Çanakkale destanının 90'ıncı yıldönümünde dev yazı dizisi.. Destanı 'onlar' anlatıyor... İngiliz albay: Denizin sahilden 50 metre açığına kadarki kısmı kandan kıpkırmızı kesilmişti...
DUBLİNLİLER TÜRKLER'İN ATEŞİ İLE BİÇİLDİ
Çanakkale'de karşı cepheden savaşanların tarihe düştükleri notlar; yokluk, açlık ve hastalık pençesindeki Türk askerinin savaşta nasıl devleştiğini gözler önüne seriyor
Anzak Yüzbaşısı David French Filikalar River Clyde gemisinden herhangi bir ateşle karşılaşmadan ayrıldılar. Kıyıya sabah saat 6 sularında yaklaşmaya başladık. İlk filikalar kıyıya 20 metre kadar yaklaştığında Türkler önce bir el ateş ettiler. Ve bunun ardından kıyamet koptu ve açık filikalardaki Dublinliler biçilmeye başlandı. River Clyde gemisinin açık kapaklarının ardından inmeyi bekleyenler, onların kapana kıstırılmış fareler gibi öldürüldüklerini izliyorlardı. Filikalardaki 700 askerin sadece 300'ü karaya çıkabildi. Ve onların çoğunun da yaralı olduğunu gördüm... (Anzak Koyu, 25 Nisan 1915)
İngiliz Hava Komodoru Albay Sampson Seddülbahir üzerinde uçuyordum. Aşağıya baktığım zaman, durgun mavi denizin sahilden 50 metre açığına kadar olan kısmının kandan kıpkırmızı kesilmiş olduğunu gördüm... (Ertuğrul Koyu Gözlem Raporu'ndan, 25 Nisan 1915) Anzak Yüzbaşısı Guy Geddes River Clyde'den inerkenarkamdaki askerler teker teker vuruldular. Beş yerinden yaralanan Teğmen Watts yattığı yerden askerleri "Yüzbaşınızı izleyin" diye teşvik ediyordu. Dublinliler Taburu'ndan Yüzbaşı French daha sonra, beni 48 kişinin izlediğini ve hepsinin vurulduğunu söyledi. (Anzak Koyu, 25 Nisan 1915)
Gazeteci ve Yazar Aspınal Oglander Türkler'in savunma düzeni son dakikaya kadar terk edilmiş gibiydi. Fakat River Cleyde gemisinin karaya oturmasıyla, çıkarma filikalarının kıyıya birkaç metre yaklaştığı sırada biri adeta katliam emrini verdi. Birdenbire bir cehennem boşandı. Ateş kasırgası sahile sokulan filikaların üzerinden limanın durgun sularını binlerce kamçıyla kamçılıyormuş gibi geçti. İlk birkaç saniye içinde kıran geçmişçesine zayiata uğratıldık. Kıyıları yalayan dalgacıklar kana boyanmıştı. Filikalardan bazıları içinde bulunanların hepsi ölmüş durumda umutsuz bir halde suların seyrine kapılmış gidiyordu. Ertuğrul Koyu'na yapılan çıkarma harekâtı, işte bu şekilde ve saat 9'dan biraz sonra kesin olarak durduruldu. (Ertuğrul Koyu, 25 Nisan 1915)