım ve benliğinize sahip olun diyorum. Yoksa Batılı anlamda bir 'ben'den bahsetmiyorum.

"Cevap Veriyorum"da 'kadınlara da erkek var' dediniz. Neden, cinselliğe gönderme yapan bu ifade yerine, "İnsanlar cennette diğer yarılarını, ruh arkadaşlarını bulacaklar" demediniz?

Çünkü herkes "Cennette erkeklere kadın var" diyor. Ama bu otomatikman kadınlara da erkek var demektir. Hep erkekler, erkekler! Kuran'da cennette erkeklerin de varlığından bahsediliyor. O zaman erkekler de, kadınlar da bize diyorlar! Cenneti homoseksüeller merkezine çevirdiler! Ben bu saçmalığa karşı çıkmak ve tepki göstermek istedim. Ama ilişki nasıldır, bir et ve kan ilişkisi mi, ruh ilişkisi mi; bunu bilmiyoruz.

Kitabınıza çok eleştiri geldi, sizin bunlara 'cevabınız' ne?

Kitap basında çok çarpıtıldı. Eleştiriler de bunlar üzerine yapıldı. Mesela, 9'uncu cumhurbaşkanımız Sayın Demirel bile çarpıtılmış söylemlerin arka planını öğrenmeden bana hakaret etti. Hatta yetinmeyip tahrikte bulundu. Oysa ortada bir kitap var, onun çapında birinin 'acaba gerçekten böyle mi?' demesi gerekirdi. Beynine, çapına, misyonuna çok değer verdiğim biri, bunu nasıl yapıyor, diye düşünüp duruyorum.

RÜYALAR KANIT
Analizlerinizde ilahiyatçılığın yanı sıra olaylara sosyolog, tarihçi, psikolog gibi de bakıyorsunuz. Eskinin İslam alimlerinin özelliği değil mi bu?

Batı ve Doğu kültürünün her ikisinin de eğitimini aldım. Hukukçuyum, felsefe okudum. Beş dil biliyorum. Bu yüzden çok yönlü analizler yapabiliyorum. Bu özellikleri taşımayanlar bu yüzden beni anlayamıyorlar. Halk ise belki beni anlayamıyor ama sezgileriyle seviyor.

Özellikle ev kadınları çok seviyor, neden?

Çünkü dinin saptırılmasından dolayı en çok kahrı onlar çekiyordu. Çorabını çıkaramadığı için abdest alamıyor, namaz kılamıyordu. Biz de onlara, mes etmen yeterli dedik. Böylece yüz binlerce kadın namaz kılabilir oldu. Bu durumda tabii ki beni birincil derecede severler.

Ne tür rüyalar görürsünüz?

Aman onlara girmeyelim, kıyamet kopar. Birini bir kitabımda yazmıştım sonra çıkardım. Çünkü gökten ilhamla yönetildiğimi söylediler. Ayaklarımız yere basarken, ilim derken başım dertten kurtulmuyor, rüyalarımı anlatırsam kim bilir ne olur... Zaten dinimizde rüya sadece kişiye kanıttır, başkasına değil. Bana kanıt olan muhteşem rüyalarım var.

JUDOCU YAŞAR NURİ
* Babam sayılan bir din adamı olduğundan sereserpe bir çocukluk geçiremedik. 25 yaşımda 'baba' dedim, hep 'efendim' derdim.

* Aynı şeyi çocuklarım da yaşıyor. Askerdeki oğluma komutanı, "Yaşar Nuri Hoca'nın oğlu olmak nasıl bir şey" deyince o da espriyle "Hayatımı zorlaştırıyor!" demiş.

* Aşk en titiz olduğum konudur. Herkes konuştuğundan aşk sakıza döndü. Aşka karşı mahçup olmaktan çok korkarım.

* Pipo tutkum var. Aleti edevatı, möblesi olan bir şey...

* Judoda kara kuşak sahibiyim. 22 yıl profesyonel olarak yaptım. Spora her şeye rağmen vakit ayırıyorum, aksi takdirde hayatın bittiği vehmine kapılıyorum. Judonun disiplinine, felsefesine büyük saygım var.

Buket AŞÇI



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır