Bu öykü 213 bin 882 şehidimizin kanı ile yazılmış bir destan öyküdür. Bazı yetersiz ve yeteneksiz devlet adamlarının, bir yerde kendi ihtiraslarına kapılarak Türk milletini sürükledikleri bu acımasız savaşın başlangıcı Birinci Dünya Savaşı fitilinin ateşlendiği tarihten iki ay sonraya dayanır. 10 Ağustos 1914'te İngiliz Donanması'ndan kaçarak Çanakkale Boğazı önlerine gelen Goben ve Beslawadlı iki Alman savaş gemisinin Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın yazılı emri ile direklerine Türk bayrakları çekilmesi, denizcilerine Türk denizci kıyafetleri giydirilmesi ile Osmanlı kendini savaşın içinde bulur. Bir de bu gemiler yine Enver Paşa'nın emri ile Karadeniz'e açılır ve savaşa katılmamıza sebep olan Alman"Geoben" -Yavuz Zırhlısı- Ruslar'ın bu denizdeki limanlarını bombalar.
JEST İÇİN ÖLDÜLER Zaten kısa bir süre önce Balkan Savaşı yenilgisinden çıkan, Avrupalılar'ın deyimi ile "Hasta Adam" kendisini birçok cephede,neredeyse tüm genç erkek nüfusunun yok oluşu ile noktalanacak çok acıklı bir macera içinde bulur. Bu macera, sırf Alman çıkarlarını savunmak ve küçük bireysel tatminler peşinden koşmak uğruna başlar. O kadar ki, aciz ve küçük hesaplar peşinde koşan Osmanlı yönetimi, sırf Avrupa'da Almanya karşısında savaşan Rus güçlerini zayıflatmak gayesiyle 22 Aralık 1914'te Sarıkamış harekatını başlatır. Ve yaptığı bu savaşa katılmamıza sebep olan Alman "Breslau"-Midilli Zırhlısı- için üstlenilen bu sözde jest karşılığında 90 bin Türk gencini Allahuekber Dağları'nda karlar ve buzlar arasına gömer.
BOĞAZ'A İLK BOMBA İngilizler de Süveyş, Filistin, Hicaz, Yemen gibiyerlerdeki Türk Ordusu'nun baskısını güçsüzleştirmek ve kaldırmak gayesi ile o zamanların Denizcilik Bakanı olan Churchil'in baskıları ile Çanakkale Cephesi'ni açarlar. Boğaz'a ilk saldırıları3 Kasım 1914'te yapılan Seddülbahir Kalesi bombardımanı ile başlar. Churchil'in 25 Kasım 1914'te İngiliz Savunma Konseyi'nde yaptığı konuşma dikkat çekicidir: "Osmanlı'nın ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Daha dünkü Balkan Savaşı bozgunu bunun kanıtı değil mi? Donanmamız bir vuruşta Çanakkale Boğazı'nı ele geçirebilir. Topkapı açıklarında görünmesi bile, bu hasta adamın ellerini havaya kaldırıp teslim olması için yeter deartar bile." İngiliz kuvvetlerinin başı General İan Hamilton daşöyle der: "Bir İngiliz denizaltısının Çanakkale'yi geçip Gelibolu'da göründüğünü ve üç defa işaret verdiğini varsayalım, hemen Seddülbahir'deki Türk Kuvvetleri tabanı kaldırıp Bolayır yoluyla İstanbul'a kaçarlar." Tarih; 18 Mart 1915... Amaçları; İngiliz ve Fransız donanmalarının önce Amiral Carden, ardındanda Amiral De Robek komutasında Çanakkale Boğazı'nı geçip, İstanbul'u işgal etmektir.Deniz güçleri 19 Şubat 1915'ten 7 Mart'a kadar özellikle Boğaz girişinde Seddülbahir ve diğer bölümleri 11 kez bombalar. Esas saldırılarını da 18 Mart saat 11.30'da başlatır. Tüm bu saldırıları karşılayan Türk deniz ve kara güçlerinin bombardımanları sonunda, İngiliz ve Fransız donanmaları akşam saat 18'de Bouvert, İrresistible, Ocean zırhlıları ile binlerce askerini Boğazın derin ve soğuk sularına gömerek geri çekilmek durumunda kalırlar. İşte her yıl kutladığımız 18 Mart zaferinin başarı öyküsü budur...