Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un, 7 ay aradan sonra dün ikincisini düzenlediği iletişim toplantısının özeti, "demokrasi, hukuk ve özgüven" kavramlarının içinde gizliydi. Her zamanki titizliği ve etkileyici ekip çalışması ile ciddi hazırlık yaptığı belli olan Org. Başbuğ, konuşmasının ana eksenine göre, karargahtaki üç kilit ismi de yanına almıştı. Genelkurmay 2. Başkanı Org. Hasan Iğsız, İstihbarat Başkanı Korg. İsmail Hakkı Pekin ve Adli Müşavir Tuğg. Hıfzı Çubuklu. Genelkurmay Başkanları'nın, ileri demokrasilerde kamuoyunun önüne çıkıp açıklama yapıp yapmadığı geçmişte sıkça tartışıldı. Org. Başbuğ, Anayasa'nın 117. maddesinde karşılığını bulan Başkomutan sıfatıyla, gerekli hallerde görüşlerini kamuoyu ile paylaşabileceğini, bunun doğal karşılanması gerektiğini 14 Nisan'daki Harp Akademileri sunuşunda dile getirmişti. Bu temel kabul nedeniyle Genelkurmay Başkanı, basınla buluşmasında iç ve dış güvenlikle ilgili olduğu kadar yer yer siyasi ve hukuki alanlara da girdi. Bu vesileyle...
BAŞBUĞDOKTRİNİ * Askeri personele "özgüven" aşıladı. "TSK olarak hiçbir şeyden çekincemiz yok. Her şeyi yasalar, emirler ve talimatlara göre yaparız. Yanlış varsa düzeltiriz. Açık ve samimiyiz. Herkesten açıklık ve samimiyet bekliyoruz" vurgusu dikkate değerdi. * Sade vatandaşın moralini takviye etti. "Yeter artık spekülasyonları bırakalım. Türkiye büyük bir ülke. Sadece bir şey istenmek üzere gelinen bir ülke değil. 'Türkiye çeşitli konularda ne düşünüyor, ne gibi katkılarda bulunabilir?' bunların arandığı bir ülke" sözleri ile lider profili çizdi. * TBMM'yi ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya dönük yasadışı girişimlerle TSK arasında bağ kurulmasından rahatsız olduğu biliniyordu. Silah ve mühimmat sayımları sonrasında askerin sicilinin temiz olduğunu açıklarken rahatlamış bir görüntü verdi. * Komutanların "darbeci genetik şifre" ile yaşayan insanlar gibi sunulmasından memnun olmadığı her halinden belliydi. Bu yüzden demokrasiye bağlılığı ısrarla teyit etti. Demokratik rejimle problemi olanları bünyede barındırmadıklarının altını çizdi. * "Hukuka sonuna kadar güvenilmesi düşüncesindeyiz. Başka alternatifimiz yok. Hepimize düşen görev sabırla yargının ulaşacağı sonucu beklemektir" diyerek geleceğe randevu verdi. Kimsenin peşinen suçlu ilan edilmemesi gereğini kayda geçirdi. Kişilik onurunu korumaya aldı. * TSK'nın, 3-4 ayda bir görüş değiştirmediğini anımsatırken AB'ye bakış açısını istek üzerine Ağustos 2008'e giderek bir kez daha anlattı. * Teröristlerin dağdan indirilmesi için "kapsamlı af" bekleyenleri teğet geçti. Son sınırı, geçtiğimiz hafta gittiği Şırnak'ta kendisine Kürtçe dua eden yaşlı teyzenin varsa dağdaki akrabasını bilgilendirip, topluma kazandıracağı vaadi oldu.