Biliyorsunuz. Bir fasıl gecesi modası aldı başını gidiyor bizim mahallede. Gecede olup bitenleri kaleme almak bir türlü nasip olmadı bana. Ve ne gariptir ki bu gecelere davet edilmek, mesleki açıdan bir fark yaratmaya başladı biz gazeteciler arasında. Hatta farkın farkına varan bu arkadaşların yürüyüşünden tutun da, hal ve hareketlerinde bile bir devrim yaşanıyor adeta. Havalar tavanda soruyorlar etrafa:
"Aaa ben davetliyim. Seni davet etmediler mi?" Yalan söylemeyeceğim size.
Fehmi Koru'yla yakın bir münasebetim olamadığından mı, yoksa,
"Allah'ın Malatyalısı ne anlar fasıldan" deyip çağrılmadığımdan mı bilinmez ama nihayetinde ben bu fasıl davetine iştirak edememe durumuna acayip bozuldum. Çok kıskandım!
Hadi son fasıl gecesi
Aydın Doğan 'ın sponsorluğunda gerçekleşti de ondan çağrılmadım. Buna alınmam. Çünkü bilindiği üzere gecenin yapıldığı Hilton Oteli'yle ilgili Doğan Grubu'nun imar planı değişikliği dosyasını ilk gündeme getiren bendenizdi. Ne yapacaktı Aydın Bey yani? Milyar dolarlık rant sağlamak niyetinde iken bu oyunu bozan gazeteciyi bir de sponsoru olduğu geceye davet edip fasıl mı dinletecekti?
Yok. O kadar insafsız değilim. Aydın Bey'i çok iyi anlıyorum. Ben onun yerinde olsaydım, değil Hilton'a fasıla davet etmek, herhangi bir toplantı için gitmem gerekse dahi o otele, önlemimi alırdım! Gerçi yakın dostlarından duyduğuma göre Aydın Bey, eğer haber doğruysa, asla o haberin altına imzasını atan gazeteciye kin tutmazmış ama bu iş başka tabii. Haklı adam. Ben o oyunu bozacak belgeleri yazmamış olsaydım bugün Aydın Bey'in cebinde Hilton için yatırdığı 225 milyon doların 10 katı sağlamdaydı. Biraz vicdanlı olmak lazım yani. Bu habercilik filan değil, düpedüz delilik!
Neyse...Geçelim Hilton Faslı'nı. Ondan öncekilere niye davet edilmedim ona bakalım. Şu
Ahmet Hakan'ın ballandıra ballandıra anlattığı Eresin'de ki geceye. Ya da ondan öncekilere. Demek ki, Fehmi Bey ve geceyi organize eden diğer tayfa beni kendilerinden biri gibi görmemişler. Ne diyeyim. Canları sağolsun...
Sağolsun da, hani bizim elimiz de armut toplamıyor. Düşündüm, taşındım ve bu işe bir çözüm bulmak, geceleri rüyalarıma kadar girip beni çileden çıkaran bu fasıllara inat birşey yapmak gerektiği kanısına vardım. Bu niyetle derhal, fasıl muhabbetine olan dargınlığımı benim gibi fasıl dışı görülen birkaç gazeteci arkadaşımla paylaştım ve dedim ki;
"Arkadaşlar. Biz üniversite yıllarında rektörlüğün yaptığı her programa karşı bir alternatif eylem koyardık. Ne yani unuttuk mu o devrimci ruhumuzu. Şimdi onlar fasıl fasıl gezecekler, biz de buradan seyirci kalıp kendimizi heder mi edeceğiz? Bu duruma hemen bir çare bulmak ve fasıl gecelerini ikinci plana itecek bir organizasyona imza atmak lazım!" Bunun üzerine saatlerce tartıştık.
"Ne yapabilirdik?" diye. Sonunda özümüzü hatırladık ve şu ortak kanaatte buluştuk:
Türkü Gecesi!
Geceye damgasını vuracak davetli gazetecileri bile sıraladık kafamızda.
İşte huzurlarınızda türkü gecemizin o bomba listesi:
1) Efelerin Diyarı Ege ve o bölgenin türküleri denilince akla hangi gazeteci gelir? Vallahi bildiniz. Hep bir ağızdan bağırınız lütfen;
"Yılmaz Özdil" 2) Urfa'nın bağrından çıkmış, Diyarbakır'da sesini palazlamış, çiğköfte üstadı müthiş bağlamacı
Doğan Satmış ! 3) Ankara'lı Turgut kadar olmasa da Ankara tecrübesiyle dinleyenleri miskete teşvik ederek kalori kaybı yaşatacağına inandığım genç yetenek
İsmail Küçükkaya . 4) Dinleyenlere,
"Ne farkı var Musa Eroğlu'ndan" dedirten sesiyle türkü standartını en üst düzeye çekecek çok sevgili hemşerim, ağabeyim, MalatyaArguvan türkülerinin büyük yorumcusu
Vahap Munyar . 5)
"Putin izlese mest olur. Moskova'da adına sahne yaptırır" dedirtecek adam. Kafkas nağmelerinin eşsiz seslendiricisi, büyük oyuncusu
Hadi Özışık . 6)Türkülerinde bir derinliği, anlamı, hikâyesi vardır muhakkak. İşte bizi o müthiş kabiliyeti ile türkülerin derinliklerine indirecek Ergenekon Çözücüsü, kadın ve aşkın rakipsiz tarifçisi
Ahmet Altan . 7)
"Kambersiz düğün olur mu hiç?" Her türkü sonrası yapacağı kritikle adrenalimizi tavana çıkartacak, türkü sevenleri gecenin anlam ve önemine yakışan bir biçimde yüksek dozda eleştirip, en babasına gaz verecek obdusmanımız,
Oray Eğin'imiz, baş tacımız ve daha niceleri...
Bu arada, o eski İstanbul türkülerine hayranlığını bildiğim
Ruhat Abla 'yı ve türküleri bile söylerken tarzıyla fark yaratacak, hatta inancım odur ki çoğumuzu harakiri yapmak zorunda bırakacak
Perihan Mağden 'i unutmadık tabii ki!
Nasıl kadro ama sevgili okur? Emin olunuz ki, bu gecenin yaratacağı gündem bırakın Fehmi Koru'nun fasıl gecelerini, Ergenekon'u bile geride bırakır! Ayrıca bu gecede isteyene değil, istemeyenlere dahi rakı içmek mecburi. Su gibi akacak, deyişler, türküler birbirini parçalayacak... Haydi rasgele...
Not: İyi güzel de.Bir sorunumuz var. Bu gecenin sponsoru kim olacak? Var mı aranızda bize kol kanat gerecek bir babayiğit?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Bugünkü Tüm Yazıları
Fasıla alternatif türkü gecesi
Yayın tarihi: 6 Mayıs 2009, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/05/06//yukselir.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.