Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Mayıs 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Oya Talat: "Girne'deki bahçemizden Cumhurbaşkanlığı'nın geniş yükünü çekecek kadar meyve-sebze yetiştiriyoruz."

Eşim evde çok konuşmaz

01.05.2009
- Mehmet Ali Talat'ı mesafeli ve ciddi mizaçlı biliyoruz. Evdeki halini merak ediyorum.
- O.T:
Çok konuşmaz. Soru sormanız lazım onu konuşmaya başlatmak için. Okumayı çok sever . Bilgisayara da oldukça bağımlı.
- M.A.T: Biraz abartıyor.
- O.T: Yok hayır, deşmeniz lazım. Deşmeye çalışırım. Durup dururken çok şeyi paylaştığını söyleyemem. Çok duygusal birisidir: çok hassasiyetleri olan birisidir.

- Çocuklarınızla olan ilişkisi?
- O.T:
Çocuklar büyürken biraz yalnızlık çektim. Düşünün eğitim bakanı olduğu dönemde 'Ülkenin çocuklarının hepsinin sorunu için çalışıyorsun; arada bir de seninkilerin sorununu sor,' diye sitemkâr konuşmalarım oldu.
- M.A:T:
Ama Eğitim bakanı olarak teklif geldiğinde dedim ki 'Bunu iki kişiye sormam lazım, biri eşim diğeri de babam.' Annem vefat etmişti. Gün içinde, vakit buldukça yanına giderdim. Dedim ki Oya'ya. 'Çocukların yükü, evin yükü sana kalacak.' Ama her sabah hâlâ çocukların kahvaltısını ben hazırlarım. Yazın domates salatalık, hellim, bazen kızartırım bazen kızartmam... Bir de kışsa eğer, domatesin olmadığı dönemde meyve soyarım..

- Mevsim dışı domates yemiyor musunuz?
- M.A.T:
Yemeyiz. hormonlu, lezzetsizdir, seralarda yetiştiği için hormonsuz olsa bile ilaç kalıntısı vardır. Onlara dikkat ediyorum. Tarımdan çok zevk alıyorum. Kendi yetiştiklerimizde hiç katkı kullanmayız.
- O.T: Girne'deki bahçemizde bizim yiyeceğimiz meyveler sebzeler var. Cumhurbaşkanlığının geniş yükünü çekecek kadar meyveleri yetiştiriyoruz.

-Üç sene önce by pass ameliyatı geçirdiniz. Şimdi nasılsınız?
-M.A.T:
2006'da bir damarım değişti.
-O.T: İlk aylarda biraz hassasiyeti arttı. Rehabilitasyon süreci bayağı sıkıntılıydı. İnsanın kalp ameliyatı geçirmesi demek ölüp yeniden doğması gibi bir şey. Hiç unutmam ilk adımlarını atıp o hissettiği yorgunluğu.
-M.A.T: Yoğun bakımdan çıktıktan sonra Kofi Annan aradı. Sandım ki sadece geçmiş olsun diyecek. Dedi de tabii ve Papadopulos'la görüşmeyi anlattı. Adamcağız tam bilmiyor herhalde, benden de gizliyorlar. Annan'la Papadopulos Paris'te görüşmüş, kötü bir sonuç çıkmıştı. Çok öfkelendik biz. Bunu benden gizli tuttular. Kalp atışlarım hızlanmaya başlamış. Ama ne olduğunu öğrenmiş oldum.