Zaman zaman davetler alıyorum. İşler nedeni ile bir kısmına gidemiyorum, bir kısmı ise zaten çok gerçekçi davetler olmuyor. Bir süre önce bir davet aldım. Genç bir anaokulu öğretmeninden, Ferdane Öğretmen'den. Davet, Birecik'ten geliyordu. Okullarında yaptıkları projeleri öyle içten ve heyecanlı anlatmıştı ki, davet etmese de gitmek isterdim. Sonuç olarak geçen pazar günü Birecik'deydim. Ferdane Gün beni Kahramanmaraş'tan almaya okul müdürü Fatma Karakurt ve onun eşi Hasan Bey ile birlikte gelmişti. Böylesi içten bir karşılama sonrasında yaklaşık bir buçuk saatlik araba yolculuğu boyunca, iki öğretmen Birecik Anaokulu ve Birecik'in köy anaokulları için planladıkları 20'ye yakın muhteşem proje anlattılar.
HASAN BEY'İN PASTASI Yüzyıllardır birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ilçe, kelaynakları ile biliniyor. Hani şu bir zamanlar düşüncesizce öldürdüğümüz, kovaladığımız sonra tüm dünyada nesillerinin tükenmek üzere olduğunu öğrenince koruma altına aldığımız kuşlar. Önce onları görmeye gittik. 11 tane kaldıkları zaman anlamışız tükenmek üzere oldukları ve şimdi 95 tane olmuşlar emekle. Bakımlarını yapan bekçi, Birecik'teki kayaların onların yaşamına katkısını anlattı ve ekledi: "Tek eşliler, asla başka eş bulmuyorlar ve yumurtanın üzerinde kuluçkaya dişisi ile erkeği dönüşümlü oturuyor." Belki korurken bu paylaşımlarından ve sadakatlerinden ders almayı da beceririz diye düşündüm. Sonra anaokuluna gittik. Okulun altı yıl önceki resimlerini gördüm önce, sonra kendisini gezdim.
Müdüre hanım, en genci 22 en yaşlısı 29 yaşında olan pırıl pırıl öğretmenleri ile bir mucize yaratmayı başarmış. Öğrenci sayısını artırırken, sineması olmayan ilçenin anaokuluna film salonu, dans kursu, oyun bahçesi ve sınıflar yaratmayı becermişler. Oyun bahçelerini, masalarını, dolaplarını tarifle marangoz yapmış, üstlerindeki resimleri aslında kalorifer görevlisi olan personel yaratmış, tek olan eğitim materyallerini beş sınıf dönüşümlü paylaşırmış. Fark etmez çünkü orası okul kokuyor. Sınıf duvarlarındaki resimlerde öğrencilerin gözleri parlıyor. O parıltı her biri başka başka illerde büyümüş, genç öğetmenlerinin yüreğinden oraya yansıyor.
Gerçekleştirdiğim en zevkli sohbetlerden birini yaptım. En azı üç tane olan çocuklarını bırakamadıkları için yanlarında getiren, buna rağmen pazar günü Birecikli tiyatro sanatçısı Mehmet Akan'ın adı verilen kültür merkezine gelerek soru soran, çocukları için en iyisini yapmaya çalışan anneler harikaydı. Onlarla el ele çalışan öğretmenler muhteşemdi. "Biz ne yapsak da kızları çocuktan saymıyorlar, erkek istiyorlar," diyen anne, kızının kendi ile aynı yazgıyı paylaşmaması için kararlıydı. Çayla ikram edilen ve yediğim en güzel pastalardan biri olan yaş pastanın tadı unutulmazdı. Böylece öğrendim ki müdüre hanım genç öğretmenleri ile geleceğin neslini yaratırken, eşi Hasan Bey de pastalar yaratan bir ustaymış.
AKLIMDA KALANLAR Aklımda azmin neler yaratabileceği kaldı.
Zorluklarla düzenlenen anaokul sınıflarının orta yerinde duran, maddi nedenlerle değiştirilemeyen küçük, solmuş, yıpranmış, eski halılar ve halısız zeminde oynayan çocuklar kaldı. Aklımda Tüter Köyü'nün devamlı sıva dökülen tavanı ve dökülenleri süpürmeye çalışıp, eğitim veren öğretmeni kaldı. Aklımda öğretmenliği seven gerçek öğretmenler kaldı. Birecik'e can veren, zaman zaman da can alan Fırat, Fırat'ın üstündeki doğu ile batıyı birleştiren köprü ve Fırat manzaralı Kıyı restoranda yürekleri sevgi ve heyecan dolu insanlarla sohbet kaldı. Aklım ise Birecik Anaokulu'nun halılarını nasıl yenilerizde, Tüter Anaokulu'nun çatısını değiştirmek için kermes yaparak para toplamaya çalışan öğretmenlere nasıl destek oluruzda, büyük çabalarla oluşturdukları kütüphaneyi zenginleştirebilmekte kaldı. Hiç gitmediğimiz, görmediğimiz ta uzaktaki köyün, okulun nasıl bizim olduğunu hiç anlamadım. Ama orada, sandığımızdan yakında, bizim olan bir anaokulu var. Gidemesek de, göremesek de yapılacak bir çatı, halı kaplanacak sınıflar, desteklenecek genç eğitmenler ve kelaynakların aksine sayılarının hızla atmasını umduğum pırıl pırıl çocuklarla aileleri var. Çok mu zor? Bu soruyu, davete katkıları olan ilçe milli eğitim müdürüne ve kaymakama sormak isterdim ama sohbete katılmadıkları için tanışamadım. Siz ne dersiniz? Bizim anaokulumuz için bir şeyler yapabilir miyiz? Çok mu zor?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 18 Nisan 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/18/ct/semerci.html
Tüm hakları saklıdır.