kapat
12.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 MODA
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Dururma uygun komedi

Televizyonlarda 'sitcom' adı verilen komedi dizilerinin yükselişi "Dadı" ile başladı. Daha öncesinde "Ruhsar" ve "Bir Demet Tiyatro" vardı.
Şimdi ise her kanalda bir sitcom var... Amerika'da yıllardır varolan sitcom'ların bizde bu kadar tutulması ve bir furyaya dönüşmesi yeni bir durum... Her şeyden önce sitcom, "Situation Comedy" yani durum komedisi anlamına geliyor. Diziyi diğerlerinden ayıran özelliği, kapalı mekanda çekilmesi ve her bölümde karakterlerin farklı bir olay yaşanması.

Yerli sitcom'lar "Aşkım aşkım", "Dünya varmış", "Dadı", "Tatlı hayat", "Çifte Bela" ve "Tuzu Kurular"... Ortak özellikleri, zengin oyuncu kadroları. Örneğin "Tatlı Hayat"da Türkan Şoray ve Haluk Bilginer, "Dünya Varmış"da Nurseli İdiz gibi karakter oyuncuları rol alıyor.

Sitcom'ların popülerliği artarken son yılların gözdesi mafya dizileriyle aile dramaları git gide azalıyor. Peki ne oldu da böyle oldu? İşin uzmanlarına sitcom patlamasının nedenlerini sorduk. Sitcom'ları ve Türkiye'deki örneklerini konuştuk.

Osman Yağmurdereli (Yapımcı): Mutsuz bir dönem yaşıyoruz
Dadı'nın performansı nedeniyle bütün sitcom'lar tutacak sanıyorlar. Herkes sitcom yapıyor, ben de modaya uydum. 'Aşkım Aşkım' çok iyi gidiyor. Dadı ile başa baş bile diyebilirim. Dadı, Gülben Ergen'in karizmasından dolayı çok tutuldu. 'Aşkım aşkım' ise halka çok yakın geliyor. Çünkü biz formatı dışarıdan satın almadık. Bu anlamda da ilkiz. Senaryo Türk aile tipine uygun olarak yazılıyor...

Son günlerde insanlar sadece gülmek istediğinden sitcom'lar tutuluyor. Mutsuz bir dönem yaşıyoruz. Kimse eve gidip katil kim dizileri izleyip beyin yormak istemiyor. Amaç günün sıkıntı ve problemlerinden uzaklaşmak.

Sitcom fazlalığı maliyetin ucuz olmasından kaynaklanıyor. Kanalın genel müdürü 'Sitcom çekelim, daha ucuza mal oluyor' diyor. Gerçi biz piyasanın en pahalı platosunda çalışıyoruz. Yine de bence sitcom modası geçici. Dramaların yerini asla tutamaz. Gelecek sene daha kaliteli prodüksiyonların yapılacağından eminim.

Psikiyatrist Dr. Alp Karaosmanoğlu: Değişim için gülmeye ihtiyaç var
Sitcom'ların artması halkın beyin boşaltma ihtiyacından kaynaklanıyor. Gülmek, değişim için bir araçtır. Çok sevdiğim bir söz var: "Eğer hakkında gülebiliyorsanız onu değiştirebilirsiniz." Biz de sitcom'lar sayesinde birçok şeye gülebiliyoruz. Aile problemlerine, maddi sorunlara... Gülmek insani bir ihtiyaçtır. Örneğin Cem Yılmaz ilk çıktığı zamanlarda ona yalnızca gülüyorduk. Ama şimdi herkes Cem Yılmaz gibi konuşmaya ve düşünmeye başladı. Mizah kullanma kalıplarını öğrendik. Sitcom'lar sayesinde öğrenmeye de devam ediyoruz.

İçinde bulunduğumuz günlerde gülüp geçmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Bilinçaltındaki sorunlarınızı gülerek çözebilirsiniz.

İletişim Sosyoloğu Hülya Tanrıöver: Patlamanın nedeni ucuz maliyet
Ekranın 'döven ablası' Hülya Tanrıöver'in asıl işi dizileri, Türk televizyonunu takip etmek:

* Sitcom'lardaki yükseliş, izleyici talebine bağlanıyor. Bence medya yöneticileri sitcom yayınlamaya karar verdi. İzleyiciye sitcom'lar dayatıldı.

* Geçtiğimiz yıl da bazı sitcom'lar vardı. Ruhsar, Bir Demet Tiyatro gibi... Ama kimse İkinci Bahar'ı bırakıp da onları izlemedi. Kanallar maddi nedenler yüzünden sitcom'a yöneldi. Televizyonlar kriz dolayısıyla ucuza çıkacak projelere imza atıyorlar.

