kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Nisan 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Biz sorunları çözmek yerine onları dağıtır ve yayarız...

Sakıp Sabancı'yı anmak için ölümünün 5'inci yıldönümünde düzenlenen "Eğitim ve Kültür Sancıları" konulu seminerde, Gazi Üniversitesi öğretim üyesi ve Talim Terbiye Kurulu eski Başkanı Ziya Selçuk, Türkiye'yi şemalar ve tablolarla anlattı.
Bunlardan en ilgi çekici ve en çarpıcı olanı, Türk toplumunun konuları çözmek yerine bunları dağıtmasını ve hiçbirisine tam olarak odaklanamamasını gösteren tabloydu.
Gerçekten de böyle değil miyiz? Sorunlarımızı birer birer çözüp, "Çözülmüş sorunlar bilançosu" yapmamız mümkün değil...
Sanki bu sorunları çözmemek için engeller üretmekte daha başarılıyız.
Bakın işte... Ermenistan'la Türkiye'nin ilişkisi Karabağ Sorunu'na ve Azerbaycan'ın bu ilişkiyi onayına endeksli... Türkiye Ermenistan'la ilişkisini sağlıklı bir zemine oturtmazsa, her 24 Nisan'da ABD Başkanı'nın "Soykırım" demesi ve Türk-Amerikan ilişkilerinin kopma noktasına gelmesi ihtimali sürüp gidecek.

Her şey bir şeye endeksli
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişki de Kıbrıs Sorunu'nun çözülmesine endeksli. Neredeyse yarım yüzyılı aşan AB beklentimiz böylece şimdi yine askıda.
Bu arada AB'ye karşı en kuvvetli kozumuzu oluşturacak ve Azeri doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınmasını içeren "Nabucco Projesi" de, Azerbaycan'ın Moskova ile flörtüne endeksli.
"Başörtüsü" sorununun çözümü de bir kriz konusu konumunda belirsiz bir yarına ertelendi.
Bu sorunun tartışılması sırasında Anayasa reformu yapılmasını da, rafa kaldırdık.
Sivil demokrasi üzerindeki Derin Devlet vesayetinin kalkması için Anayasa reformundan ümidi kesince, gözümüzü Ergenekon adı verilen ve Türkiye'nin bağırsaklarını temizlemesi beklenen davaya çevirdik.
Ama şimdi o dava da sanki dağıtılmak istenir gibi bir tablo var ortada.
Öcalan Davası'nın savcısı Talat Şalk bile, İzmir'deki Kitap Fuarı'nda "İmralı'da Öcalan'a Soruldu" kitabını imzalarken bir okurunun Ergenekon hakkındaki görüşlerini sorması üzerine , "Objektiflikten uzak, halk hiç inanmıyor. Hukukçu olarak daha fazla konuşmak bana yakışmaz" yorumunu yapmış.

Herkesin davası farklı
Doğan Haber Ajansı'ndan Elif Demirci'nin haberine göre Şalk, Öcalan davası'na dönük eleştiriler üzerine de şöyle demiş:
- Biz Öcalan'ı birinci defa sorguladık, cevap verdi. Verdiği cevapların hepsi doğru. Ama bize her şeyi anlatmadı. Para konusunu da arşivi de sorduk. Onlar hakkında geçiştirici cevaplar verdi. Sonuçta biz savcıyız, ağzından zorla laf alamayız. Bize söylemediği şeyler vardır.
Acaba Ergenekon'u soruşturan savcılar, kimin ağzından zorla laf alabilirlerdi?
Veya Öcalan'ın yandaşları o davayı objektif buluyorlar mıydı?
Ama burası Türkiye...
Herkes kendi davasının yanındadır burada.
İtalya'daki "Gladyo Davası" savcısı Felice Casson geçen yıl Türkiye'yi ziyaret ettiğinde yaşadıklarını anlatmıştı.
Bunları önceki gün Mehmet Altan, Star'daki başyazısında hatırlattı hepimize:

İtalyan Ergenekon'u
- İtalya'da ABD ve İngiliz gizli servislerince eğitilen, ikisi kadın 622 kişi saptandı... 139 ayrı yerde silah ve mühimmat deposu bulundu... 463 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması istendi... 7 bin 417 kişi için suç duyurusu yapıldı. Yargı önüne çıkarılan işadamı sayısı 911'i buldu...
- Casson, 1972'de meydana gelen bir patlamayı 1984'te görevdeyken incelemeye başladı. 1990'da 622 kişilik listeyi Başbakan Giulio Andreotti'ye sundu. Gladio'nun varlığı, savcıdan isimleri alan Başbakan Giulio Andreotti tarafından 1990'da ilan edildi. Eski Başbakan Bettino Craxi'nin de aralarında bulunduğu 12 eski bakan ve parlamenter hakkında tutuklama kararı verildi. Azil süreci başlatılan Cumhurbaşkanı da istifa etmek zorunda kaldı.
- Efsanevi İtalyan savcı ne diyor? "Türk Gladio'su çok daha karmaşık bir özellik gösteriyor. Çünkü bir taraftan dünyası... Bir taraftan medya dünyası... Bir taraftan siyasi dünya ilişki içinde..." Daha 'kolay' olan İtalyan Ergenekon'u, yedi yılda 7500 kişiyi kapsayarak sonuca ulaşmışsa...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın