İLİŞKİLİ HABERLER
Oynar çıkarım tadı damakta kalır!
Oynar çıkarım tadı damakta kalır!
'Hayat Bilgisi'nin Pikaçu'su Kerem Kupacı konuk oyuncu olarak girdiği 'Elveda Rumeli'deki rolüyle izleyiciyi şaşırttı. Daha önce liseli rollerinde ve komedi ağırlıklı projelerde rol alan Kupacı: Dramayı gösterdim. Oynar çıkarım, tadı izleyenlerin damağında kalır ..
Bugüne kadar kendi yaşından çok daha küçük karakterleri canlandıran ve komedi ağırlıklı TV dizileri ve sinema filmlerinde izleyici ile buluşan Kerem Kupacı 'Elveda Rumeli'deki 'Ömer' rolü ile izleyiciyi şaşırttı. Konuk oyuncu olarak girdiği dizide, Meryem'in yıllar sonra esaretten kurtularak köye dönen kocasını canlandıran Kupacı'yı görenler gözlerine inanmadı. Çünkü Kupacı daha birkaç sezon öncesine kadar izleyicinin karşısına liseli rolüyle çıkıyordu...
* 'Elveda Rumeli'de üç bölüm konuk oyuncu oldunuz. Bitti mi dizideki rolünüz?
Ortada beş tane çocuk var. Ben ölmeden rol bitmez! Üç bölüm diye konuşmuştum ama bilmiyorum, belki de devamı gelir.
SÖMÜRÜLMEKTEN SIKILDIM
* Hep yaşınızdan küçük rollerde izliyorduk sizi ve gerçek yaşınızı öğrenenler hayret ediyordu. Eleştiren de olmuştu. Bu dizide başka bir şey mi göstermek istediniz?
Aynen öyle. Bıyık bırakınca 38 yaşımdayım, kesince liseli! Şaka bir yana, şimdi herkes benim inanılmaz bir drama oyuncusu olduğumu düşünüyor. Üç bölüm oynar çıkarım ve tadı herkesin damağında kalır. (gülüyor)
* Ömer'in yıllar sonra çıkıp gelmesi herkese sürpriz oldu. Ömer dokuz sene sonra döndüğünde, her şeyi aynı bulacağını nasıl düşünmüş ki?
Tabii motivasyonlar çok önemli. O adamın hayatta kalma sebebi çocukları ve karısıymış. Dizinin içinde de işledik bunu. Adam sırf onlara kavuşabilmek için hayatta kalmış.
* Siz de bir dönem sessiz sedasız gidip İspanya'ya yerleştiniz. Niye gitmiştiniz?
Sebeplerim vardı. Türkiye'den çok sıkılmıştım; karmaşıklıktan, düzensizlikten. İnsanların bir şeyler üretmesinden çok, olanı sömürmesinden sıkılmıştım. Benim için de çok iyi oldu oralarda dolanmak. Ticaret ile uğraştım orada. Başka şeyler gördüm.
* Siz döndüğünüzde her şeyi bıraktığınız gibi buldunuz mu?
Dönmeyi planlayarak gitmemiştim. O yüzden evimi, arabamı satmış, her şeyimi dağıtmıştım. 'Osmanlı Cumhuriyeti' filminin çekimleri için ara ara geldim. Temmuz ayında da temelli geri döndüm. Kendi düzenimle ilgili değil tabii ama onun dışında her şey, aynı tas aynı hamam. Burada yapılan hiçbir iş kalpten yapılmıyor. Sadece oyuncular için değil, herkes için geçerli bu...
HERKES DEPRESYONLU
* Sizin için de geçerli mi?
Benim için öyle değildi işte, onun için gittim zaten. Hayat sana bazen diyor ki, 'bunu öğrenmem lazım'. Onu öğreniyorsun, uğraşıyorsun, didişiyorsun, çabalıyorsun. Sonra başka bir şey çıkıyor karşına....
* 'Osmanlı Cumhuriyeti'nin çekimleri için geldiğinizi söylediniz. Gani Müjde'nin neredeyse her dizisinde ya da sinema filminde rol alıyorsunuz. Nasıl bir bağ sizinki?
Aşığız! (gülüyor) Gani, kalp-yürek ikilisini kaybetmeyen biridir. İş beraberliğinden keyif alıyoruz ama bu insan biriktirmekle ilgili galiba. Biz yıllardır gerçekten dostuz. Son dönemde yapılan en büyük hata bu, harcıyorlar insanları. O bitiyor başkası, o bitiyor başkası... Hayata bakış tarzı bu sömürü. Etrafımdakilere bakıyorum, herkes ağır depresyonlu! 70'lerin Amerikası gibi.
* Siz?
Ben çok iyiyim....
* Uzun soluklu dizilerde ve çeşitli sinema filmlerinde rol almanıza rağmen magazin basınından uzak kalmayı nasıl başardınız?
Bu bir tercih. Yaptığım işi seviyorum. O işin yansıması güzelse zaten izleyici beni takdir ediyor. İzleyicinin kafasındaki imajın dışına çıkmak, oyuncu olarak bana hiçbir fayda sağlamaz. Ben zaten Kerem'im. Onlara Kerem olmayan bir şeyi gösteriyorum ki onu beğeniyorlar. Oyunculuğun temeli de bu zaten. Kendimi oynuyorsam niye yapayım ki bu işi...
* Kendini oynayanlar mı var?
E tabii, çünkü başka malzemesi yok. İzleyicinin önüne kendini taşıyorsun bir yerde. Sen, sana senaryo yazarları tarafından oluşturulan dünyanın içine girebiliyorsan gerçek bir oyuncusun.
* Eğitimli olmayan oyuncular hakkında daha önce keskin bir açıklamanız vardı...
Ezerim demiştim! Her zaman öyle, ezerim. Ben illa ki okul bitirsin demiyorum. Ama bir eğitim tamamlasın mutlaka. Buna en iyi örnek, Cem Davran. O da okul bitirmedi ama müthiş bir oyuncudur çünkü bir yerden mezun olmak çok önemlidir. O da usta-çırak eğitimini tamamladı. Ben Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde 'Hareket Psikolojisi' dersi veriyorum ve öğrencilere oyunculukla ilgili düşünebilmeyi öğretiyorum. Nereden mezun olursan ol, düşünemezsen yapabileceğin bir şey yok!
İLİŞKİLİ HABERLER
Oynar çıkarım tadı damakta kalır!
Yayın tarihi: 21 Nisan 2009, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/21/gny/haber,2344346DFED1429E983F30D45CBF4100.html
Tüm hakları saklıdır.