* Sitcom'daki yükselmenin en büyük nedeni, komedi olmaları. Çünkü Türk halkı komediyi sever. Bizim drama dizilerimizde bile komedi öğeleri vardır. İkinci Bahar'daki Nedret tiplemesi buna en iyi örnektir.

* Türkiye'de skeç dizileri dediğimiz şey de her zaman çok tutuldu. Bir Demet Tiyatro sitcom'a çok yakındı. O bitti, şimdi başkaları geldi.

* Amerika ve Avrupa'da sitcom'ların yaygın olmasınını nedenleri farklı. Batı'da bizdeki gibi sohbet ortamları azdır. Kimse kalkıp da bir gece önceki maçı konuşmaz. TV yapımcıları insani sıcaklığı yansıtacak diziler yaptılar. Bu sebeple sitcom'lar sohbet üzerine kuruludur.

KONSERVE KAHKAHA
* Gelelim konserve kahkahalara... Batı'da sitcom genelde yaşlılara ve çocuklar için hazırlanır. Ve iki kesim de bu dizileri yalnız seyreder. Konserve kahkalar, insanların kendilerini yalnız hissetmemesi için vardır. Bu bizim için külliyen geçersiz. Bizde tek başına kimse TV izlemez.

* Konserve kahkanın ikinci amacı ise izleyiciye nerede güleceğini göstermektir. İzleyeni aptal yerine koymak da diyebiliriz. Bu amacı yalnızca bir şartla mantıklı bulabilirim: Dizide absürd diye tabir edilen anlaşılması zor espriler yapılıyorsa. Bunun en güzel örneğini Bir Demet Tiyatrı'nun ilk zamanlarında yapıyorlardı.

Ayça Sayılır (CNBC-E Program Müdürü): Türk örnekleri tutulmuyor
Orijinal sitcom'lar 1.5 senedir CNBC-E'de devam ediyor. İlk bölümleri Kanal E'de yayınlandı. Türk halkının sitcom'ları sevdiği bu diziler sayesinde farkedildi. Ama ben Türk örneklerinin çok başarılı olduğunu düşünmüyorum. Sitcom'lar yarım saatlik dizilerdir. Aralarda sık sık reklam yayınlanır. Bizde izlenme oranı çok yüksek. Genellikle 18-25 arası üniversite mezunu bir kitlemiz var. Evli ve çocuklu çok tutuluyor.

Erdoğan Sevgin (TV eleştirmeni): Dadı sayesinde patladı
Televizyonların huyudur: Bir şey tutunca hemen benzerlerini yaparlar. Dadı'nın büyük başarısından sonra arkası geldi. Bu durumda televizyon izleyicisi de izleyecek başka bir şey olmadığı için içlerinden bazılarını mecburen izliyor. Televizyon kanalları sitcom'ların yayın hakkını aldılar. Hepsinin yurtdışında benzerleri var. Bir tek Aşkım aşkım tamamen orijinal.

Ayrı kutu olabilir: Sitcom hakkında tez yazdılar
Televizyonlardaki sitcom trendi, üniversitelere bile araştırma konusu oldu... Ankara üniversitesinden İrfan Erdoğan ve Korkmaz Alemdar, "Televizyon: Dünyaya açılan pencere" adındaki tezlerinde ABD'de sitcom'ların çıkışını incelemişler. Ama ikilinin yorumları neredeyse düşmanca. Bakın neler diyorlar: "ABD'nin yarım ve bir saatlik serüvenleri dünya pazarında kapışılıyor. Cheers ve Cosby Show gibi yılların komedi dizileri hâlâ popüler ve dünyanın hemen her ülkesinde göstermektedir... Roseanne'ın şişman göbeğini hoplatması dünyanın dört köşesinde izlenmekte... Aile ve komşu ilişkilerini ABD'nin emekçi halkının yaşam biçimiyle hiçbir ilgisi olmadan savunan Bundy ailesi (Evli ve Çocuklu) dünyanın birçok evini kirletmekte... Bewitched adlı dizi hurafeyi desteklerken, Türkiye'de de benzerlerinden esinlenen Ruhsar gibi kopyalar üretilmektedir..." Amerikalı emekçi halkını nedense savunmaya soyunan bu ikilinin tezinin altını çizdiği bir gerçek var; o da Amerikan yaşam ve espri tarzının artık bizde dahil, tüm dünyaya öyle ya da böyle yayıldığı...

Sibel ARNA



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır