Üzerinden geçti birkaç gün ama eskimez bu mevzu, eskimemeli hatta, eskitmemeli katiyen... O yüzden ben yazmak istedim yine de: Derdim şu; yeni bir 23 Nisan'ı daha geride bıraktık ya... Günün anlam ve önemi sorulsa bana, vereceğim hiçbir cevap yok. Koca bir sıfır! Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan... Bir de böyle bir klişesi vardı bu bayramın değil mi? Ne neşesi ya, kasvet doluyor insanın içi, kasvet! Oysa bizlere, çocuklara, içimizin neşe dolacağı öğretilmemiş miydi fi tarihinde, ha? E o zaman niye Meclis'te siyasetçiler hayatlarının en kasvetli, en sıkıcı performanslarını hayata geçirdi yine? Güya 23 Nisan kutlanıyor Meclis'te; bakın neler konuşuyor vekiller, bakanlar, 'üst düzeyler': Kimlik siyaseti, Ergenekon, cemaatleşme, Obama'ya 'soykırım' yanıtı, hatta kabine revizyonu. Peki çocuklar bunun neresinde? Büyüklerin koltuğuna iki dakikacık oturan çocuklar bile siyasete alet edildi; o kadarını söyleyeyim ben size.
Peki, çok 'görkemli' bir 23 Nisan kutlamasının ardından 'sizin aklınızda kalan ne oldu' dersem? Benim tek bir şey kaldı aklımda; Van ve Mardin'in köylerinde, yırtık naylon ayakkabıları ile dans eden, 23 Nisan bayramını kutlayan 'o' öğrenciler! Eminim 'oradaki' bütün mülki amirler mangalda kül bırakmamıştır yine... Konuşmalarını yaparken esip gürlemişlerdir hatta ama o çocuklara bir çift ayakkabı almayı akıl edememişlerdir bile! O zaman kimin umrunda sizin konuşmalarınız? Meclis kürsüsünde birbirinizi yemeniz, yalanlarınız, astığım astık kestiğim kestik demeçleriniz? Birbirinize 'nasıl giydiririm acaba' diye politika yapmanız? Kimin umrunda yerlerde sürünen 'ego'larınızı şişirmeniz? Aslolan tek şey var beyler ve bayanlar... Çocuklara çok yazık oluyor bu ülkede! Çocukların kafasına dipçikle vurulabiliyor hâlâ! Özel harekat polisi, Hakkari'deki bir protesto gösterisine katılan 14 yaşındaki çocuğa tüfeğinin dipçiğiyle vuruyor, çocuğun kafası kanlar içinde, hayati tehlike atlatıyor. Ve o polis sadece ve sadece açığa alınıyor. Açığa almak ne demektir hiç bilmiyorum zaten, belki de bir tür ödüllendirme! Öte yandan çifte standarda bakınız lütfen: Güneydoğu'da polislere taş atan çocuklar ise yaşadıkları yıl kadar hapiste yatmaya mahkum ediliyorlar... Ne kadar adil değil mi? Keşke kafaya dipçikle vursalarmış sadece!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Bugünkü Tüm Yazıları
Kafaya dipçikle vursalarmış ya sadece!
Yayın tarihi: 27 Nisan 2009, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/27/gny/sever.html
Tüm hakları saklıdır.