kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Mayıs 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Yavaşlatın zamanı

01.05.2009
Bugün dünden daha yaşlı olacağımız önlenemez bir gerçek. Sonsuza dek yaşamak ve her daim genç kalmak imkânsız olsa da yaşlanmayı geciktirmenin formülü var.....
İnsanoğlu yüzyıllardır yaşlanmaya karşı çareler bulma ve sonsuz hayatın var olup olmadığını araştırma telaşında. Zaman her gün biraz daha aleyhimize çalışıyor ve gençliğimizi, organlarımızın fonksiyonlarını, dış görüntümüzü olumsuz etkiliyor. Her ne kadar istemesek de yaşlanıyoruz ve hepimiz bir gün öleceğiz. Tüm dünya tarafından benimsenen anti-aging yöntemi ise yaşlanmayı durduramasa da en azından yavaşlatmayı ve kaliteli yaşlanmayı sağlıyor.

ANTI-AGING NEDİR?
Anti-aging kişinin daha uzun süre daha kaliteli ve sağlıklı yaşaması demek. Yani gerekli gıda takviyeleri, mineraller ve vitaminler alarak, cildimizi serbest radikaller gibi yaşlandıran faktörlere karşı koruyarak yaşam kalitesini yükseltmek. Son yıllarda toplumlar arasında artan ölüm ve yaşlanma korkusu anti-aging yöntemini tetikledi. Zamanla birlikte hepimiz doğal büyüme ve yaşlanma sürecine giriyoruz. Ergenlik döneminde gelişiyor, 40 yaşından sonra git gide fonksiyonlarımızı kaybediyoruz. Oysa bedenimiz yıllar içinde aşağı çekilirken ruhumuz yukarı çıkıyor ve bilgeleşiyoruz. En bilge olduğumuz zamansa bedenimiz bizi yarı yolda bırakıyor. İşte anti-aging yöntemi sayesinde bilgece yaşlanabilir, ileriki yaşlarda da sağlıklı ve kaliteli standartlarda yaşayabiliriz.

FİZİKSEL YAŞLANMA
Yaşlanmaya neden olan en önemli sebeplerin başında serbest radikaller geliyor. Bir numaralı halk düşmanı olarak nitelendirilen serbest radikaller özellikle ciltte ciddi tahribatlara yol açıyor. Fiziksel yaşlanmanın nedenleri arasında hem içsel hem dışsal faktörlerin etkisi var. Başta güneş ışınları olmak üzere, yanlış beslenme, uykusuzluk, sigara, alkol, hava kirliliği ve deterjanlar gibi sebepler fiziksel yaşlanmayı hızlandırıyor. Cildimiz yaşlanmayı en erken ortaya koyan organımız. Cildin üzerinde organizmayı koruyan örtü gibi bir tabaka var. İşte bu kimyasal ürünler içeren deterjanlar bu örtüye zarar verip cildi olumsuz yönde etkiliyor.

GÜNEŞ IŞINLARI
Cildin en büyük düşmanı hiç kuşkusuz güneş. UV-A ışınları yalnız cilde zarar vermekle kalmaz genetik yapımızı da bozarak bizden sonraki nesillerin de başına ciddi problemler açabilir. Güneşe mümkün olduğunca maruz kalmamalı ve en az 30 korumalı güneş kremleri kullanmalıyız. Güneş ışınları cilt kanserine yol açtığı gibi, cildin elastikiyetini azaltarak, çok daha genç yaşta yaşlanmasına neden olur. Cildin gerekli nemi alması da çok önemli. Bunun için günde 2-3 litre su tüketmek gerekiyor. Suyu da yudum yudum içmek en sağlıklısı. Böylece tüm hücrelere gerekli nem giderek elastikiyetini artırır.